Birçok erkekler kadınları yüzünden ermiştir. Birçok kadınlar da erkeklerin huysuzluğu yüzünden ermişlerdir. Yani bedavaya vermiyorlar.
Tatlı tatlı idare etmek lâzım. Sertliğimiz kadın ve çocuk üzerine olmamalıdır. Çünkü onlar zayıftır.
Zulmetme! Hazret-i Allah, zâlimleri sevmez. Zâlimin zulmü varsa, mazlumun Allah'ı var. Allah'ın gücü her gücün üzerindedir. İşte insan bunu kavrayamıyor.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurdular ki:
"Kadınlar hakkında Allah'tan korkunuz. Çünkü siz onları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Onların ırzlarını Allah'ın kelimesi (nikâh akdi) ile kendinize helâl kıldınız." (İbn-i Mâce: 3074)
Binaenaleyh iki günlük hayat, tatlı geçerse güzel olur. Bu tatlı hayat da huzur ile mümkün olur. Bu arada birçok şeyleri görmemek lâzımdır. Ahkâma muğayir olmayan hudut dahilindeki hususlarda idare etmek lâzımdır.
Bu noktada bir hususu arz edelim:
Halife Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- Efendimiz çok celâlli bir zât-ı âliydi, şeytan bile korkardı.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- hakkında şöyle buyurmuşlardır:
"Gökyüzünde Ömer'e saygı göstermeyen hiçbir melek, yeryüzünde Ömer'den korkmayan hiçbir şeytan yoktur." (Feyzü'l-Kadir, 5; 459)
Hanımından sıkılmış ve bunalmış olan bir zât bir gün Halife'ye giderek hanımını şikâyet etmek ister, fakat daha Halife'nin yanına girmeden Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- Efendimiz'in hanımının kendisiyle çekiştiğini duyar ve "Ben kimi kime şikâyet ediyorum." diyerek geri döner.
Tam dönerken Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- Efendimiz önüne çıkar.
"Niye geldiğini" sorar, o da:
"Ben hanımımdan bizar kalmış, bunalmış ve onun için şikâyete gelmiştim. Fakat sizin hanımınızın size söylediği sözleri duydum; benim hanım bu kadar ileri gitmiyor, kimi kime şikâyet edeceğim diye dönüyorum." der.
Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- Efendimiz:
"Benim hanımım evimi muhafaza eder, çorbamı pişirir, çocuklarıma bakar, cehennemden bana perdedir. Bu yaptığı hareket ahkâm dairesindedir. Onun haricinde olsa ben onu yok ederim." buyurarak; "Senin hanımın bunları yapıyor mu?" diye sorar.
"Yapıyor!" cevabını alınca;
"Daha ne istiyorsun?" diyerek o zâtı gönderir.
Şu halde çok dikkat etmek lâzım. İnsan huzur ile şerefi ile yesin de kuru ekmek yesin. Onunla da karnı doyar. Amma para ile altın ile doyulmaz.
Özü; kalpte huzur, evde huzur. Bu da Hakk'a tekarrübiyetle olur.
Huzur olması için helâl lokmaya dikkat edin, gece ibadetini artırın. Nefse, şeytana yol vermeyin.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
"Nezafet imandandır." buyurdular.
Amma her yönde, her alanda...
Söz, dikenden beterdir; söz, kalbi kırar. Kabalık, sertlik, terslik bu yolda yakışmaz. Niçin? Hakk yolu olduğu için.