Ölmek üzere olan “Hâlet-i nezi”deki insanlar üç sınıfa ayrılır:
Bunlar Hakk katında yakınlık kazanmış, manevi olgunluğa erişmiş olan sabikun, yani öncülerdir.
Allah-u Teâlâ onlar hakkında Âyet-i kerime’lerinde şöyle buyurmaktadır:
“Ölen kişi Allah’a yaklaştırılanlardan ise; ona rahatlık, güzel rızık ve Naim cenneti var.” (Vâkıa: 88-89)
Bu gibi kimselerin cennette yerini görmeyince, cennet çiçeklerinden bir dal gelip onun kokusunu koklamayınca ruhunun kabzolunmayacağına dair muhtelif Hadis-i şerif’ler vardır.
O kişiye Âyet-i kerime’deki bu müjde verildiğinde Allah-u Teâlâ’ya ulaşmak ister, Allah-u Teâlâ ise onun kendisine ulaşmak istemesinden çok daha sevinç duyar.
Bu gibi kimseler taraf-ı ilâhiden şu hitapla taltif edilirler:
“Ey mutmain olan nefis!
Sen O’ndan râzı, O senden râzı olarak dön Rabb’ine. Gir salih kullarımın içine, gir cennetime!” (Fecr: 27-28-29-30)
Bu hitap ona hem vefat anında hem de kıyamet gününde söylenir.
Mutmain nefis; Hakk’ta karar kılmış, yakîn serinliğinin yatıştırmış olduğu nefistir.
Allah’ımızdan bizleri de o mübarek kulları ile beraber haşretmesini, onların maiyetlerinde bulundurmasını niyaz eyleriz.
“Ey Rabb’imiz! Ruhumuzu iyilerle beraber al!” (Âl-i imran: 193)
Bunlar amel defterleri sağlarından verilen müminlerdir. Ruhları alınırken bunlar da bir sıkıntı görmezler.
Âyet-i kerime’lerde şöyle buyuruluyor:
“Eğer sağcılardan ise; ‘Ey sağcı! Sana sağcılardan selâm!’ denir.” (Vâkıa: 90-91)
Can boğaza gelmiş durumdaki mümin o selâmı kemâl-i meserretle alır ve rahatlar, dostluğun ünsiyetini hisseder.
Onların bir mükafatı da meleklerin iltifatlarıdır.
Âyet-i kerime’lerde şöyle buyuruluyor:
“Rabb’imiz Allah’tır deyip, sonra da doğru yolda sebat edenlerin üzerine melekler iner ve derler ki:
(Ölümden) korkmayın, (dünyada bıraktıklarınızdan dolayı da) tasalanmayın, vaad olunduğunuz cennetle sevinin!” (Fussilet: 30)
“Biz dünyada da ahirette de sizin dostlarınızız.
Çok bağışlayıcı, çok rahmet edici Allah’ın bir fazl-u keremi olarak canlarınız neyi isterse hepsi sizindir, ne isterseniz hepsi sizin!” (Fussilet: 31-32)
Melekler böylece onların bu yeni hayata intibakları sırasında onlara yardımcı olurlar.
Kabirdeki yalnızlıklarında, Sur’a üfürülüş esnasındaki durumlarda kendilerini teselli edeceklerini, Allah-u Teâlâ’nın kendileri için her türlü üzüntü ve kederden yana emniyet altında olmayı takdir buyurduğunu müjdelerler.
Diğer bir Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:
“Onlar meleklerin:
‘Selâm sizin üzerinize olsun. Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık cennete girin!’ diyerek iyilikle canlarını aldıkları kimselerdir.” (Nahl: 32)
Onlar ki, şirkten, şüpheden, her türlü kötülüklerden arınmışlar ve böyle bir takdir ve övgüye layık olmuşlardır.