Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Eğitim - Ağaç Yaşken Eğilir - Ömer Öngüt
Ağaç Yaşken Eğilir
Eğitim
Canan Büşra Kara
1 Temmuz 2017

 

Ağaç Yaşken Eğilir

Mânen sağlıklı bir nesle sahip olmak istiyorsak; herkes karınca kararınca elinden ne geliyorsa küçük yaş grubundaki çocukların eğitimine yatırım yapmalıdır.

 

"Ağaç yaşken eğilir, bu olsa gerek" dedi Asiye Hanım, camın demirliklerine bağladığı dala bakarak.

Geçen sene, karşı komşunun yeni yeni dallanıp budaklanan ağacının dalları penceresine doğru büyüdüğü için, dalı penceresinin üst demirliklerine doğru çekmiş ve bağlamıştı. Bir seneye kalmamış, ip yıpranmış ve kopmuştu. Kopan ve camdan aşağı sallanan ipi gören Asiye Hanım, daha da uzayan dalın penceresinden içeri girmesinden endişe etti. Ama camdan dışarı bakınca endişesinin yersiz olduğunu fark etti. Zira dal artık yukarı doğru eğilmiş ve yol almaktaydı. İşte tam da bu anı gördüğünde, hayranlıkla döküldü "Ağaç yaşken eğilir" cümlesi dudaklarından.

"Ağaç yaşken eğilir" dedi bir daha ama bu sefer hüzünle. Bir an, atalarının bu sözüne dört elle sarılmadığını gördüğü milletinin halini düşündü ve ister istemez hüzünlendi. Daha birkaç gün önce haberlerde her şehirde yeni açılan ve sayıları her geçen gün artan üniversitelerden bahsedilmişti. Asiye Hanım'ın bir eğitimci olarak içi 'cız' etti. Ve kendi kendine:"Bizlerin her şehirde eğitim için bir üniversite açmadan önce her mahalleye maddi ve manevi kaliteli bir eğitim veren bir yuva açmamız gerek." dedi. Ve düşünmeye başladı:

"Atalarımız 'Ağaç yaşken eğilir' dedikleri halde 0-6 yaş eğitiminin önemini maalesef millet olarak bilmiyoruz. Halbuki bizler çocukları çok seven, çocuklarla onların anlayacağı şekilde konuşan, çocukların eğitimine önem veren bir peygamberin ümmetiyiz. O iki cihan güneşinin, bazen sırtında çocuk olduğu halde mescide girip imamet ettiği (Nesai, Sehv 13, 3/10), torunları Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin'in secdede iken sırtına binip oynadıkları ve bu yüzden secdelerinin son derece uzadığı (Münavi), hatta torunları sendeleyerek girdiklerinde, bunların çıkarılmasını emretmek şöyle dursun, hutbeyi keserek kucaklayıp yanına oturttuğu ve ondan sonra hutbeye devam ettiği (Nesai, Cuma 30, 3/108) rivayet edilir. Bu örnekler Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in küçük yaşta eğitime verdiği önemi ve değeri fazlası ile ispat eder. O halde bir de dönüp kendimize bir bakalım. Toplum olarak maalesef 'eğitmek' için çocuklarımızın büyümesini beklemek gibi çok büyük bir yanlışın içerisindeyiz."

Bunları düşündü Asiye Hanım, içi yanarak. Daha geçen gün karşı apartmanın merdiven boşluğunda 9-10 yaşlarındaki 4-5 çocuğun sıra ile birbirlerini teşvik ederek sigara gibi ama kesinlikle sigara olmayan bir maddeyi içtikleri geldi gözünün önüne.

Kontrollü ve bilinçli eğitilmeyen çocukları şeytan kapıp eğitiyordu. Zira şeytanın Hazret-i Allah'a şöyle bir ahdi var:

"İblis:'Öyle ise beni azdırdığın için andolsun ki, ben de onları saptırmak için, senin doğru yolun üzerinde tuzak kuracağım. Sonra elbette onlara; önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen onların çoklarını şükredenler bulamayacaksın.' dedi.

Allah:'Yerilmiş ve kovulmuş olarak oradan çık! Andolsun ki insanlardan sana kim uyarsa onları ve sizi, hepinizi cehenneme dolduracağım!' buyurdu." (Araf: 16-18)

Böylece Allah'ın huzurundan kovulduktan sonra, kıyamete kadar sürecek olan düşmanlığına başladı. İşte insanları aldatarak saptırmak için onlara sokulmuyor mu?

"O halde neden çocuklarımızın küçük yaştaki eğitimlerini korumasız ve başıboş bırakıyoruz ki" diye düşündü. O esnada camdan aşağı doğru bakarken yerde küçük bir karınca gördü. Kendinden on kat daha büyük bir ekmek parçasını ağzı ile azimle taşımaya gayret ediyordu. Karıncaya hayran kalmış bir şekilde:

"İşte" dedi. "Bir karınca misali olmalıyız, çocuklarımızın eğitiminde herkes duyarlı olmalı, karınca kararınca elinden ne geliyorsa küçük yaş gurubundaki çocukların eğitimine yatırım yapmalı." diye düşünürken, genç bir anne iken yaptıkları geldi aklına. Apartmandaki komşularının çocukları ile evinin küçük odasında yaptığı etkinlikleri düşündü ve içini çok büyük bir mutluluk kapladı. Sonra gökyüzüne bakarak şöyle bir proje hayal etti:

Hiç vakit kaybedilmeden genç kızlarımız çocuk eğitimi ile ilgili eğitim almalı, bunlar içerisinden çocuk eğitimine uygun mizaçtaki kızlarımız ile küçük yaş guruplarına yönelik etkinlikler yapılmalı. Ayda bir bile olsa bu yaş gurubuna bilinçli yapılan küçük bir yatırımın, çok büyük etkisi olurdu.

Bu duygu ve düşünceleri ile projeye sahip çıkıldığını, etrafından başlayarak bütün memlekette çocukların küçük yaşta eğitimi için gayret edildiğini hayal etti.

Tekrar eğilen ve yönünü düzelten ağaca bakarak:

"Rabbi'm, bizleri en büyük eğitmeni örnek alanlardan eyle" diye dilekte bulunup camı kapattı.


  Önceki Sonraki