Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 355.SAYI - Ömer Öngüt
355.SAYI, Nisan 2023
Hakikat 355. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Âfâtlar, musibetler bir ikazdır, Allah-u Teâlâ'nın azamet ve kudretinin büyüklüğünü, bizim ise ne kadar aciz, muhtaç, günahkâr ve zâlim bir mahlukçuk olduğumuzu bilmemiz için bir ihtardır.

Bugün gadab-ı ilâhî'ye sebep olan bütün kötülükler işleniyor. Seyyiat zamanındayız. Korkunç bir durum var.

Dikkat buyurursanız Hazret-i Allah zelzele gönderiyor, sel gönderiyor, peşi sıra gönderiyor.

Binaenaleyh "Bütün bu afâtları neden gönderiyor? Bir gadabı mı var?" diye muhasebe yapmamız gerekmez mi?

Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz buyururlar ki:

"Resulullah Aleyhisselâm gökyüzünde bulut veya rüzgâr görünce, ona doğru bakar, sonra döner, kâh odasına girer, kâh çıkar, çehresinin rengi değişirdi.

'Yâ Resulellah! İnsanlar bulut görünce onda yağmur var umudu ile sevinirler. Sizin ise hoşlanmadığınız yüzünüzden belli oluyor.' dedim.

"Yâ Âişe! Onda bir azap bulunmadığından emin değilim.

Çünkü bir kavim rüzgâr ile azaba uğratılmış, bir kavim de gelen azabı görmüş ama 'Bu bize yağmur yağdıracak buluttur.' demiştir." buyurmuşlardır." (Buharî-Müslim)

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in hâli bu iken bizim nasıl olmamız gerekir?

Abdullah bin Ömer -radiyallahu anhümâ- buyurur ki:

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- gök gürleyip şimşek çakınca, yıldırımlar duyduğu zaman şu duâyı okurdu:

"Ey Allah'm! Bizi gazabınla öldürme! Azabınla da helâk etme! Bundan önce bizi âfiyete kavuştur." (Tirmizi)

Resulullah Aleyhisselâm ilâhî azabdan endişe etmiş, helâkiyetten sığınmış, bizim endişe etmemiz, O'na sığınmamız gerekmez mi?

Böyle bir ibtilâ inmiş, bundan sonra bari toparlanalım. Cenâb-ı Hakk'tan af dilenelim. O'na sığınalım.

Muhterem Ömer Öngüt -kuddise sırruh- Hazretleri bir beyanlarında şöyle buyurmuştu: "İtimad edin bazen duâ etmeye korkuyorum, o kadar gadaplı. Bazen o kadar gadaplı, her zaman değil. Siz uyuyorsunuz, kendi âleminizdesiniz."

Hazret-i Allah'tan, O'nun gadabından korkmamız lâzım. Herkes başını iki elinin arasına alıp tefekkür etmesi, kendi kusur ve kabahatlerine nedamet etmesi lâzım. Hazret-i Allah ve Resul'üne dönülmesi, fitne ve fesadın, bölücülüğün terkedilmesi, birlik ve beraberliğin tesis edilmesi lâzım.

Başka bir beyanlarında da şöyle buyurmuşlardır: "Bir kere gadaplandı mı hiçbir şey O'nun önünde duramaz. Hükm-ü ilâhî derler ona. O hükmünde hikmet sahibidir."

Âhir-son zamandayız. Her an yeni bir afât yaşanıyor. Bugün hayattayız, yarın sıra bize gelecek. O gün geldiğinde rahmet-i Rahman'a kavuşanlardan mı olacağız, yoksa ilâhî azaba uğrayanlardan mı olacağız?

Bu afâtlar bir ihtar-ı ilâhîdir. Kula düşen; sığınma, tedbir ve niyazdır. Bunlardan ders çıkaralım, af ve mağfiret ayı olan Ramazan-ı şerif'i milat kabul edelim. Günahlarımıza, isyanlarımıza tevbe istiğfar edelim. Hazret-i Allah ve Resul'üne dönelim, O'nun rahmetine, lütuf ve keremine nâil olalım.

Birgün mutlaka öleceğiz.

O halde tevbe istiğfar ile yegâne sığınılacak kapıya, Allah'a yönelmemiz gerekmez mi?

Bu hâle düşmeden Allah-u Teâlâ'nın azamet ve kudreti karşısında boynumuzu büküp, O'na teslim olmamız gerekmez mi?

Kalsak da O'nunla, ölsek de O'nunla olmamız lâzım. Nihayet bir gün bu can emanetini teslim etmeyecek miyiz? Bugünden o ana hazırlanmamız lâzım.

Zira O'nunla olmak hayattır, O'nsuz yaşamak vefattır.

•••

Bu ay içinde idrak edilecek olan "Kadir Gecenizi" ve "Ramazân-ı Şerif Bayramı"nızı tebrik eder, tüm İslâm âlemi'ne hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Allah'tan niyaz ederiz.

Baki esselâmü aleyküm, ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - KALSAK DA O'NUNLA, GİTSEK DE O'NUNLA... - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
KALSAK DA O'NUNLA, GİTSEK DE O'NUNLA...