Nitekim Abdülkerim-i Cîlî -kuddise sırruh- Hazretleri “El-İnsanü’l-kâmil” isimli eserinde Hâtemü’l-evliya’nın makâmının, Resulullah Aleyhisselâm’a ihsan buyurulan Makâm-ı mahmud’dan başka bir şey olmadığını ve bu makama ondan başka hiçbir velinin erişemeyeceğini ifâde ederek şöyle buyuruyorlar:
“Her kim bu yakınlık makâmına vâsıl olursa, o kimse Hâtemü’l-evliya olup, hitam (hatemiyet) makâmında Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-in vârisidir. Çünkü bu yakınlık makamı, makâm-ı mahmud ve vesîle makâmıdır. Oraya kadarvâsıl olan velinin vardığı yer, kimsenin erişemeyeceği bir makamdır.” (El-İnsanü’l-kâmil, sh. 455. çeviren: A. Mecdi Tolun)
İşte ispatı bu! Bu zât-ı muhterem en ince sırlardan bahsetmiş; gerçek vuslattan, Hakk’a yakınlığın, Resulullah Aleyhisselâm’a ihsan ettiğini ihsan etmekle mümkün olacağını, yani ona ne bildirirse ona da onu bildirmekle mümkün olacağını ifşâ etmiştir. Allah-u Teâlâ ona duyurmasa o bilebilir mi? Onlara duyurduğunu da ben size anlatıyorum.
“Kimsenin erişemeyeceği bir makam.” buyuruyor.
Hâtem-i veli’ye ihsan edeceğini Allah-u Teâlâ ona duyurmuş.
Nitekim Muhyiddin-i İbn’ül-Arabî -kuddise sırruh- Hazretleri Hâtem-i veli’ye verilecek olan makamın, kendisinden önce gelmiş hiçbir veliye verilmediğini beyan ederek şöyle buyurmuşlardır:
“Allah-u Teâlâ bu hâtm-i velâyeti ne bize, ne bizden evvelkilere nasip etmeyip, bu makamı bizden saklamıştır.”
Onu muttali kılmadığı gibi diğer velileri de kılmadığı açıklanıyor.
Saklanmış olan bir ilmi size açıklıyorum, bildiriyorum, duyuruyorum ve gösteriyorum.
Nitekim Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edilen bir Hadis-i şerif’lerinde buyururlar ki:
“Öyle ilim var ki, gizlenmiş mücevherat gibidir. Onu ancak Ârif billâh olanlar bilirler. Bu ilimden konuştukları vakit, Allah’tan gafil olan kimseler anlamazlar.
Binâenaleyh Allah-u Teâlâ’nın kendi fazlından ilim ihsan ettiği âlimleri sakın tahkir edip küçük görmeyin. Çünkü Cenâb-ı Hakk onlara o ilmi verirken tahkir etmemişti.” (Erbain)
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin tarif ettiği ilim işte budur. Bu Hadis-i şerif biliniyordu, zuhuratı bugün meydana çıktı. Saklı olan makamın sırları zuhur ediyor.