İltifat ve sevgi dolu mektubunuz bize ulaştı. Sağlık ve selâmet haberlerinizle teveccühlerinizin devamına karşılık nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Cezbelerinizi tebrik ederim.
“Rahman olan Allah’ın cezbelerinden bir cezbe insanların da cinlerin de ameline denktir.” hükmü bir hadistir. İnsanın kendi kuvvet ve takatiyle Cenâb-ı Hakk’a sülûkü ve yakınlığı ile Cenâb-ı Hakk’ın kulunu yakalayıp kendisine câzibesiyle çekmesi arasındaki fark yerle gök arasındaki uzaklık gibidir. İnsanda olan kuvvet Cenâb-ı Hakk’ın kuvvetine nisbetle yok gibidir. Şu kadar var ki, gerçek ve hakiki cezbe seyr-ü sülûkten sonra olan cezbedir. Bu tip meczûba sâlik-i meczûb adı verilir. Meczûb-i sâlik ise tarikata ilk defa giren mübtedîlerin hali ve durumudur. Bunda istikamet üzere bulunup kararlı davranırlarsa faydalanırlar. Aksi halde asla bir istifadeleri olmaz.
Hacı Âsım Bey Efendi’ye bilhassa selâm ve hürmetlerimi arzederim. Galiba vakitlerini murâkabe ile ihyâ ediyorlar. Mübarek olsun. Cenâb-ı Hakk’a olan teveccüh ve maiyyetleri artsın.
Sizin de bildiğiniz gibi “murakabe-i maiyyet”in tesir sahası çok geniştir. “Nerede olursanız olun, O sizinle beraberdir.” (Hadîd: 4) Âyet-i celile’sinden alınmıştır. Murâkabe-i akrabiyyet’te son bulur. “Biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf: 16) Âyet-i celile’sinin gerçek mânâsı, sâliklerce ancak bu murâkabede anlaşılır. Cenâb-ı Hakk’ın beraberliği Maiyyet ve yakınlığı Kurbiyyet’e hakkıyla inanan bir mümin duymak ile tatmak arasındaki farkı dikkatten uzak tutmamalıdır. Balın tadının anlaşılması her ne kadar dinlemekle kolay anlaşılabilir ise de hiçbir zaman bu anlayış tatmanın verdiği bilgiler seviyesinde olamaz.
Allah sizi ve bizi bu rızıkla rızıklandırsın, âmin.