Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
EĞİTİM - Teknoloji Çağında Çocuklarımızın Eğitimi (2) - Ömer Öngüt
Teknoloji Çağında Çocuklarımızın Eğitimi (2)
EĞİTİM
Canan Büşra Kara
1 Haziran 2019

 

Teknoloji Çağında Çocuklarımızın Eğitimi (1)

Eski zamanlarda çevre çocuğu eğitiyordu. Bugün ise artık böyle değil.

 

Selim'in annesi: "Hocam Selim'in geçen temizlik için eve gelen Moldovyalı kadına sorduğu soruları hayretler içerisinde dinledim; 'O paskalya yumurtaları tavuktan mı öyle çıkıyor yoksa siz mi boyuyorsunuz?', 'Bu bayramı neden kutluyorsunuz?', 'Çok eğlenceli gözüküyor, çok mu eğleniyorsunuz?' gibi bizim evde asla konusu geçmeyen, benim varlığından dahi haberim olmayan konuları sordu. Şaşırdım kaldım." dedi.

Maalesef bu gibi hikâyeler gittikçe çoğalıyor. Nitekim önceki yazımızın sonunu şu cümleler ile bitirmiştik:

"Eski zamanlarda çevre çocuğu eğitiyordu. Bugün ise artık böyle değil, bu yüzden ebeveynlerin yükü ve sorumluluğu günümüzde çok daha fazla."

Teknoloji çağında çocuk yetiştirmek bir tıklama kadar hassaslaştı. Bu hassasiyeti gözetmeyenlerin çocukları maalesef ailenin tasvip etmediği, çocuğun da yaşı itibari ile anlam veremediği birçok korku, kaygı ve heveslere kapılmaktadır. Sanal alemin birçok tehlikeli içeriği barındırması aileler için çok büyük bir sorun. Bu nedenle sorumluluk da çok büyük.

"Teknoloji bağımlılığı" evde, çevrede iletişimi bitirdi ve bireyleri yalnızlaştırdı. Cismen aynı ortamlarda olup ruhen başka alemlerde olan insanlar yetişiyor.

Teknoloji-oyun bağımlılığının ciddi psikolojik ve beden sağlığı rahatsızlıklarına yol açmakta olduğunu da unutmamak gerekir. Ayrıca küçük yaşta aşırı 3T (Televizyon, tablet, telefon) kullanımı "Otizm"in bir kartopu gibi büyümesine sebep oluyor.

Bu konuda annelerimiz çok da masum değil. Zira 3T annelerimize büyük kolaylıklar(!) sağlıyor; çocuklar 3T'nin başında iken evler dağılmıyor, yemekler sorunsuz yeniliyor, uykuya daha çabuk dalınıyor. Ve fakat kullanım arttıkca çocukların sağlıklı gelişimi maalesef engelleniyor.

Bu yüzden ebeveynler çocuklarını -özellikle üç yaşa kadar- 3T'den uzak tutmalıdır. Ayrıca "Ödül mekanizması"nı bozmamak için 3T'yi bir ödül gibi sunmamak gerekir: "Yemeğini yersen, ödevini yaparsan tableti alabilirsin" gibi cümleler ile bu cihazlar ulaşılması gereken bir hedef ve ödül olarak konuluyor. Bu durum ödül mekanizmasının etkilenmesine ve bu süreç de bağımlılığa sebebiyet veriyor. Yaş ilerledikçe düzeltmek daha da zorlaşıyor.

Evin genç üyesinin zaman içinde sizden uzaklaştığını, iletişiminizin her geçen gün biraz daha zayıfladığını düşünüyorsanız, bilin ki hiçbir davranış sebepsiz değildir. Ailesi ve arkadaşlarıyla sağlıklı ilişkilere sahip olmayan çocuk bu eksikliği sanal dünyayla kapatma eğilimine girer. Anne-babasından yeterli alâkayı göremediğini ya da onlar tarafından anlaşılamadığını düşünen çocuk, iletişim zincirindeki kopuklukları sanal ortamdaki kişilerle tamamlamaya çalışır. Çünkü sanal dünyadaki arkadaşlar onu dinler, onaylar ve öneride bulunurlar. Sanal idoller ve arkadaşlıklar ise beraberinde ahlâkî ve kültürel erozyon, yalana alışma, sönen sosyal hayat, ihmal edilen dersler gibi tehlikelere kapı aralar.

Çocuğumuzun bağımlı olmasını engelleyebilmek için bazı tavsiyeleri şöyle sıralayabiliriz:

- Teknoloji Orucu Tutun: Unutmayın ki siz sürekli 3T'nin başında bulundukça yaptığınız tavsiyelerin hiçbir faydası olmayacaktır. Nasıl ki sigara mübtelası bir baba 'Çocuğum benden görüp heves etmesin' diye ona göstermemeye çalışıyorsa, 3T'de de benzer bir şekilde özellikle küçük çocukların yanında dikkat etmek faydalı olacaktır.

- Ortama Açılan Cihazların Kullanıldığı Tek Bir Odanız Olsun: Bütün ekranların ortama dönük olduğu tek bir oda oluşturmanın da hem ebeveyn kontrolü hem de otokontrol açısından büyük faydası olacaktır. Unutulmamalıdır ki bu gibi şeylere küçük yaşlardan itibaren başlanmalı ve ebeveynler bizzat kendileri bu kuralı titizlikle uygulamalıdır. (Bu uygulama yeni nesilin evliliklerine de fayda sağlayacaktır.)

- Sorumluluk Verin: Asıl önemli olan otokontroldür (Kendi kendini kontrol). Bu sistemin gelişmesi için aile küçük yaşlarda çocuğuna sorumluluklarını öğretmelidir. Örneğin; Allah'a karşı namaz, öğretmenine karşı ödev sorumluluğu gibi sorumluluklar.

- Ayırdığı Zamanı Sınırlandırın: Fakat bunu yaparken zorla yasaklama yerine bir şekilde bu karara çocuğunuzu da ortak edin. Bir oyunun ortasında bıraktırmak için baskı yapmak yerine "Şu kadar zamanın var" yahut "Bitince yeni bir oyuna başlama" şeklindeki bir yaklaşım iletişim kopukluklarını engelleyecektir.

- Küçük Yaşta "Bırakabilirsin" Eğitimi Verin: Ebeveynlerinin sözünü dinlemeye daha yatkın oldukları küçük yaşlarda çocuklarınıza "İstediğin zaman bırakabilirsin." diyerek arada sırada daldığı bir oyunu tam ortasında bırakma antremanı yaptırmaya çalışın. Unutmayın ki yaş ilerledikçe bu yöntem başarısız olacaktır.

- Doğru İletişim Kurun ve Güvenin: İnternet kullanmasına neden sınırlama getirdiğinizi, sanal sohbetlerin ona neler kazandırıp neler kaybettirdiğini açık ve sıcak bir ifade ile çocuğunuza anlatın. Kaygılarınızı çocuğunuzla paylaşmanız ve ona güven duyduğunuzu hissettirmeniz, onun da size karşı dürüst olmasını sağlayacaktır. Bu şekilde çocuğunuzu daha kolay kontrol edebilir ve yönlendirebilirsiniz.

- Alternatif Sunun: Ne yazık ki ailelerin çoğu çocuklarına bir konuda kısıtlama getirirken "Alternatif sunma" noktasında yetersiz kalıyorlar. Çocuğunuzun kendisine zararı dokunacak arayışlara girmemesi için sağlıklı arkadaşlıklar ve çevreler edinmesini sağlamaya çalışın.

Ebeveynler olarak bu konuda bize çok iş düşüyor. Her geçen gün bozulan toplumumuzdan soyutladığımız çocuklarımızı, gerçek hayatta sevgiden ve onların hoşlanacağı etkinliklerden mahrum bırakmamalıyız. Aksi takdirde çocuğumuzu internetin sanal kollarına itmiş oluruz.

Klavye ve mouse aracılığıyla değil de insanların gözlerine bakarak, mimiklerini takip ederek konuşmanın; monitörü izlemek yerine Hazret-i Allah'ın bize sunmuş olduğu güzellikleri fark etmenin daha anlamlı olduğunu çocuklarımıza yaşayarak öğreten ebeveynler olmaya çalışmalıyız.


  Önceki Sonraki