• Muhtazar ölünce göz kapakları kapatılır. Görünümünün güzel olması ve ağzının açık kalmaması için, çeneler birleştirilerek çene altından baş üstüne doğru genişçe bir bez bağlanır. Sonra elbiseleri soyularak boylu boyunca bir örtü ile örtülür. Hemen soyulması, yıkanırkan soyulmasından daha iyidir. Elleri iki yana uzatılır, göğsünün üzerine konmaz. Çünkü bu kâfirlerin âdetidir. Ölüm anı ve sonrasında kâfirlere benzeyen âdetlerden kesinlikle kaçınılmalıdır.
Ölünün yanında güzel kokulu bir şey bulundurulur.
Sonra şöyle duâ edilir:
(Bismillâhi ve alâ milleti resûlillâh. Allahümme yessir aleyhi emrehu ve sehhil aleyhi mâ ba'dehû ve es'idhu bilikâike vec'al mâ harece ileyhi hayren mimmâ harece anhü.)
"Allah'ın adı ile ve Resullah'ın dini üzerine. Ey Allah'ım! Bunun işini kolaylaştır ve sonrasında güçlük gösterme. Onu cemâlinle mesut et. Gittiği yeri ayrıldığı yerden daha hayırlı eyle!"
• Ölüm haberi dost ve yakınlarına, komşularına ve diğer müslümanlara duyurulur. Çünkü ölü ile birçok kişinin müşterek hukuku vardır, bunların haberdar edilmesi gerekir. Fakat bu hususta maksadın dışına çıkılmaması, ölüm ilânının övgü ve övünme gibi davranışlara vesile yapılmaması gerekir.
• Sabretmenin daha güzel olduğu belirtilmekle birlikte, aşırıya kaçmamak şartıyla ölü için ağlamakta bir mahzur yoktur. Üstü başı yırtarak, sağa-sola kendini atarak ağlamak, dövünmek ve yırtınmak yasaktır.
Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, amcası Hazret-i Hamza -radiyallahu anh- şehit edildiği, oğlu İbrahim bebekken vefat ettiği zaman üzülmüş ve gözleri yaşarmıştır.
Enes -radiyallahu anh- der ki:
Resulullah Aleyhisselâm'la birlikte demirci Ebu Seyf -radiyallahu anh-in yanına gittik. O, Resulullah Aleyhisselâm'ın oğlu İbrahim'in süt babası idi.
Oğlunu kucağına aldı, öptü ve kokladı. O sırada İbrahim can çekişiyordu. Bu manzara karşısında Resulullah Aleyhisselâm'ın gözlerinden yaşlar dökülmeye başladı.
Abdurrahman bin Avf -radiyallahu anh-:
"Sen de mi ağlıyorsun yâ Resulellah!" dedi.
Resulullah Aleyhisselâm:
"Yâ İbn-i Avf! Bu ancak bir acımadan ibarettir." buyurdu ve ağlamasına devam etti.
Sonra da şöyle söyledi:
"Gözler yaşarır, kalp üzülür, fakat biz Rabb'imizi râzı etmeyecek söz sarfetmeyiz.
Ey İbrahim! Bizler senin ayrılmandan üzgünüz." (Buhârî - Müslim: 2315)
Resulullah Aleyhisselâm ağladığı sırada Üsame -radiyallahu anh- feryada başlayınca onu men etti. "Senin de ağladığını gördüm." demesi üzerine:
"Ağlamak acımaktan ileri gelir, feryat ve figân ise şeytandandır." buyurdu.
Cenaze namazını bizzat kendisi kıldırdı ve Bakî kabristanlığına defnedildi.
• Teberrüken, sevgi ve saygı için ölüyü öpmek câizdir...