Allah-u Teâlâ peygamber ve veli kullarından her birine bir derece ve rütbe vermiş; ancak “Hâtemiyyet” lütfunu yalnız Hâtemü’l-enbiyâ olan Muhammed Aleyhisselâm’a ve Hâtemü’l-evliyâ olan zâta bahşetmiştir.
Allah-u Teâlâ bir Âyet-i kerime’sinde şöyle buyuruyor:
“Biz kimi dilersek onu derece derece yükseltiriz.” (En’âm: 83)
Kullarından herhangi bir kulu insanlar arasından seçmeye ve dilediği rütbeye yükseltmeye kadir olan Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde bu hususu şöyle haber veriyor:
“Kime dilersen ona izzet verirsin, yükseltirsin.” (Âl-i imrân: 26)
Verilenler hep O’ndandır, O’nun lütfudur. Buna mahlûkun ilmi, aklı yetmez.”
Bu kitap sırların sırrı olup, Hakk’tan gelen Rütbe’den bahsetmektedir. Hem çok ince sırları ihtiva etmekte, hem de bunları Hakk’ın taktığı lütuf, ihsan ve ikramından mânevi rütbeyi arz etmektedir.
“Bu Allah’ın fazl-u ikramıdır, kime dilerse ona verir.” (Cum’a: 4)