Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - İhlâs Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (7) - Ömer Öngüt
İhlâs Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (7)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Ocak 2015

 

İhlâs Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (7)

İHLÂS SÛRE-İ ŞERİF'İNİN BÂTINÎ MANÂSI (2)

 

Yaratılan Her Şey, O'nunla Kâimdir:

İhlâs Sûre-i şerif'inin mazharı olan bir kimse; Hazret-i Allah ile Hazret-i Allah'ı görür, Hazret-i Allah ile Hazret-i Allah'ı bilir. Çünkü kendisi bir maske olduğu için Hazret-i Allah'ı bilemez. Maske de hükümsüz. Çünkü Hazret-i Allah ile Hazret-i Allah'ı görüyor, Hazret-i Allah ile Hazret-i Allah'ı biliyor, Hazret-i Allah ile söylüyor. Hazret-i Allah ile hemhâl oluyor, O'nunla görüşüyor, O'nun ile nefes alıyor. Kendisinin de kâinatın da maske olduğunu görüyor.

Siz bu hâle şaşmayın, bu böyledir. Fakat bu bir tecelliyât-ı ilâhî'dir.

"Allahü's-samed"; Allah "Samed"dir, her şey O'na muhtaçtır, çünkü O yaratıyor. Yaratmasaydı hiçbir şey olmazdı. O ise hiçbir şeye muhtaç değildir.

"Ehad" O, yarattığı her şey O'na muhtaç. Bunun hakikati bilinmediği için kelimeden ibaret kalıyor. Kelime biliniyor, O bilinmiyor. Hem söylüyorsun, hem kendin varsın, o zaman O'nu söylememiş oluyorsun. Var olan yalnız O'dur, Ehad yalnız O'dur, başka Ehad yok. Bütün varlıklara "Ol!" demekle bir sûret bir şekil vermiş, var etmiştir. Yer görülüyor, gök görülüyor, insan görülüyor. Murad ettiği gibi tecelli etmiş, bir suretle görülüyor. Amma O'ndan başka Ehad yok.

Bunu kavrarsanız ilmin özünü kavramış olursunuz.

Olanlar da O'nunla var olmuştur. Her yaratılan şey Allah ile kâim olduğu için O'na muhtaçtırlar. Allah ayrı, yaratılanlar ayrı. Çünkü O'na muhtaç, O'nunla kâim olduğu için O'na muhtaç. Farz-ı muhal ki nefesini kesse yoksun. Kâinat da böyledir.

O birdir, her şey O'nun "Ol!" emriyle, O'nun yaratmasıyla meydana gelmiştir.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde şöyle buyuruyor:

"Allah o Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur." (Bakara: 255 - Âl-i imrân: 2)

O öyle bir Allah ki, Allah'tan başka ne bir Allah vardır, ne de bir mevcut vardır. Her şeye hayat veren O'dur, her şey O'nunla kâimdir.

Âyet-i kerime'de geçen "Hû" maskedir, amma kâinatın maskesidir. Var olan O'dur. Herkes maskeyi görüyor, O'nu görmüyor. Her görünen şey O'na perdedir. "Lâ" dediğin zaman, o "Lâ" lar yok olduğu zaman O'ndan başkası kalmaz.

"Lâ ilâhe"; O'ndan başka ilâh yoktur, ilâh ancak O'dur. Bu yarattıkları Allah değildir, hepsi de "Lâ"dan ibarettir. Çünkü "Lâ" dediğin zaman "Onlar Allah değil" diyorsun. Bu maske de "Lâ"dan ve "Ol!" emrinden ibarettir. Her yarattığı şeye sadece "Ol!" diyor, o da dilediği şekilde oluveriyor. Ne dilemişse o oluyor. Her zerrede ulûhiyet sırları mevcuttur. Her şey O değil, fakat hiçbir şey de O'ndan ayrı değil.

Ulûhiyet ve ubûdiyet yalnız O'na mahsustur. Her cihetten tektir. Varlığının başlangıcı yoktur. Varlığı daimîdir, nihayete ermez. Varlığına şahit yine kendi varlığıdır. Her varlık O'nun kudretinin eseridir. Var olan ne ki varsa O'nunla var olmuştur.

Allah-u Teâlâ bir Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurmaktadır:

"Hiçbir göz O'na erişemez, ihata ve idrak edemez. Fakat O bütün gözleri ihata eder." (En'âm: 103)

Kâinatın bir maske olduğunu bu Âyet-i kerime ile izâh ve ispat ediyorum. Bilen ve anlayan için bu ilâhî beyan kâfidir...


  Önceki Sonraki