Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin Hayat-ı Saadetlerinden İnciler ve Hatıralar (171) - O'nu Ancak O'nun Işığı Gösterir - Ömer Öngüt
O'nu Ancak O'nun Işığı Gösterir
Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin Hayat-ı Saadetlerinden İnciler ve Hatıralar (171)
Dizi Yazı - İnciler ve Hatıralar
1 Temmuz 2025

 

Muhterem Ömer Öngüt
-kuddise sırruh- Efendi Hazretleri'nin
Hayat-ı Saadetlerinden İnciler ve Hatıralar (171)

 

O'nu Ancak O'nun Işığı Gösterir:

"Sıddîk-ı Ekber -radiyallahu anh- Efendimiz;

"Ben Allah'ımı gördüm, başka bir şey görmedim." buyuruyorlar.

Fakir belki bunu gözümle görmüşümdür. Kuvve-i beşeriyenin haricinde bir hâlâttır.

Bu hakikati size temsille arz edelim:

Farz-ı muhal ki bir şişeyi birisi tutuyor. Şişeyi mi görürsün, tutanı mı?

Hazret-i Allah'ın yarattığı bütün mevcûdat şişe mesabesindedir. Herkes şişeyi görür, tutanı kimse görmez. Cenâb-ı Hakk dilerse bunu fakire öylece gösterir ve ona benzer daha nice sırlar gösterir.

İnsanın varlığı Hazret-i Allah'ı görmeye mâni oluyor. Onlar varlıklarını kaybettikleri için Var ile görüyorlar. Yine bunlar Hazret-i Allah'ın göstermesi ile oluyor. Hiçbir beşerin O'nu görmeye gücü ve kuvveti yetmez. O'nu ancak O'nun ışığı gösterir. Hazret-i Allah mahlûkunun anlayacağı tarzda tecellî eder. O da gördüm der. Halbuki O, ona göre tecellî etmiştir.

Fakir bunu size arz etmeseydik, siz nerede bulup nerede bilecektiniz?"

 

Vakıf Nedir?

"Sevilen şeylerin infâkıdır. Allah için, Allah yolunda, Hakk namına infâk.

Cenâb-ı Hakk Âyet-i kerime'sinde şöyle buyuruyor:

"Sevdiğiniz şeyleri Allah yolunda infâk etmedikçe, asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infâk ederseniz, şüphesiz ki Allah onu bilir." (Âl-i İmrân: 92)

Sevilen şey; maldır ve candır. Allah'a ve yoluna adanan ömürdür.

Malı infâk eden; var veriyor, canı infâk eden; bir kere verir, şehit olur. Canını, ömrünü Allah yolunda sarf eden işte bu kıymetlidir. Bütün ömrünü vakfetmiş. Allah yolunda hizmetle geçirilen bir ömür tüketmek.

Vakfın şartı nedir?

Başkası ile ortak olunan şey vakfedilemez. Çünkü vakfedilen şeyin, vakıf olması için teslim edilmesi şarttır! İnsan kendini vakfa teslim etmişse bitti artık! Onun başka bir işle, meşguliyetle işi olmaz!

Vakıf; Allah ile olan bir akittir. Allah'a verilir, Allah için teslim edilir.

Vakıf çalışanları kendilerini Hazret-i Allah'a adamışlardır. Binaenaleyh yapacağımız her şeyde muhatabımız Hazret-i Allah'tır, Resulullah Efendimiz'dir.

Vakıf demek emanet demektir. Vakıf malı bir emanettir. Yürümesi için sana tevdi edilen iş ve hizmetler bir emanettir.

Bu emanete riayet rızâ-i İlâhi'ye vesile olur. Vakfa hıyanet ise Gadabullah'a mucipdir ve insanı helâk eder. Kişi farkında olmaz, müslüman iken münâfık oluverir.

Aç durun, kuru ekmek yiyin, vakfa el uzatmayın! Aman dikkat edin, burası vakıf, elini uzatanın, ciğerini sökerler. Kuruşun hesabı var. Allah'ın kasasına el attın mı bitti işin, elini kuruturlar!

Vakıf bu, zerreden hesap sorulur!"

"Vakfın kuruşundan değil, kokusundan Allah'ıma sığınırım. Vakıf malına o kadar titizim ki; "Emanettir, bana soracak!" diyorum. Emanettir."

 

Nurlu Sözler

Hikmetli Beyanlar:

"Müridan için Hazret-i Allah'tan şunu isteriz:

İhvanı boynuma assın da öyle yürütsün. İhvanı öne, akrabalarımı arkaya asarak yürütsün. Ve Mevlâ onları cennete koysun, beni orada bıraksın, beni yalnız kendisi ile meşgul ettirsin.

Hazret-i Allah müridan için böyle niyaz ettirmiş, bundan hiç kimsenin haberi olmaz. Bu hâl sırf O'nun ikram ve ihsanıdır."

"Notlar'ı gönüle almalı, gönül kitabı yapmalı. Allah'ımıza sonsuz şükürler olsun ki, bu bir hediye-i ilâhi'dir.

Fakiri hoş görüyorlar, bir şey demiyorlar. Biz de açı açıveriyoruz, gelen gidiyor, gelen gidiyor. Deseler açmayız."

"Fakirin bir gün bile tahsili yok. Bu ilim O'ndan değil de kimden?"

"Kişinin zerre kadar kendisine istinad etmesinden büyük dalâlet göremiyoruz.

Bazen bakıyorum, hiçbir şey bilmez hiçbir şeye değmez olduğumu görüyorum.

"Allah'ım beni böyle halk ettiğin için sana şükürler olsun." diye niyaz ediyorum, şükrümü arttırıyorum. Becerikli bir şey olsaydım birçok şeyleri nefsime mâl edecektim, o zaman da helâk olacaktım."

"'Allah'ım gözümü açıp kapayıncaya kadarki mesafede beni nefsime, şeytana, şeytanlaşmış insanlara bırakma.

Lütfettiğin güzel nimetleri benden geri alma. Af ve afiyetini diliyorum, beni lütuf ve rızandan ayırma.' Bu duâ, duânın özüdür, bu duâyı her gün yapın."


  Önceki Sonraki