Bu eser ise 92-116. sohbetler arasındaki yirmi beş sohbetten teşekkül etmiştir.
Bu sohbetlerde geçmişte yaşamış Evliyâullah Hazerâtı’nın Hâtem-i veli hakkındaki beyanları arzedilerek izahları yapılmıştır;
Hâtem-i veli’nin hiçbir veliye ihtiyaç bırakmayacak bir kemâlâtla zuhur edeceği; Resulullah Aleyhisselâm’ın Hâtem-i veli ile iftihar ettiği ve bizzat onunla yetinip karar kıldığı; Hâtem-i veli’nin; Resulullah Aleyhisselâm’ın yalnız hissî sülâlesinden değil, onun hem soy, hem de ahlâk sülâlesinden olacağı; mertebesine hiç kimsenin erişemeyeceği; ikinci bin yılın müceddidi oluşu; iradesinin kendi elinde olmadığı; halkın imamı, velilerin bayrağının sahibi, yer ehlinin emini, gök ehlinin nazar yeri, gönüllerin reyhanı, Allah-u Teâlâ’nın has’ı, O’nun nazargâhı ve kendi sırlarının kaynağı, hidayet anahtarı, yeryüzünün nuru, neciplerin seyyidi, mânevî tabiplerin imamı olduğu; âhir zamanda adaleti, hakkaniyeti ayakta tutacak ondan başka kimsenin olmayacağı; zuhuru ile güneşin batıdan doğma saatinin artık iyice yaklaşacağı; Hâtem-i veli’nin Türk’e gönderileceğine dâir Hakîm et-Tirmizî -kuddise sırruh- Hazretleri’nin Büdüvv-ü Ş’en adlı risâlesindeki beyanı ... ve daha nice vasıfları bir bir gözler önüne serilmiştir.
Eser tahkik ve tetkik edildiğinde görülecektir ki, şimdiye kadar duyulmayan hiçbir kitapta da geçmeyen ince sırlar, bâtınların da bâtını hakikatler gönülden kaleme dökülmüş, hakikati arayan müslümanların istifadesine arzedilmiştir.