Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - İhlâs Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (6) - Ömer Öngüt
İhlâs Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (6)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Aralık 2014

 

İhlâs Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (6)

İHLÂS SÛRE-İ ŞERİF'İNİN BÂTINÎ MANÂSI

 

Kişilerin en kolay okuyacağı sûre İhlâs-ı şerif'tir. Halbuki o en zor okunan bir Sûre-i şerif'tir.

"De ki: O Allah Ehad'dır." (İhlâs: 1)

Bu Âyet-i kerime'de insanların üç sınıfına ve bu sınıfların mertebelerine işaret edilmiştir.

Şöyle ki:

"Hüve"; "İşte O!" demektir. O ise hitap eden ile hitap edilen arasında malum olan şeydir. Bu "Hassü'l-has" olanların mertebesidir. Çünkü ârifler mârifetullah için delile muhtaç olmadıklarından, onlar için işâret kâfidir.

Daha sonra "Has" insanların mertebesine işaret için "Allah" Lâfza-i celâl'i zikrolunmuştur. Zira onlar Allah-u Teâlâ'yı delillerle ispat etmeye çalışırlar. Yarattığı mahlûkatın yaratılışlarındaki ince sanattan Hâlik-ı Azimüşân'ın varlığına intikal ederler.

"Avam" halkın mertebesine işaret için de "Ehad" lâfzı gelmiştir. Çünkü onların anlayış kabiliyetleri diğerleri gibi olmadığından, şirke düşmemek için, Allah-u Teâlâ'nın vahdaniyetini, birliğini ifade eden "Ehad" lâfzı zikredilmiştir.

Hükümlerinde birdir, hakimiyet O'nun şânıdır.

"Hassü'l-has" olanların anlayışı son derece derûnîdir.

"De ki: Allah Ehad'dır."

"Ehad" deyince; Allah-u Teâlâ müstakil bir vücuttur, O'ndan başka hiçbir mevcut yoktur. Var olan yalnız O'dur, Ehad yalnız O'dur, başka Ehad yok!

Fakir: "Kul hüvallahü Ehad" dediğim zaman O'nu zikrediyorum, ismini zikretmiyorum. Ehad dediğim zaman Ehad'ı görmem lâzım.

Nitekim Sıddık-ı Ekber -radiyallahu anh- Hazretleri:

"Ben Allah'ı gördüm, başka bir şey görmedim."  buyurmuştur.

O Ehad'ı görmüş, başka bir şey görmemiş.

Ne kendini görür, ne de yaratılmışları görür. Kendisi çıktı aradan. Yoksa kendisi var iken görebilir mi? Göremez. Zira aslı zaten bir damla kerih su. O kerih suyu Allah-u Teâlâ bir maske haline getirmiş. O'nu görür, O'ndan görür, başka bir şey görmez. Kendisini bir maskeden ibaret olarak gördüğü gibi, kâinatın da bir maskeden ibaret olduğunu o zaman görür. En mühimi ise, o zaman Yaratan ile yaratılmış olanların ayrı olduğu görülür. Çünkü yaratılanlar bir "Kün feyekün"  den ibarettir. "Ol!" der, hemen oluverir.

"Bir şeyi dilediği zaman, O'nun emri sadece: 'Ol!' demekten ibarettir. O da hemen oluverir." (Yâsin: 82)

Allah-u Teâlâ'nın iradesinin sonsuz olduğunu gösteren bu ilâhî beyan, bir şeyi yokluk âleminden varlık âlemine çıkarmayı ve bunun süratini gösteren bir temsildir. Yoksa burada kendisine emir verilen bir şey yoktur. Her şey O dilediği an meydana geliverir.

"Her şeyin melekûtu (tasarrufu) elinde olan ve sizin de kendisine döneceğiniz Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir." (Yâsin: 83)

Göklerin ve yerin hükümranlığı kudret elinde bulunan, yaratmak da emretmek de yalnız kendisinin olan, kıyamet gününde kullarının kendisine döneceği, "Hayy" ve "Kayyûm" olan Allah-u Teâlâ'yı tenzih ve takdis ederiz.


  Önceki Sonraki