Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - Fâtiha Sûre-i Şerif’inin Tefsiri (10) - Ömer Öngüt
Fâtiha Sûre-i Şerif’inin Tefsiri (10)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Haziran 2020

 

Fâtiha Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (10)

Besmele-i Şerife'nin Önemi, Fazileti, Hikmeti ve Esrarı (7)

 

Besmelenin İçinde Geçen Esmaü'l-Hüsna (3)

Allah-u Teâlâ dünyayı içindekilerle beraber insanların istifadesine sunmuş, bir vakte kadar insanoğluna karargâh kılmış, yeryüzünün ıslahından sonra üzerinde azgınlığa sapmamalarını emir buyurmuştur.

İnsanlar Allah-u Teâlâ'nın kurduğu düzeni ve dengeyi bozmaya kalkarlarsa, yaptıklarından sorumlu olmuş olurlar.

"Korkarak ve umarak O'na duâ edin. Muhakkak ki Allah'ın rahmeti muhsinlere yakındır." (A'râf: 56)

Böyle duâ edenler, duâda ihsan mertebesine ermiş muhsinlerden olurlar. Duânın güzelliği de kalbin bu istikameti iledir.

Korku hâlinde ümidi, ümit hâlinde korkuyu bırakmayarak, daima ikisinin denklik noktasını gözeterek duâ etmelidir.

Duânın kabul olunacağına samimi bir kalp ile inanmalı, Allah-u Teâlâ'dan dilediği şeyi kesin bir lisan ile istemelidir.

Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivâyet edildiğine göre Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuştur:

"Allah'a duânızın kabul edileceğine kesinlikle inanmış olarak duâ edin.

Şunu da bilin ki Allah kendisinden gafil ve başka işlerle meşgul bir kalbin duâsını kabul etmez." (Tirmizî)

"Rahman"; rahmet kelimesinden türemiş olup son derece merhametli demektir.

Allah-u Teâlâ'nın sıfat ismidir, rahmeti ezelden ebede sonsuzdur. O'nun bütün âlemleri, canlı cansız bütün varlıkları yaratması, canlılara rızık vermesi, her şeyi yerli yerinde nizama koyması, sonsuz rahmetinin bir neticesidir.

Hatta bu rahmet o kadar umumî ve şümullüdür ki, hak edip etmemesine, lâyık olup olmamasına bakmaz; mümin-kâfir, mûtî-âsî, âlim-câhil, çalışkan-tembel, haklı-haksız... ayırmadan rahmetini herkese her mahlûka şâmil kılmıştır.

Âyet-i kerime'lerde şöyle buyuruluyor:

"Eğer bütün insanlar (küfre meyledip) tek bir ümmet olma durumuna gelmeyecek olsaydı, Rahman olan Allah'ı inkar edenlerin evlerinin tavanlarını, çıkacakları merdivenleri, evlerinin kapılarını, üzerine yaslanacakları koltukları gümüşten yapar ve onları altın ziynetlere boğardık.

Bütün bunların hepsi sadece dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret ise Rabb'inin katında, O'nun azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur." (Zuhruf: 33-34-35)

Allah katında dünya malının hiçbir değeri yoktur. Altın ve gümüşün kıymet olarak bilinmesi insanlara göredir.

Sanmayın ki onları seviyor. Hayır! Verdiklerini sevmediğinden dolayı veriyor...


  Önceki Sonraki