Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - Felâk Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (9) - Ömer Öngüt
Felâk Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (9)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Haziran 2018

 

Felâk Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (9)

 

İstiâze (6)

Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz buyururlar ki:

"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- her gece yatağına girdiğinde iki avucunu birleştirip sonra onlara üfler, daha sonra avuçlarının içlerine doğru "Kulhüvallahu ehad", "Kul euzü birabbil-felâk", "Kul euzü birabbin-nas" sûrelerini okur, meshederdi.

Şöyle ki, avuçlarını önce başına, sonra yüzüne, sonra da vücudunun ön kısmına, daha sonra da vücudunun erişebileceği yerlere sürerdi ve bunu üç kere tekrar ederdi." (Buhâri - Müslim)

Bir başka rivayette ise Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz buyururlar ki:

"Resulullah Aleyhisselâm her hastalığında bu sûreleri okuyup aynı şekilde eliyle vücudunu meshetmek itiyadında idi.

Son hastalığına tutulduğunda ben de kendisine aynı şekilde nefes etmeye ve mübarek eline üfleyip kendi eliyle vücudunu meshetmeye başladım." (Buhâri. Tecrîd-i sârih: 1664)

Enes bin Mâlik -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz her zaman şöyle duâ ederlerdi:

"Ey Allah'ım! Cimrilikten, tembellikten, sefalet ve bunaklık ile geçen uzun ömürden, kabir azabından, Deccal'in fitnesinden, yaşayışta ve ölümdeki diğer fitnelerden sana sığınırım." (Buhârî)

Bu Hadis-i şerif'in mânâsı:

"Allah'ım! Nefsime fırsat verme! Bu düşmanlarıma karşı beni muhafaza buyur! Bunların her biri benim zararıma çalışabilir. Bunların şerrinden sana sığınırım." demektir.

Burada nefse, şeytana, şeytanlaşmış insanlara, Deccal'e, kötü huylara fırsat vermemesi için Allah-u Teâlâ'ya sığınma vardır. Onun Allah-u Teâlâ'ya sığınması, ümmet-i muhteremesine bir numune-i imtisaldir.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, Cenâb-ı Hakk'ın Kelâm-ı kadim'inde talim buyurdukları istiâzeler ile Hazret-i Allah'a sığınırlar ve duâ ederlerdi:

"Allah bana yeter, O'ndan başka ilâh yoktur, O'na tevekkül ederim, O büyük arşın sahibidir." (Tevbe: 129)

"İşte benim Rabb'im olan Allah budur. Ben ancak O'na güvenirim ve yalnız O'na yönelirim." (Şûrâ: 10)

"Ey Rabb'im! Bağışla, merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın." (Müminûn: 118)

"Ey Rabb'im! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım. Ey Rabb'im! yanımda bulunmalarından da sana sığınırım." (Müminun: 97-98)


  Önceki Sonraki