Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN HAYATI - HAZRET-İ ÖMER'ÜL-FARUK -Radiyallahu Anh- (36) - Ömer Öngüt
HAZRET-İ ÖMER'ÜL-FARUK -Radiyallahu Anh- (36)
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN HAYATI
Dizi Yazı - Ashâb-ı Kiram -r. anhüm-
1 Şubat 2025

 

ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN
HAYATI

"Ashâbım Yıldızlar Gibidir. Hangisine Uyarsanız Hidayeti Bulmuş Olursunuz." (Beyhâkî)

HAZRET-İ ÖMER'ÜL-FARUK -Radiyallahu Anh- (36)

 

Tesettür Konusundaki Hassasiyeti:

Allah-u Teâlâ Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in muhtereme hanımlarının, kızlarının ve diğer mümine hanımların şereflerinin muhafazası için tesettüre riayet etmekle mükellef olduklarını beyan etmek üzere Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurmuştur:

"Resul'üm! Zevcelerine, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle. Zaruri bir ihtiyaçları olup dışarı çıkmak istedikleri zaman, dış elbiselerini üzerlerine giysinler." (Ahzâb: 59)

"Cilbab", kadınların elbiselerin üstüne giydikleri, kadını tepeden tırnağa örten her çeşit büyük örtüdür.

Ümmü Seleme -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz buyururlar ki: "Ahzab sûresinin 'Dış elbiselerini üzerlerine giysinler.' Âyeti nâzil olunca, Ensar hanımları dışarı çıktılar. Giydikleri örtülerden dolayı sanki başlarının üzerinde siyah kargalar vardı." (Ebu Dâvud: 4101)

Âyet-i kerime'nin devamında şöyle buyuruluyor:

"Bu onların ahlâksız kadınlardan olmadıklarının bilinmesi ve incitilmemesi için daha elverişlidir." (Ahzâb: 59)

Mümine kadınların kirli bakışlardan korunmalarına en uygun olan biçim budur.

"Allah çok bağışlayandır, merhamet edendir." (Ahzâb: 59)

Bağışlaması çoktur, bugüne kadar geçmiş açıklıkları bağışlar, kusurları örter. Rahmeti de çoktur, bundan böyle emrini tutanları rahmetiyle arzusuna ulaştırır.

Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- halka dağıttığı bir çeşit elbisenin, vücud hatlarını belli edeceği için kadınlara giydirilmemesini emretmiştir.

Evden dışarı çıkacak olan kadının örtünmesi ile ilgili olarak da şu sözü söylemiştir:

"Müslüman kadın, bir ihtiyacı olduğu zaman, vücudunu gizleyen bir elbise içinde evden dışarı çıkmaktan menedilemez. Ancak bu öyle bir örtü olmalıdır ki, eve dönünceye kadar onu kimsenin tanımaması gerekir."

Dinimiz, vücut hatlarını gösterecek darlık ve incelikte olan elbiselerin giyilmesine cevaz vermemiştir. Örtünün sık dokunmuş ve altını göstermeyen kalınlıkta olması gerekir. Kadının vücut hatlarını belli eden elbisesine bakmak, o uzuvlara bakmak gibi sayılmıştır. Uzuvların şeklini belli eden elbise, kalın da olsa ve cildi göstermese bile haramdır..

Kadının elbisesi, altındaki teni gösterecek kadar ince; göğüs, bel, kalça gibi tahrik edici uzuvlarını belli edecek kadar dar olmamalıdır.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde kadınların vücut hatlarını belli eden ve şeffaf elbiseler giymelerini yasaklamıştır:

"Cehennemlik bazı kadınlar vardır ki, örtülü fakat çıplaktırlar. Her iki tarafa salınırlar. Onlar cennete girmeyecek ve onun kokusunu da duymayacaklardır." (Müslim)

Ümmül-müminin Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'in şöyle söylediği rivayet edilmiştir:

Sevde -radiyallahu anhâ-, hicâb âyetinin gelişinden sonra bir lüzum ve ihtiyaç için bir yatsı vakti dışarıya çıkmıştı. Ömer bin Hattab -radiyallahu anh-, uzun boylu Sevde'yi önceden tanıdığı için onun olduğunu anladı, evin dışına çıkmasına itiraz ederek:

"Yâ Sevde! Bil ki vallâhi sen bizce tanınmamış değilsin. Düşünsene, sen ne cesaretle evin dışına çıkıyorsun?" dedi.

Sevde dönerek odama geldi. O sırada Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- benim odamda akşam yemeğinde idi. Elinde etli bir but vardı.

Sevde: "Yâ Resulellah! Bazı hâcetim için evimden çıkmıştım Ömer bana şöyle şöyle söyleyerek itiraz etti." diye şikâyet etti.

Bu sırada Allah-u Teâlâ Resulullah Aleyhisselâm'a vahiy gönderdi. Vahiy halindeki terleme gidince, elinde tutmakta olduğu et parçasını yere koymaksızın şöyle buyurdu:

"Siz kadınların lüzum ve ihtiyaç üzerine örtünerek evlerinden çıkmalarına izin verildi." (Buhârî. Tecrid-i sarîh: 1723)

Şu kadar var ki bu izin istismar edilmemelidir. İlâhî hilkat, kadına nezâket ve nezâhet bahşetmiştir. Her haliyle buna riâyet gerekir.


  Önceki Sonraki