Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - Fâtiha Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (13) - Ömer Öngüt
Fâtiha Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (13)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Eylül 2020

 

Fâtiha Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (13)

Besmele-i Şerife'nin Önemi, Fazileti, Hikmeti ve Esrarı (10)

 

Eûzü Besmele İle (2)

İstiâze; Allah-u Teâlâ’ya yaklaşanların vasıtası, O’ndan korkanların sarıldığı ip, suçluların barınacakları çare, musibete uğrayanların merciidir. Kalp ve ruhu şeytanın istilâsından kurtarmaya ve Allah-u Teâlâ’nın hıfz-u himâyesi altına girmeye vesiledir.

İstiâze “Firâr-ı ilâllah” makamıdır. Şirkten Tevhid’e, küfürden imana, zulümden adalete, nifaktan sadakate, riyâdan ihlâsa, kibirden tevâzuya, cimrilikten cömertliğe, israftan kanaate, adâvetten muhabbete, tefrikadan ittifaka, kötülükten iyiliğe, günahtan sevaba... kaçıp sığınmaktır.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime’sinde:

“Allah’a kaçınız.!.” buyuruyor. (Zâriyat: 50)

O’nun Zât-ı ulûhiyetine ilticâ edin, her işinizde O’na itimat ve teslimiyette bulunun.

Bir Âyet-i kerime’sinde ise şöyle buyuruyor:

“Allah, rızâsını arayanları onunla kurtuluş yollarına eriştirir ve onları izni ile karanlıklardan aydınlığa çıkarır, onları dosdoğru bir yola iletir.” (Mâide: 16)

Allah-u Teâlâ’nın ism-i şerif’lerinden birisi de “Mü’min”dir. İmanı ihsan buyuran, emniyet bahşeden, kendisine iltica edip sığınanları hususi himayesine alıp muhafaza eden ve huzura erdiren demektir. Emniyet ve eman kaynağı O’dur, her şey her an O’na yönelip sığınmaya muhtaçtır.

Başta Peygamber Aleyhimüsselâm Efendilerimiz olmak üzere, Allah dostları bütün ibtilâlara, meşakkatlere, ezâ ve cefâlara karşı Hazret-i Allah’a tevekkül etmişler, huzuru O’na sığınmakta bulmuşlardır.

Nuh Aleyhisselâm cehalet ve bilgisizlikten, sebeplere bağlanmaktan Allah-u Teâlâ’ya sığınarak ilticâda bulunmuştur.

Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“De ki: Ey Rabb’im! Bilmediğim bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen ziyan edenlerden olurum.” (Hud: 47)

Onun bu sığınışı sayesinde Allah-u Teâlâ da kendisine emniyet vermiş, hem kendisini, hem de beraberinde olanları denizin şiddetli dalgalarından kurtarmıştır.

Yusuf Aleyhisselâm Züleyha’nın kendisine musallat olup zinaya düşürmesinden endişeli olduğu bir zamanda huzur içinde:

“Allah’a sığınırım.” dedi. (Yusuf: 23)

Bu gönülden gelen istiâze sayesinde Allah-u Teâlâ onu böyle bir felâkete düşmekten korumuş hem de Mısır’a vezir yapmış, din ve dünya şerefine ulaştırmıştır.

Musa Aleyhisselâm, Firavun’un kendisini öldürmek için teşebbüs ettiğini duyunca, görünüşte Firavun ve hanedanına karşı çok zayıf görüldüğü halde, sebepleri yürüten Allah-u Teâlâ’ya sığındı.

Âyet-i kerime’de şöyle buyuruluyor:

“Musa dedi ki:

Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabb’im sizin de Rabb’iniz olan Allah’a sığınırım.” (Mümin: 27)

Musa Aleyhisselâm’ın bu yüksek beyanatı gösteriyor ki, her mümin her zaman her hususta Allah-u Teâlâ’ya sığınmalı, daima O’nun hıfz-u himayesine iltica etmelidir.

Allah-u Teâlâ Felâk ve Nas Sûre-i şerif’lerinde kendisine sığınmayı emir ve tavsiye buyurmaktadır.


  Önceki Sonraki