Bismillâhir-Rahmânir-Rahîm
Benim sevgili yavrularım!
Bir baba olarak size vasiyette bulunuyorum. Size bu hususta dinimiz İslâm'ın emirlerini duyurmaktan başka söyleyecek sözüm yoktur.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz açıktan dâvet emrini alınca Mekkeliler'i topladı ve onlara şu sözleri söyledi:
"Ey Kureyş! Siz uykuya dalar gibi öleceksiniz, uykudan uyanır gibi de dirileceksiniz. Kabirden kalkıp Allah'ın divanına varmanız, dünyadaki her hareketinizin hesabını vermeniz muhakkaktır. Neticede iyiliklerinizin mükâfatını, kötülüklerinizin de cezasını göreceksiniz. İşte o mükâfat ebedî cennettir, mücâzat da daimi cehennemdir." (Tecrîd-i sarîh Tercümesi. c. 9. s. 246)
İbrahim Aleyhisselâm ömrünün sonuna doğru evlâtlarına dine bağlı kalmalarını vasiyet ettiği gibi, torunu Yakub Aleyhisselâm da aynı şekilde vasiyette bulunmuştu:
"Oğullarım! Allah bu dini sizin için beğenip seçmiştir. Siz de ancak müslüman olarak can verin." (Bakara: 132)
Onlar da babalarına bu hususta söz vermişler, umur-u dine dikkat edeceklerini belirtmişlerdi.
Allah-u Teâlâ onun bu tavsiyesini Âyet-i kerime'sinde bütün beşeriyete numune bir vasiyet olarak takdim ediyor.
Yakub Aleyhisselâm ikinci mühim tavsiyesini vefat etmek üzere iken yaptı.
Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor:
"O zaman Yakub oğullarına: 'Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?' diye sormuştu. Onlar da: 'Senin Allah'ın ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Allah'ı olan tek Allah'a kulluk edeceğiz. Biz O'na teslim olanlarız.' dediler." (Bakara: 133)
Yakub Aleyhisselâm Mısırlılar'ın türlü türlü putlara taptıklarını görmüştü. Aralarında bırakacağı oğullarına, eskiden yaptığı vasiyetin yerine getirilmesini tekrar hatırlatmak için, dünyadan ayrılacağı sıralarda bu soruyu sormuştu. Oğulları da onun arzusu doğrultusunda cevap vererek, o vasiyetin yerine getirilmesine dair azim ve gayretlerini göstermiş oldular.
Ben de sizlere din-i mübin'e bağlı kalmanızı, Allah yolunda bulunmanızı, ölüm pahasına bile olsa o yoldan ayrılmamanızı vasiyet ediyorum. Biz ne bulduksa Allah yolunda bulduk. O'nun nurlu yolunu bırakmamanızı, o izi takip etmenizi hususiyetle vasiyet ediyorum.
Müslüman doğdunuz, müslüman olarak yaşayın, müslüman olarak ölün! Âlemlerin Rabb'i olan Allah-u Teâlâ'ya kulluktan ayrılmayın. Dinin direği olan beş vakit namazı hiçbir zaman bırakmayın. Yasak olan şeylerden sakının ve mümkün mertebe başkalarını da sakındırın.
Yürümekte, konuşmakta, halkla olan muamelelerinizde alçak gönüllü olun. Bütün hallerinizde Rabb'imize karşı edep üzere bulunun!
Vefatımdan sonra feryat ile ağlamayın, tanışlarımızla benim için helâlleşin.
Sizleri Allah'ıma emanet ediyorum. O sizin yardımcınız olsun.
•
Oğlum Abdullah!
Vasiyetnâmemin bu bölümünü sana tevcihen ................ tarihinde, kendi ellerimle yazıyorum.
Seni vasî tayin ettim. Arzularımı ve vasiyetlerimi bu vesikada birer birer beyan ediyorum.
Terikemin üçte biri üzerinde tasarruf ederek, aşağıda gösterdiğim hususlara tahsis ediyorum:
• Hacc farizası üzerime borç olmuştu, çok arzu ettiğim halde fırsat bulup gidemedim, takvâ sahibi bir kimseyi bedel olarak Hacc'a gönderiniz.
• Aşağıda belirttiğim yerlere borçlarım vardı, imkânım olmadığı için ödeyemedim. Sizden istirham ediyorum, sakın beni borçlu olarak yatırmayın.
• Cenaze işleri sevdiğim kimseler tarafından yürütülsün, aynı zamanda yakınlarım da yardımcı olsunlar.
İstanbul, ....../....../.......
Vasiyet sahibinin adı, soyadı, adresi, imzası.