(Yâ Hayyu yâ Kayyûm, yâ bedîussemâvâti vel-ard, yâ zel-celali vel-ikrâm, es'elüke en tuhyiye kalbî binûri mağrifetike ebeden. Yâ Allah! Yâ Allah! Yâ Allah!)
"Ey Hayy! Ey Kayyûm!
Ey göklerin ve yerin yaratıcısı!
Ey Celâl ve ikram sahibi!
Senden, kalbimi marifetinin nuruyla ebediyyen diriltmeni isterim. Yâ Allah! Yâ Allah! Yâ Allah!"
Biz bu duâyı sabah namazının sünnetinden sonra secdeye giderek secdede okuruz. Onun için bu duâ seçkinlerin duâsıdır. Nihayeti fenâya bağlanır. Fenâ olan bâki olur. Bâki olan Hazret-i Allah bâkidir, amma sen hiçsin.
Seçkinlerin seçkininin bu âlî zâtın bu duâsınının izahını arzedeyim:
"Ey Hayy! Ey Kayyûm!"
"Hayy" da "Kayyûm" da Allah-u Teâlâ'nın İsm-i şerif'idir. Bu ne zaman tecelli eder? Hayy; Yaratıcı O'dur, "Kayyûm" her şey O'nunla kâimdir. Hazret-i Allah ile kaim olan bir kul, varlığını Hazret-i Allah'ta ifnâ ederse, hiç olursa, kendisinden zerre kalmadığı zaman, Bâki olan Allah kalır. "Yâ Bâki ente'l-bâki" çıkar. Bâki olan O'dur, başka bâki olan yok.
Allah'tan başka eser kalmadığı zaman onu mahviyet bürür, artık o insan Allah'ta yok olmuştur. Onda varlığını koyacak yer kalmaz. En mühim nokta burasıdır.
Farz-ı muhal ki bir yaprak toprağa düştü, çürüdü, eridi, artık hiçbir şey kalmadı. Ne oldu? Toprak oldu. Var olan bir insan Allah'ta düştü, Allah'ta yok oldu. Artık o yok, Bâki olan Allah var.
"Ey göklerin ve yerin yaratıcısı!"
Kul mahvoldu burada, kulda artık nefis kalmadı, yok oldu. Şimdi Hakk ile konuşuyor. Artık o fânî oldu.
"Ey Celâl ve ikram sahibi! Senden, kalbimi marifetinin nuruyla ebediyyen diriltmeni isterim."
Mârifetullah'a boyanmış bir kalbi yerine yerleştir. O kalp ile seni zikredeyim, o kalp ile sana hitap edeyim.
O kalp şimdi başka bir kalp oldu. Artık eski kalp değil, eski kalp mahvoldu.
"Ya Allah, ya Allah, ya Allah!"
Çünkü Allah'tan başka hiçbir şey yok. Ne yer var, ne gök var, ne insan var, ne hayvan var. "Kün feyekün". "Ol!" diyor oluyor, görünüyor, "Öl!" diyor ölüyor.