Zâhirî ilim, tarikat ilmi, hakikat ilmi, mârifet ilmi, ulül-elbâb'ın ilmi olduğu gibi, bir de kendi katından verilen bir ilim vardır.
Nitekim İmâm-ı Rabbânî -kuddise sırruh- Hazretleri, daha önce de arz ettiğimiz beyanlarında şöyle buyurmaktadır:
"Bu mârifet ve ilimler, ulemânın ilimleri, evliyânın da mârifeti ötesindedir. Hatta onların ilimleri, bu ilimlere nispetle kabuk kalır. Bu mârifet dahi o kabuğun özüdür." (317. Mektup)
İşte o ilim bu ilimdir.
Âyet-i kerime'de Hızır Aleyhisselâm hakkında:
"Tarafımızdan has bir ilim öğrettik." (Kehf: 65)
Buyurulan ilimdir. Mârifetullah ehli "Ulül-elbâb" olmasına rağmen, bu onun özüdür.
Ebu Derdâ -radiyallahu anh-den, Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Allah-u Teâlâ İsâ Aleyhisselâm'a hitaben:
'Yâ İsâ! Ben senden sonra öyle bir ümmet getireceğim ki, onlar sevdikleri bir şeyle karşılaşırlarsa Allah'a hamd ve şükrederler. Hoşlanmadıkları bir şeye rastlarlarsa sabrederler ve Allah'tan ecir beklerler. Bunların ilimleri ve hilimleri yoktur.' buyurdu.
İsâ Aleyhisselâm:
'Yâ Rabb'i! İlimleri, hilimleri olmadığı halde, onlardan bu işler nasıl sadır olabilir?' diye sordu.
Cenâb-ı Hakk:
'Onlara kendi ilmim ve hilmimden ihsan ederim.' buyurdu." (Ahmed bin Hanbel)
İşte mârifetullahtaki sır budur. Allah-u Teâlâ onlara kendi ilminden ve hilminden ihsan eder.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde bu ilmi tarif ediyor ve şöyle buyuruyor:
"Öyle ilimler vardır ki, gizlenmiş mücevherat gibidir. Onu ancak Ârif billâh olanlar bilirler. Bu ilimden konuştukları vakit, Allah'tan gafil olan kimseler anlamazlar.
Binâenaleyh Allah-u Teâlâ'nın kendi fazlından ilim ihsan ettiği âlimleri sakın tahkir edip küçük görmeyin. Çünkü Azîz ve Celîl olan Allah onlara o ilmi verirken tahkir etmemişti." (Erbaîn)
Cevherleri onlara Allah-u Teâlâ verir. Yüzüne yüzü ile yönelmesiyle, kalbine nurunu akıtmasıyla dilediği kadar ilmullahtan ilim verir.
Bu ilim has bir ilimdir. O'nun duyurduğundan başka bu ilmi kimse bilmez.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz diğer bir Hadis-i şerif'lerinde buyururlar ki:
"İlim ikidir. Biri dilde olup (ki bu zâhirî ilimdir) Allah-u Teâlâ'nın kulları üzerine hüccetidir. Bir de kalpte olan (mârifet ilmi) vardır. Asıl gayeye ulaşmak için faydalı olan da budur." (Tirmizi)
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in "Faydalı ilim" olarak vasıflandırdığı ilim mârifetullah ilmidir. Bu ilme "İlmullah" da denilir. İnsanları bu gayeye ulaştıranlar marifetullah ehlidir. Bu gaye Hakk'a ulaşmaktır.