Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 282.SAYI - Ömer Öngüt
282.SAYI, Mart 2017
Hakikat 282. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Cömertlik, insanın kendi hakkını gönül rızâsı ile ihtiyaçlı olanlara devretmesidir. Mal ve imkânını karşılık beklemeden gerekli yer ve ölçüde sarfetmektir.

İhtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını bildirmelerine meydan vermeksizin yardımda bulunmak en güzel cömertlik numunesidir.

Cömertliğin bir adı da sehavettir, gönül zenginliğine de sehavet denilmektedir.

Ahlâkî bir güzellik olan cömertlik, müslümanda bulunması gereken ve ona yaraşan güzel huylardan birisidir.

Malı olmayan kimse kanaatkâr, malı olan kimse ise cömert olmalıdır.

Korunması gereken yerde malı korumalı, sarfedilmesi gereken yerde de bolca harcamalıdır. Cömertlik, israf ile cimrilik arasında bir yol olup, gereği kadar harcamak, gereğinden fazlasını tutmaktır.

Kur'an-ı kerim'de kelime olarak "Cömertlik" geçmemekle birlikte, pek çok Âyet-i kerime'de; infak, ihsan ve ikram gibi beyanlarla cömertliğin fazileti anlatılmaktadır.

"Onlar ki, harcadıkları zaman ne israf ederler ne de cimrilik ederler. Harcamaları bu ikisi arasında dengeli olur." (Furkân: 67)

Cömert olabilmek için başkalarına iyilik yapmak yeterli değildir. Bu yardımın severek yapılması gerekir. Böylece insanda bir huy hâline gelmekle kazanılmış olur.

İyilik yapma, yardımda bulunma niyetini taşıdığı halde, bunu gerçekleştirme imkânına sahip olmayan kimse de cömert sayılır. İsteksiz veya zorla iyilik yapan bir kimse ise cömert sayılmaz.

Bir Hadis-i şerif'lerinde Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmaktadır:

"Cömert insan Allah'a yakın, insanlara yakın, cennete yakın ve cehennem ateşinden uzaktır." (Tirmizî)

Kim bir fedakârlıkta bulunursa, bu kendisi için biriktirilmiş bir hazinedir.

Maddi bakımdan fedakârlık cömertlik olduğu gibi gönül hoşluğu ile yapılan her çeşit hayır hasenatı ihtiva eder. Her hususta iyilik sahibi olmak da bir cömertliktir. Hakk'ı söylemek, ilmi yaymak, güzel söz, güler yüz, niyet-i halisa, ahlâk-ı hamide bir cömertliktir. Eziyetlere katlanmak, kötülükle mukabele etmemek cömertliktir. Ümmet-i Muhammed'e samimi duâ etmek de cömertliktir.

Cenâb-ı Hakk Âyet-i kerime'sinde şöyle buyuruyor:

"Sevdiğiniz şeyleri Allah yolunda infak etmedikçe aslâ iyiliğe eremezsiniz.

Her ne infak ederseniz, şüphesiz ki Allah onu bilir." (Âl-i imrân: 92)

İnfak; "Allah-u Teâlâ'nın hoşnutluğunu elde etmek maksadıyla kişinin kendi servetinden harcama yapması, muhtaçlara yardımda bulunması." demektir.

Zekât, sadaka ve hayır yolunda verilen her yardımı içine alır.

Âyet-i kerime'de geçen; "Sevilen şey" kimi için maldır, kimi için candır, yani herkesin kendi nezdinde makbul olan şeydir.

Her şeyden evvel seve seve gönüllerinden doğarak en güzelini verenler, versin diye değil verdiğinden verenler. Verdikten sonra verdirene, verdirdiği için şükredenler övülmüş olanlardır. Verdiği zaman helâlinden ve en iyisini verenler, desinler, görsünler, yani gösteriş için, bir karşılık için değil, Allah için verenler, yalnız Hakk'ın rızâsı için, infak edenler övülmüşlerdir.

Allah-u Teâlâ, kendilerinin ve âile fertlerinin açlıklarını gidermek için, o yemeğe ihtiyaçları olmasına rağmen, onu daha fazla ihtiyaç sahiplerine yediren, onları kendilerine tercih eden itaatkâr müminleri Âyet-i kerime'sinde övmektedir:

"Onlar, kendi canları çektiği halde; yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler." (İnsan: 8)

Bu ay sonu başlayacak olan mübarek "Üç Ayları"nızı ve idrak edilecek olan "Regaip Kandili"nizi tebrik eder, tüm İslâm âlemine hayırlara vesile olmasını Cenâb-ı Hakk'tan niyaz ederiz.

Baki esselâmü aleyküm, ve rahmetullah...

Halk arasında "Üç Aylar" diye adlandırılan;
"Recep, Şaban ve Ramazan" ayları Rabb'imizin af ve mağfiretinin,
feyiz ve bereketinin bol bol ihsan edildiği mübarek aylardır.
Cenâb-ı Fahr-i Kâinat -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Recep ayı girince:
"Allah'ım! Recep ve Şaban'ı bize mübarek kıl, bizi Ramazan'a kavuştur." diye duâ ederlerdi. (C. Sağir)

Bu Ay'ın Sonunda Başlayacak Olan "Üç Aylar"ınızı ve "Regaip Kandili"nizi Tebrik Eder,
Tüm İslâm Âlemi'ne Hayırlara Vesile Olmasını Cenâb-ı Allah'tan Niyaz Ederiz.


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Hazret-i Allah Cömerttir, Cömert Olanı Sever... - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Hazret-i Allah Cömerttir, Cömert Olanı Sever...