Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
EVLİYÂ-İ KİRAM -kaddesallahu Esrârehüm- Hazerâtı’nın “Hâtemü’l-Evliyâ” Hakkındaki Beyan ve İfşaatları (186) - Şeyhü'l-Ekber Muhyiddîn İbnü'l-Arâbî -kuddise sırruh- (34) - Ömer Öngüt
Şeyhü'l-Ekber Muhyiddîn İbnü'l-Arâbî -kuddise sırruh- (34)
EVLİYÂ-İ KİRAM -kaddesallahu Esrârehüm- Hazerâtı’nın “Hâtemü’l-Evliyâ” Hakkındaki Beyan ve İfşaatları (186)
Dizi Yazı - "Hâtemü'l-Evliyâ" Hakkındaki Beyan ve İfşaatlar
1 Ocak 2016

 

EVLİYÂ-İ KİRAM
-Kaddesallahu Esrârehüm- HAZERÂTI'NIN
"HÂTEMÜ'L-EVLİYÂ" HAKKINDAKİ
BEYAN ve İFŞAATLARI (186)

Şeyhü'l-Ekber Muhyiddîn İbnü'l-Arâbî
-kuddise sırruh- (34) 

"ANKÂ-İ MUĞRİB FÎ MA'RİFETİ HATMÜ'L-EVLİYÂ ve ŞEMSÜ'L-MAĞRİB" KİTABI

 

"Hatmü'l-Evliyâ'nın Tâyini Hakkındaki Haberleri Tamamlayan Nükte (2)

"Mâide"deki sekiz yerde ise; onun ilminin râsihliği, nasibinin yüceliği, Nûr'unun açıklığı; sırrını en güzel üslûpla dile getirdiği, öğüt ve nasihat verdiği, teşvik ettiği ve çürüttüğü, nasip verdiği, alçalttığı ve aşağıladığı; delilinin açıklığıyla, ilminin kemâli ve anlayışının seçiciliğiyle, eksiklik ve noksanlıkla ustalığının ve şiddetli vuruşunun yok olmadığı, Hakk'ın tıpkı nebilerine ve resullerine yaptığı gibi, kullarına onun dilinden hitâb ettiği, onu bekâ âleminden örtülü kâinat âlemine getirerek, gözden kaybolan fiillerle söylettiği; en yüce makamlardan en ulu çizgiye nüfûz ettirdiği, misilleme yoluyla âdil olana da süflî olana da eriştirdiği, sırrını Rabb'iyle birleştirdiği, O'na yaklaşacağı zaman (kendinden) sıyrılıp çıkmak için aşka geldiği, içinden dönmeyi murâd ettiği, O'nun aydınlık yoluna sülûk ettiği, zillet arasatında suçtan beri olduğunun ortak bir dille ufuklarda nidâ edileceği, Tevhid edeceği, şâhidlik edeceği ve Vâhidü'l-Ehad'a secde edeceği yer alır.

"En'am"da; Onun buluşmasının ayrılmadan buluşma olduğu ve onun hiç yaratılmamış bir şekilde yaratılacağı mevzu edilir.

"Berâet"te yer alan bir yerde, onun nefsinin şerefli hakîkati üzerinde durulmasıyla, kendi cinsine müyesser olacak şeye gönderme yapılır.

"Meryem"de fesad'dan kurtarışıyla ve yardım ateşini söndürüşüyle ilgili iki yer vardır.

"Enbiyâ"da tezkiye edilip temizlendiği, Nûr'unun kirletilemeyeceği, ayrılık ve çekişmeleri ıslah edişinin, (getirdiği) hayır ve bereketin, huzur ve saâdetin kokusunu müminlerin sezeceği mevzu edilir.

"Saffât"ta, beraberindeki oğullarının cümlesini kardeşine sunup takdim edeceği;

"Şûrâ"da O'nun yolunun tohumunu atıp, onu büyütüp yetiştireceği ve nâzil olan (Âyet'lerin) sebeplerini tarif edeceği mevzu edilir.

"Zuhrûf"ta; engellenmeden ve (karşısında) delil getirilemeden, uyarı makamı üzerinde haber verip uyaracağı mevzu edilir.

[53b] "Hadîd"de; ululuğa ve yüceliğe kavuşturulacağı, sıddîk bir velî olduğuna dair peşinden gidenlerde hiçbir şüphe kalmayacağı mevzu edilir. Zira bir Peygamber'in erişilmese de peşinden gidilir. Velî ise (herhangi bir kişiye) yönelen kimsedir, onun üzerine vâlî değildir.

"Saff"ın iki yerinde, ona: 'Hatânı getir, borcun artık son buldu!' sözünün söyleneceğine dair iki yer vardır.

"Tahrîm"de ise gizli ve örtülü kalacağı, onun daha çok yeri ve selâmete erdirişiyle üste çıkarılacağı yer alır.

Haber'e gelince; Buhârî ve Müslim'deki misâldedir. İbn-i Battal ve "Kitâbu'l-Mu'allim"in sahibinin ona dair işaret ettiği şeye bakanlar, bu apaçık Âyet'lerden başkalarına da ulaşırlar. Şu kadar var ki Peygamber Muhammed Aleyhisselâm, onu hem Âdem Aleyhisselâm'ın kendisinden yaratıldığı arzda; hem de kendisine duyurulması güç olmayan, ancak yayılışı çok büyük olan acâipliklerin şu arzında toplayıp biraraya getirmiştir. Nitekim ben bu arzı, arta kalanından Âdem Aleyhisselâm'ın tıynetinin de yaratıldığı arzda Allah'ın yarattığı muhteşemliklerle; gerek kendisindeki acâipliklere, gerekse "Kitâbu'l-A'lâm" diye isimlendirdiğim eşsiz kitaptaki acâiplikleri ihtivâ edişine göre açıklamıştım.

Bilin ki onun zamanı, ezelde kendisi için yazılmış olan şeye göre yerleştirilen İlk Sûret'ten dördüdür. İlk müddeti ay gibi, ikinci müddeti Cum'a (günü) gibi, üçüncü müddeti gün gibi, dördüncü müddeti ise saat gibi olur. Güvenilir ve şüpheli düşünceler gibi, müddetlerden geriye hiçbir şey bırakılmaz; o, onun Hatm'i ile ilgili mertebesinden de zâil olmaz. Onun zuhuru bu ilim ve hikmetlerle meydana gelmezse, bu hükümle "Hatm makâmı"nın ona verilmesi, velâyetin onunla hatmedilmesi ve hidâyetin onunla kemâle ermesi de sahih olmaz. Onun haşrı iki, sabahının fecri iki, yüzünün nûru iki; hâfızasındaki ilim ikidir. Hükümde, her iki âleme de iştirak etme ve ikisinden herhangi birine hükmetme yetkisi ona verilmiştir. Dolayısıyla o, [54a] aynı zamanda iki de hüküm sahibidir.

O sanki Arap'dan değil de Acem'dendir. Rengi kırmızımsı beyaz olan; uzuna yakın, ondan biraz kısa bir âdemdir. O âdetâ pırıl pırıl parıldayan bir ay gibidir. İsmi, "Allah'ın kulu"dur. O aslında Allah'ın her kulunun ismidir. Onun, kendine has olan ismine gelince; yapısı hususunda net bir belirti sarfedildiği halde, o net bir belirti şeklinde, veya onu ayne'l-yakîn ve kuvvetli bir şekilde yerleştirecek, ondan başka bir biçimde açığa vurulmadı. Yarım cihete göre yok olan felek dairesinin yarısıdır ki, ondan başka bir isimle çağrılmaz. Babasının vasfı da tanınmaz. Sözü rızâya uygundur, yaptıkları şükrü gerektirir.

İşte şu, onu sana bildirecektir:

Onun hakkında sana açıklayabileceğim delil ve gösterebileceğim yol işte budur.

Te'vil noktasındaki açıklamayı sana bırakarak, şimdi de sana onun ismini ve nesebini tâyin edeceğim:

Sırr-ı şerif'idir ve ona ilişiktir.

Hiç şüphe yok ki Sıddîk-ı Ekber dahî onun bayrağı altındadır ve Peygamber'imiz nasıl ki O'nun peygamberlerinin seyyidi ise, o da evliyânın seyyididir.

Onu sana sayılar sâyesinde izâh etmek ve bu yerleştirdiklerimle ayırdettirmek istedim.

Hiç şüphe yok ki o, herkesin kendisine muhtaç olduğu bir Seyyid'dir.

Sen onu, sayılan üç kişinin ikisiyle de içiçe gör ve şeytanın sendeki cehâleti parlatmasına karşı pusuda ol!.. Açıklamaktan da çekinme ki; verilen müjdeyi idrâk etmenle, sana yakın bir yardım gelerek; (onu) sana âdetâ görür gibi keşfettirsin ve gözünü erişmen gereken sonuca çevirsin! O'nun yarattıklarının içinde bozgunculuk çıkartan ve halkı ve hakkı istikâmetinden ayıran odur. Nitekim burada onun, atan (Âdem Aleyhisselâm)'la yaptığı savaşa bir bak!..

İnsan hakkındaki Hatm'e gelince; o, O'nun katındaki duruşu, bizim târifimizle izhar edilip de tayin edilemeyen; seni O'nun nihayetine eriştirecek, O'nun huzuruna yerleştirecek, vuslatla ilgili olanların hepsine sülûk ettirecek ve [54b] inzâl olunması yönünden de ona bir yer edindirecek olan makamdan ibarettir. Zira o hem Tevhîd'in, hem de çoğalma halinde olan varlıkların sırlarının "Hatmü'l-Makâmât"ı; yani "Makamlarının Hatmi"dir.

 

Şeyhü'l-Ekber Muhyiddîn İbnü'l-Arâbî -kuddise sırruh- Hazretleri'nin
"Ankâ-i Muğrib fî Ma'rifeti Hatmü'l-Evliyâ" kitabında,
Hâtemü'l-Evliyâ'nın şahsi hususiyetleri hakkında Kur'an-ı Kerim'e
yerleştirilen gizli bilgileri açıkladığı varaklar.
Süleymâniye Ktp. Şehid Ali Paşa, nr.: 1287, vr. 53b-54a.


  Önceki Sonraki