Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
İSLÂM İLMİHALİ - ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu Anhüm-a SAYGI ve SEVGİ (5) - Ömer Öngüt
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu Anhüm-a SAYGI ve SEVGİ (5)
İSLÂM İLMİHALİ
Dizi Yazı - İslâm İlmihali
1 Ağustos 2020

 

İSLAM İLMİHALİ

ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu Anhüm-a SAYGI ve SEVGİ (5)

 

• Hazret-i Fâtıma'tüz-Zehrâ -radiyallahu anhâ-nın Fazileti:

Hadis-i şerif’lerde şöyle buyurulmaktadır:

“Ehl-i beyt’in arasında en ziyade sevdiğim Fâtıma’dır.” (İbn-i Mâce)

“Fâtıma benden bir cüzdür. Onu gadaplandıran beni gadaplandırmış olur.” (Buhârî)

Resulullah Aleyhisselâm’ın en küçük kızı olan Hazret-i Fâtıma -radiyallahu anhâ- ilk vahiy geldiği sene Mekke’de doğmuştu. Resulullah Aleyhisselâm onu o kadar derin bir sevgi ile severdi ki:

“Kızım Fâtıma insan hurisidir.” buyururdu.

Bir gazâdan veya bir seferden döndüğünde, ilk önce mescide gidip iki rekât namaz kılar, sonra hemen Hazret-i Fâtıma -radiyallahu anhâ-ya uğrardı. Mübarek başını öper, saçlarını koklar ve: “Ben cennet kokusu kokladım.” buyururlardı. Sonra hanımlarını ziyaret eder, sonra da halkın ziyaretlerini kabul ederdi.

Hazret-i Fâtıma -radiyallahu anhâ- birçok yönleriyle babasını andırırdı. Ona o kadar benzerdi ki, Ashâb-ı kiram arasında babasının kızı mânâsına gelen “Bintü Ebîhâ” diye anılırdı.

Huzur-u saâdet’e ne zaman varsa, Resulullah Aleyhisselâm onun gelişine sevinir, ayakta karşılayarak kendi yerine oturturdu.

Hazret-i Fâtıma -radiyallahu anhâ- gelinlik çağına geldiğinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kızına hayırlı bir kısmet vermesini Allah-u Teâlâ’dan dilemişti. Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh- ile Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- birbiri ardından kendilerine istemelerine rağmen:

“Ben Fâtıma hakkında Allah’ın emrini bekliyorum.” buyurmuştu.

Nihayet Allah-u Teâlâ’nın, kızı Fâtıma -radiyallahu anhâ-yı Hazret-i Ali -radiyallahu anh-e nikâhlamasını emir buyurması üzerine düğün hazırlıklarına başlandı. Hazret-i Ali -radiyallahu anh- memnuniyetinden şükür secdesine kapanmış ve ağlamıştır. Mehir verecek kadar malı bulunmadığından Bedir savaşında ganimetten payına düşen zırhı satarak dört yüz elli dirhem civarında bir mehir vermiştir.

Hazret-i Fâtıma -radiyallahu anhâ-nın çeyizi de kadife bir örtü, içine hurma lifi doldurulmuş deri bir yastık, iki el değirmeni ve deriden yapılma iki su kabından ibaretti.

Nikâhları Resulullah Aleyhisselâm tarafından kıyıldı. “Kızım seni âilemin en şereflisi ile evlendirdim.” buyurdu.

Ümmü Seleme -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz’den rivayet edildiğine göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz nikâh kıyıldıktan sonra: “Eğer Allah-u Teâlâ amcamın oğlu Ali’yi yaratmasa idi, kızım Fâtıma’ya denk bir eş bulunmayacaktı.” buyurmuşlardır.

Düğünleri kendilerine has ve pek mütevâzı; zahmet ve külfetten, israf ve ölçüsüzlükten uzak bir şekilde yapılmıştır. Hazret-i Fâtıma -radiyallahu anhâ- evlendiğinde on beş yaşını altı ay kadar geçiyordu.

Allah-u Teâlâ, Hazret-i Ali -radiyallahu anh-e, Hazret-i Fâtıma -radiyallahu anhâ- hayatta iken başka bir kadınla evlenmesini haram kılmıştı.

Resulullah Aleyhisselâm’ın diğer kerimelerinin çocukları olmayıp, onlar da küçük yaşta vefat ettiklerinden bütün Ehl-i beyt Hazret-i Fâtıma -radiyallahu anhâ-nın evlât ve ahfâdına münhasır kalmıştır. Hazret-i Ali -radiyallahu anh-den Hasan, Hüseyin, Muhsin, Ümmü Gülsüm ve Zeynep adlarında beş çocuğu doğmuştur. Babasının vefatından sonra altı ay daha yaşadı. Hicretin on birinci yılında, Ramazan-ı şerif’in üçüncü günü vefat etti.


  Önceki Sonraki