Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN HAYATI - HAZRET-İ EBU BEKİR SIDDÎK -Radiyallahu Anh- (20) - Ömer Öngüt
HAZRET-İ EBU BEKİR SIDDÎK -Radiyallahu Anh- (20)
ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN HAYATI
Dizi Yazı - Ashâb-ı Kiram -r. anhüm-
1 Ocak 2015

 

ASHÂB-I KİRAM -Radiyallahu anhüm- HAZERÂTI'NIN
HAYATI

"Ashâbım Yıldızlar Gibidir. Hangisine Uyarsanız Hidayeti Bulmuş Olursunuz."(Beyhâkî)

HAZRET-İ EBU BEKİR SIDDÎK -Radiyallahu Anh- (20)

 

Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh- Efendimiz'in Babası Ebu Kuhâfe'nin Biatı:

Mekke'nin fethedildiği gün öğle vakti, Resulullah Aleyhisselâm'ın emriyle müezzin Bilâl-i Habeşî -radiyallahu anh- Kâbe'nin üzerine çıktı, "Ezân-ı Muhammedî" yi okudu.

En yüksek perdeden ve var gücüyle: "Allah-u Ekber... Allah-u Ekber..." sadâlarıyla etrafı çınlatıyor, bütün Mekke kulak kesilmiş bu sesi dinliyordu.

Yalnız müşriklerden bazıları içlerinden kopan isyan hamlelerini yenemediler.

Ebu Cehil'in kızı Cüveyriye:

"Babam vaktiyle öldü de Bilâl'in Kâbe üzerinde bağırdığını görmedi!" diyordu.

Hâris bin Hişam:

"Keşke evvelce ölseydim de bu günü görmeseydim!" demekten kendini alamadı.

Daha sonra umumi affın heyecanı ile galeyana gelen Attab, âni olarak Resulullah Aleyhisselâm'ın huzuruna fırladı ve:

"Ben Esîd'in oğluyum. Allah'tan başka ilâh olmadığına ve senin de O'nun elçisi olduğunu tasdik ederim!" dedi.

Resulullah Aleyhisselâm:

"Çok güzel... Seni Mekke vâlisi yaptım!" buyurdu.

Namazdan sonra Resulullah Aleyhisselâm Safâ tepesine çıktı. Burada kendi istekleriyle İslâm'a giren Mekkeliler'in ayrı ayrı biatlarını kabul etti.

Mekke halkı fevç fevç müslüman olmaya başladılar. Bir gün önce İslâm'a düşman olanlar, Muhammed Aleyhisselâm'ın yüksek ahlâkını ve insanlık duygusunu görünce, hiçbir zor görmeden içten gelen bir teslimiyetle İslâm'ı kabul ettiler.

Bu fetih, hakikaten bir "Feth-i mübin" oldu.

Hazret-i Ebu Bekir -radiyallahu anh-ın babası Ebu Kuhâfe, çok yaşlı idi, gözlerinin feri kalmamış, yolunu göremiyordu. Oğlu, ihtiyar babasının elinden tutarak huzura getirdi.

Resulullah Aleyhisselâm:

"Yaşlı babanı buraya kadar yormayıp evinde bıraksaydın, biz onun ayağına giderdik!" deyip iltifatta bulundu.

Onu önüne oturttu. Mübarek ellerini göğsüne koyup sığadıktan sonra müslüman olmasını tavsiye etti, o da derhal müslüman oldu ve oğlunun saâdetine saâdet kattı.

Erkeklerden sonra kadınlar da biat merasimine katıldılar.

Erkekler; "İslâm ve cihad" üzerine biat etmişler, kadınlardan da; "Allah'a ortak koşmamak, hırsızlık etmemek, zinâ yapmamak, çocuklarını öldürmemek, asî olmamak" üzere biat alınmıştı.

Bu biat müslümanların bozmaması gereken birtakım hususlara bir numunedir. Çünkü biat, Allah-u Teâlâ'ya ve Resul'üne verilmiş bir ahiddir.

Bu hususta nâzil olan Âyet-i kerime'de Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu:

"Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip;

Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları,

Hırsızlık yapmamaları,

Zinâ etmemeleri,

Çocuklarını öldürmemeleri,

Elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemeleri (başkalarının doğurduğu veya başka erkekten gayr-i meşru kazandıkları bir çocuğu kocalarına nisbet etmemeleri),

İyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana biat ederlerse onların biatlarını al ve onlar için Allah'tan mağfiret dile.

Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir." (Mümtehine: 12)

Esmâ binti Seken -radiyallahu anhâ- der ki:

"Ben biat eden kadınlar arasında idim. 'Yâ Resulellah! Elini uzat da sana biat edeyim!' dedim. Bunun üzerine Resulullah Aleyhisselâm:

'Ben kadınlarla musafaha yapmam. Allah'ın onları yükümlü tuttuğu şeylerden ben de yükümlü tutarım.' buyurdu."


  Önceki Sonraki