Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
TASAVVUF'UN ASLI HAKİKAT VE MARİFETULLAH İNCİLERİ - Ömer Öngüt Görüşleri Sözleri Kitapları Düşünceleri Yazıları Eserleri
Kalblerin Anahtarı Külliyatı
TASAVVUF'UN ASLI HAKİKAT VE MARİFETULLAH İNCİLERİ
Tasavvuf, insanın süflî hayattan ulvî hayata ve yüksek kemâlâta ulaşabilmesini; nefsini kötü duygu ve huylardan, hayvânî sıfatlardan arındırarak ahlâkını düzeltmesini, zâhirini ve bâtınını nurlandırmasını sağlayan mânevî bir disiplindir. Bu bakımdan tasavvuf, İslâm ahlâkının vücut bulmasında en büyük âmildir.

9- Murakaba

9- Murakaba


Bütün kayıt ve şartlardan, arzu ve isteklerden sıyrılıp çıkmak, Hakk’ta fâni olarak daima Hakk’ı tefekkür etmek, huzur-u ilâhi’de Hakk ile olmak, kısacası Murâkıb’ı düşünüp tamamen O’nunla olmak demektir.

Murakabanın alâmeti, Allah-u Teâlâ’nın tercih ettiğini tercih etmektir.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’lerinde buyurur ki:

“Ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.” (Âl-i İmran: 5)

Hiçbir şey O’na gizli değildir.

Bütün hareketleriniz Allah’ın kontrolü altındadır. Yaptıklarınızdan, sözlerinizden, niyetlerinizden hiçbiri O’ndan gizli kalmaz.

“Allah her şeyi görüp gözetendir.” (Ahzab: 52)

Her şeyden haberdardır, ne bir hatırlatıcıya, ne de bir uyarıcıya ihtiyacı vardır.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ise Hadis-i şerif’lerinde bu tefekkürün kaynağını şu şekilde beyan buyurmaktadır:

“İhsan, Allah’ı görüyormuş gibi O’na ibadet etmendir. Zira sen O’nu görmüyorsan bile O seni görüyor.” (Müslim: 1)

Bu Hadis-i şerif, müşâhede makamından murakabaya iniştir. Zâhirî ve bâtınî bütün ibadet vazifelerini, iman esaslarını, kalplerin ihlâsını izah etmektedir.

Bu hâle gelen bir kimseye Allah-u Teâlâ’nın her yerde mevcut olduğu hakikatı zuhur eder, müşahede mertebesine yükselir. Rubûbiyet nurları, Ehadiyet sırları tecelli eder.

Devamlı murakaba ve tam bir ihlâs ile Allah-u Teâlâ’ya yaklaşmayı arzulayan bahtiyar bir kul için; yükselme ve feyz kapılarının açıldığı, başarı sebeplerinin hazır bulunduğu açık bir gerçektir.

İnsanın üç saati vardır. Birisi geçmiştir. Diğeri de gelecek saattir. Onun da gelip-gelmeyeceği ve nasıl geleceği belli değildir. Üçüncü saat ise içinde bulunulan saattir.

Kula düşen, içinde bulunduğu saati en güzel şekilde değerlendirmeye çalışmaktır. Bir sonraki saate yetişirse, onu da aynı şekilde değerlendirmelidir.

İçinde bulunduğu anı ömrünün sonu kabul ederek ona göre hazırlanmalıdır. Zaten belki de son vaktidir. Böyle yaparsa artık ölümden de çekinmez.

Muhafaza edilen vakitler, vakitlerin en faziletlisidir.


  Önceki Sonraki