Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN HAYATI - HAZRET-İ EBU BEKİR SIDDÎK -Radiyall­ahu Anh- (78) - Ömer Öngüt
HAZRET-İ EBU BEKİR SIDDÎK -Radiyall­ahu Anh- (78)
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN HAYATI
Dizi Yazı - Ashâb-ı Kiram -r. anhüm-
1 Mayıs 2020

 

ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN
HAYATI

"Ashâbım Yıldızlar Gibidir. Hangisine Uyarsanız Hidayeti Bulmuş Olursunuz." (Beyhâkî)

HAZRET-İ EBU BEKİR SIDDÎK -Radiyallahu Anh- (78)

 

Tevâzu İçinde:

Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh- Hazretleri’ne adamın biri kötü sözler sarfedince Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh-:

“Senin bilmediğin daha nice kötülüklerim var!” şeklinde cevap vermiş ve kendi nefsi ile meşgul olduğunu, Hakk’ı marifetle Allah’ı bilip hakkıyla müttakilerden olup olmadığını araştırdığını ortaya koymuş ve bu suretle başkasının kendi aleyhindeki konuşmaları kendisini kızdırmamıştır.

 

O Daha İyi Bilir!

Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz’den şöyle dediği rivayet olunmuştur:

“Hassân, Kureyş müşriklerini hiciv ve zem etmek hususunda Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-den müsaade istemişti.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:

“Kureyş içindeki benim nesebim ne olacak?” diye sordu.

Hassân:

“Yâ Resulellah!

Hiç şüphesiz ben, seni(n soyun Benî Hâşim’i) Kureyş soyları arasından hamurdan kıl çeker gibi muhakkak çeker çıkarırım.” diye cevap verdi.” (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1438)

Bu hadisi, Buhâri kişinin soyuna, ana, baba ve ecdâdına sebb ve şetm olunmamasına ve onlara ilgi ve muhabbet beslenerek söz gelmesine karşı kıskanç olmasına dair açtığı bir bâbında rivâyet etmiştir. Bu unvan ile hadis arasındaki mutâbakat noktası da Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in Hassân’a;

“Kureyş obaları içinde benim soyum da vardır; ya onlar ne olacak?” buyurmasıdır.

Peygamber Efendimiz’in bu suâlinden hiciv ve zem şekillerinin çoğu, kişinin soyuna nakîsa verdiği anlaşılır.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz istediği müsaadeyi Hassân’a verdi. Ve rivâyet olunduğuna göre:

“Ebu Bekir’e git! Kureyş soylarını o daha iyi bilir. Ve nesebimin Kureyş câmialarını hacil duruma düşüren hiciv maddeleriyle ilgisi olmadığı hususunda sana sermaye olacak malumatı verir.” buyurdu.

Hassân da Ebu Bekir -radiyallahu anh-e gitti. Sonra Hassân geldiğinde:

“Yâ Resulellah! Hakikaten Ebu Bekir nesebiniz Benî Hâşim’i Kureyş’in yüz kızartan ayıplarından ayırmak için bana çok kıymetli malûmat verdi.” demiştir.

Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh- cahiliye devri döneminde nesep ilmi konusunda derin bir bilgiye sahip olmasından dolayı “Daru’n-Nedve”deki diyetlerin ödenmesi ile ilgili “Eşnak” görevini üstlenmişti. O bu görevi ile yaşadığı toplumu daha iyi anlıyor, insanî ilişkileri en üst düzeyde bulunuyordu.

Kabilelerin nesepleri konusunda çok bilgili olmasından dolayı Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ile birlikte panayırlara gider, çadırlara girer, insanlarla tanışır, konuşur, neseplerini anlatır, kendileri ile akrabalık ilişkilerinden bahsettikten sonra Resulullah Aleyhisselâm’ı onlara takdim ederdi.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de onlara İslâm’ı anlatır, dine davet eder ve Hazret-i Allah’a yardım etmeleri ve saadete ermelerini isterdi. Pek çok insan bu şekilde İslâm dini ile müşerref olmuşlardır.

Bu dönemlerde geceleri ağlayarak etkileyici bir şekilde Kur’an-ı kerim okurdu.

Halifeliği yıllarında Yemen’den gelen ve Kur’an-ı kerim’i dinleyip coşku içinde ağlayanları gördüğünde Mekke yıllarındaki o coşkulu günleri hatırlamıştır.

Güvenilen, güven duyulan, sözüne itibar edilen, hatırı sayılan, cahiliye devri adetlerinden son derece kaçınan bir kişi idi. Cahiliye döneminde hiç içki içmediği gibi, hiç şiir de söylememişti. Yalan nedir bilmezdi. Kimseyi kandırmazdı. Ticaret yapar, kârını dağıtmaktan zevk alırdı.


  Önceki Sonraki