Teknolojinin hızlı ilerleyişi dünyayı da çok hızlı bir şekilde değiştiriyor, tarihin akışını hızlandırıyor.
Medyada, iletişimde, bilişimde, harp sanayiinde, kapitalist finans sisteminde, tarımda, tıpta, enerjide .... hayatın her alanında devrim denilebilecek teknolojik yenilikler ve değişimler -dünya tarihi açısından bakıldığında- çok minik bir zaman dilimi sayılabilecek kısa bir sürede yaşanıyor. Eskiden onlarca nesil süren değişimler bugün bir nesil içerisinde cereyan ediyor, teknolojiyi takip etmekte zorlanan ebeveynler evladını takip edecek beceriden mahrum kalıyor.
Barutun top denilen silah ile kullanılmaya başlanması dünya harp tarihini değiştirmişti. Ancak bu silahın gelişimi ve tüfek haline gelmesi yüzyıllar aldı. Hatta bu icat klasik ok-yay ve kılıç ikilisini ancak bir-iki yüzyıl önce tahtından indirebildi. Oysa bundan 20-30 yıl önce robot savaşçıların yer aldığı filimleri izlerken bilim-kurgu fantazisi gözüyle bakarken bugün Amerikan ordusunun hava operasyonlarının yarıdan fazlasını insansız hava araçları (robot uçaklar) yapıyor. Türkiye de kendi robot uçaklarını yaptı. Yakın zamanda silahlı hale getirdi.
20-30 yıl öncesine kadar yazılı ve görsel medya küçük bir azınlığın tekelindeki birkaç gazete ve televizyondan ibaretti. Bir gazete manşetiyle hükümetler devriliyor, ihtilaller yapılabiliyordu. İletişim teknolojisindeki gelişim gizli mahfillerin işlerini zorlaştırdı, ancak artık gizli örgüt ve isihbaratların bireysel çalışma imkanı çok daha kolaylaştı. İnternet denilen icat her eve girdi derken yine birkaç yıl gibi kısa bir zamanda artık ceplerimize de girdi. Bu hızlı teknolojik gelişim büyük değişimler yaşanmasına sebep oldu, oluyor. Olumsuz etkileri daha fazla. Hırsız, arsız, ahlaksız her türlü insan topluma yayın yapabiliyor. Dinimizde, örf adetimizde olmayan, şahsî ve ailevî hayatın teşhir edilmesi, sosyal medya denilen ne menem şey sebebiyle normal kabul edilmeye başlandı. Akıl izan gittikçe kayboluyor, sanal şöhret için kimisi edep-ahlak sınırı olmayan resimler, yazılar paylaşıyor; kimisi katille resim çekiliyor; kimisi hayatını tehlikeye atıyor.
30-40 yıl önce evlerimize telefon bağlatmak bir çileydi. Otomatik santral gelmeden önce telefonumuzun gırgırını çeviriyor, karşımıza çıkan operatör, görüşmek istediğimiz numarayı manuel olarak bağlıyordu. Bugün bir telefon mağazasına girip sözleşmenizi imzalıyorsunuz, telefon anında cebinizde.
Bir haber: "Polonya'da komünizm döneminde tren çarpması sonucu komaya giren Jan Grzebski (65), 19 yıl sonra uyandı. ... ancak yaşlı Polonyalıyı bambaşka bir dünya bekliyordu. Jan Grzebski, "Komaya girdiğimde bakkallarda sadece çay ve sirke satılıyordu. Et sınırlı sayıda satılıyordu. Benzin için saatlerce kuyrukta beklerdik" dedi. Grzebski şöyle konuştu:"Sokaklarda herkesin elinde cep telefonları görüyorum. Dükkânlarda satılanların hepsi aklımı başımdan alıyor. Gözlerime inanamıyorum." Grzebski, kendisini en çok şaşırtan olayı ise şöyle anlattı:"Tüm bu insanlar ellerinde cep telefonlarıyla geziyor ama asla mızmızlanmaktan vazgeçmiyor."" (Sabah, 04.06.2007)
150-200 yıl önce yaşanan sanayi devriminden sonra zirve yaptığını düşündüğümüz kapitalizm elektronik bankacılık sayesinde "Finansal kapitalizm"e dönüştü ve faiz babalarının elindeki elektro-sanal sermaye 20-30 yıl içerisinde neredeyse 10 kat arttı. Faiz, borsa, finans adı altındaki parasal kumar düzeni reel ekonominin kat be kat üzerine çıktı. Dünya devasa boyutlara ulaşan bu çarpık kapitalist finans sistemini kaldırmakta zorlanıyor. Ekonomistler bu sistem sebebiyle 2008 yılında başlayan krizin devam ettiğini söylüyorlar. Küresel finans-para çetesi, siyonizmle olan bağlantısının da etkisiyle hem büyük kaos ve savaş planları yapıyor, hem de elindeki parayı muhafaza etmenin yollarını arıyor. Tabi bu arayışlar dünya halklarına terör, cinayet, ekonomik kriz, savaş, kitlesel kıyım gibi türlü acılar olarak dönüyor. Küresel çetelere kafa tutan, yeraltı kaynaklarını devletleştiren Chavez'in Petrol zengini Venezuella'sı, Chavez kansere yakalanıp öldükten sonra ekonomik olarak çökertildi. Halk büyük bir sefalet içerisinde, elektrik üretilemediği için devlet daireleri haftada iki gün çalışıyor.
Teknolojik gelişmeler tarım gibi, tıp gibi alanlarda insanlığa faydalı gelişmelere zemin hazırlıyor. Ancak burada da doymaz bi şehvetle hareket eden küresel eşkiya çeteleri acımasız bir sömürü düzeni kurmaya çalışıyor. Canlıların genetiğiyle hoyratça oynanıyor.
Kısaca her şey çok hızlı ilerliyor, çok hızlı değişiyor. Bilgi ve sermayeyi elinde tutan küresel tekeller bu değişimi insanlık yararına kullanmak yerine insanlığa büyük acılar çektirmek için pusuda bekliyor.
Devlet, yapısı itibarı ile biraz hantaldır. Ancak düşmanlarımız hızlı. Elimizdekileri; dinimizi, vatanımızı, huzurumuzu, ahlâkımızı her şeyimizi elimizden almaya çalışıyorlar. Biz de hızlı olamazsak, düşmanımıza yetişemeyiz. Tedbirimizi, hazırlığımızı, gayretimizi buna göre yapmamız lâzım.
