Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 258.SAYI - Ömer Öngüt
258.SAYI, Mart 2015
Hakikat 258. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

İslâm; öyle âli ve öyle münevver bir dindir ki özü ve esası; insanın dünya saadetini ve ahiret selâmetini temin etmektir. Kim ki İslâm'ın bu mânevi güzelliğinin içinde ahkâm mucibince hareket ederse dünyasını da ahiretini de mamur eder.

İslâm dini toplumun her türlü ihtiyaçlarını karşılayan tam ve mükemmel bir nizamdır. Çünkü o Allah-u Teâlâ'nın dinidir ve bütün insanlığa gönderilmiştir. Artık İslâm'dan sonra kıyamete kadar yeni bir din, yeni bir peygamber gelmeyecektir. Çağlar boyunca insanlığın maddî manevî bütün ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir özelliğe sahiptir.

Hükümleri her zaman için toplumun seviyesinden üstün olup, toplum seviyesi ne kadar yükselirse yükselsin, İslâm'ın hükümleri o seviyeden daha üstündür. Bu hükümler yılların, asırların değişmesiyle değişmeyip, bütün zaman ve mekâna hitap eder.

Nitekim bir Âyet-i kerime'de şöyle buyurulmaktadır:

"Bu, dimdik ayakta duran bir dindir. Fakat insanların çoğu bilmezler." (Rum: 30)

Binaenaleyh Allah-u Teâlâ'ya ve Resulullah Aleyhisselâm'a iman edip tabi olanlar, o münevver yolda yürüyenler için içtimaî hayatta huzur ve mutluluk vardır.

Fakat bu münevver ve mukaddes yoldan ayrılanlar, İslâm ahlâkı ile ahlâklanmayanlar, İslâm'ı sadece isimde yaşayanlar, İslâm adı altında her türlü rezâleti yapar oldular. Hazret-i Allah ümmet-i Muhammed'i muhafaza etsin. Gerçekten büyük bir afat yaşanıyor.

Ahir zamanda, seyyiat zamanında yaşıyoruz. Dünya bozulmaya yüz tutmuş, fitne fesad artmış.

Öyle bir devirdeyiz ki, dünya kurulalıdan beri fitne ve fesadın ayyuka çıktığı böyle bir devir gelmiş değil.

Günahların açık olarak işlendiği ve isyana dönüştüğü, dünya kurulalıdan beri bir eşinin gelmediği, böyle bir bunalım geçirilmediği, her türlü fitnenin ortaya çıktığı, her türlü kötülüğün anasının mevcut olduğu yirmi birinci asrın seyyiat zamanında yaşıyoruz.

İlâhî emirler arkaya atılıyor ve hükümsüz sayılıyor.

Dinsizlik, ahlâksızlık son haddine varmış. Eski zamanda helâk olan kavimlerin yaptıkları adetler, isyanlar, küfürler, şirkler hepsi toptan yapılıyor. Günümüzde bambaşka bir cahiliyet hüküm sürüyor. Gerçekten çok isyan ettik, çok zulmettik. Bu azgınlığımızın cezasını çekeceğiz.

Öyle bir devir ki Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in ahir zamanda olacağını haber verdikleri her şey çıktı ve çıkıyor. Yapılacağını bildirdiği kötülükler de yapılıyor. Hadis-i şerif'lerde haber verilen küçük kıyamet alametlerinin hepsi zuhur etti ve ediyor. İş büyük alâmetlere kaldı. Onların da vakti çok yaklaştı.

Allah korkusunun kalplerden kalktığı, hak, hukuk umdelerinin yok olduğu, emanet, vicdan duygularının köreldiği bir devirde yaşıyoruz.

Nefis ve şeytana uyulup zina, fuhuş, hırsızlık, arsızlık yapılıyor; şehvetlere uyulup namuslara kastediliyor, masum insanların canına kıyılıyor.

Hülâsa olarak; bugün her türlü kötülük, hatta her kötülüğün anası mevcuttur. Her türlü haram var, her türlü menhiyat işleniyor. Her türlü sapıklık, her türlü sapkınlık, her türlü fuhşiyat, cana kıyma, içki, kumar, zina, uyuşturucu, hırsızlık, gasp, sahtekârlık, yalancılık, her türlü zulüm, terör, isyan, ana-babaya itaatsizlik, evladını cehennem amellerine teşvik .... akla gelen-gelmeyen her türlü vahşet işleniyor. Masum insanların, hatta küçücük çocukların ırzına, canına kasteden vahşi insan müsveddeleri çoğalıyor.

Bize ne oluyor, bu toplum nereye gidiyor?

Bütün bunların sebebi İslâm'dan uzaklaşmamızdır. Bugün İslâm'ın ismi, Kur'an'ın resmi kalmış. Görünüşte herkes müslüman, ancak yaşantı yok, İslâm'ın özü, nezaheti, nezafeti, nezaketi, letâfeti yok. Sûretâ İslâm olmuşuz.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz; "Kendini kurtarmaya bak ve halk tabakasını bırak!" buyurarak bu zamanda kendimizi kurtarmamızı vasiyet ediyorlar.

Hazret-i Allah bizi, ehl-ü ıyâlimizi ve ehl-i imanı kurtardığı kullarından eylesin. Kurtardıklarının yüzü suyu hürmetine. Âmin.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - O Zaman Kendini Kurtarmaya Bak Ve Halk Tabakasını Bırak! - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
O Zaman Kendini Kurtarmaya Bak Ve Halk Tabakasını Bırak!