Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
İSLÂM İLMİHALİ - Ölümün Hakikati Cenaze İşleri ve Berzah Hayatı (10) - Ömer Öngüt
Ölümün Hakikati Cenaze İşleri ve Berzah Hayatı (10)
İSLÂM İLMİHALİ
Dizi Yazı - İslâm İlmihali
1 Eylül 2021

 

İSLAM İLMİHALİ

Ölümün Hakikati Cenaze İşleri ve Berzah Hayatı (10)

 

Üç Sınıf İnsan:

Ölmek üzere olan “Hâlet-i nezi”deki insanlar üç sınıfa ayrılır:

 

a- Mukarrebler:

Bunlar Hakk katında yakınlık kazanmış, manevi olgunluğa erişmiş olan sabikun, yani öncülerdir.

Allah-u Teâlâ onlar hakkında Âyet-i kerime’lerinde şöyle buyurmaktadır:

“Ölen kişi Allah’a yaklaştırılanlardan ise; ona rahatlık, güzel rızık ve Naim cenneti var.” (Vâkıa: 88-89)

Bu gibi kimselerin cennette yerini görmeyince, cennet çiçeklerinden bir dal gelip onun kokusunu koklamayınca ruhunun kabzolunmayacağına dair muhtelif Hadis-i şerif’ler vardır.

O kişiye Âyet-i kerime’deki bu müjde verildiğinde Allah-u Teâlâ’ya ulaşmak ister, Allah-u Teâlâ ise onun kendisine ulaşmak istemesinden çok daha sevinç duyar.

Bu gibi kimseler taraf-ı ilâhiden şu hitapla taltif edilirler:

“Ey mutmain olan nefis!

Sen O’ndan râzı, O senden râzı olarak dön Rabb’ine. Gir salih kullarımın içine, gir cennetime!” (Fecr: 27-28-29-30)

Bu hitap ona hem vefat anında hem de kıyamet gününde söylenir.

Mutmain nefis; Hakk’ta karar kılmış, yakîn serinliğinin yatıştırmış olduğu nefistir.

Allah’ımızdan bizleri de o mübarek kulları ile beraber haşretmesini, onların maiyetlerinde bulundurmasını niyaz eyleriz.

“Ey Rabb’imiz! Ruhumuzu iyilerle beraber al!” (Âl-i imran: 193)

 

b- Ashâb-ı Yemin:

Bunlar amel defterleri sağlarından verilen müminlerdir. Ruhları alınırken bunlar da bir sıkıntı görmezler.

Âyet-i kerime’lerde şöyle buyuruluyor:

“Eğer sağcılardan ise; ‘Ey sağcı! Sana sağcılardan selâm!’ denir.” (Vâkıa: 90-91)

Can boğaza gelmiş durumdaki mümin o selâmı kemâl-i meserretle alır ve rahatlar, dostluğun ünsiyetini hisseder.

Onların bir mükafatı da meleklerin iltifatlarıdır.

Âyet-i kerime’lerde şöyle buyuruluyor:

“Rabb’imiz Allah’tır deyip, sonra da doğru yolda sebat edenlerin üzerine melekler iner ve derler ki:

(Ölümden) korkmayın, (dünyada bıraktıklarınızdan dolayı da) tasalanmayın, vaad olunduğunuz cennetle sevinin!” (Fussilet: 30)

“Biz dünyada da ahirette de sizin dostlarınızız.

Çok bağışlayıcı, çok rahmet edici Allah’ın bir fazl-u keremi olarak canlarınız neyi isterse hepsi sizindir, ne isterseniz hepsi sizin!” (Fussilet: 31-32)

Melekler böylece onların bu yeni hayata intibakları sırasında onlara yardımcı olurlar.

Kabirdeki yalnızlıklarında, Sur’a üfürülüş esnasındaki durumlarda kendilerini teselli edeceklerini, Allah-u Teâlâ’nın kendileri için her türlü üzüntü ve kederden yana emniyet altında olmayı takdir buyurduğunu müjdelerler.

Diğer bir Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“Onlar meleklerin:

‘Selâm sizin üzerinize olsun. Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık cennete girin!’ diyerek iyilikle canlarını aldıkları kimselerdir.” (Nahl: 32)

Onlar ki, şirkten, şüpheden, her türlü kötülüklerden arınmışlar ve böyle bir takdir ve övgüye layık olmuşlardır.


  Önceki Sonraki