"1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10."
"1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10."
"1, 2, 3, ……" diye küçük Sefa'nın durmadan sayı saydığını duyan annesi Zübeyde Hanım, ilk önce bugün okulda saymayı öğrendiklerini düşündü. Ancak "Tık-tık"lar eşliğinde, süreç uzayıp gidince oğlunun yanına gitti ve hem sayıp hem de aynı anda dolaba vuran oğluna:
"Ne yapıyorsun sen?" diye sordu.
Sefa: "Böyle yaparsam babam ölmeyecek!" diye cevap verdi.
Dehşet içinde kalan Zübeyde Hanım hemen ilk fırsatta pedagoji öğretmeni ile görüşmek için okulu aradı. Telefona gelen öğretmen ile kısaca merhabalaştıktan sonra dertli anne derdini döktü. Son zamanlarda Sefa'nın bir üzüntüsünü de dile getirerek Sefa'nın kendi odasında değil anne ve babasının odasında yattığını, gerekçe olarak da "korktuğunu söylediğini" dile getirdi.
Öğretmen, Zübeyde Hanım'ı rahatlattıktan sonra şöyle anlattı:
"'Saplantılı düşünceler ve zoruntular', bir diğer adı ile 'kuşkular ve vesveseler'.
Genelde temizlik ve düzen tutkusu olan annelerin çocuklarını "Temiz ve düzenli çocuk olmazlarsa iyi çocuk olamayacakları" veya "Annelerinin üzülüp öleceği" gibi sözlerle baskı altına almaları çocuklarının duygularını içlerinde bastırmalarına yol açar, böylece oluşan birikim ile bu gibi durumlar meydana gelebilir.
Böyle çocuklar korku ve düşüncelerini anlattıktan sonra anne ve babalarının avutmaları ile yetinmezler. Durup durup yine sorar. Bu saplantılı düşüncelerden kendi bunaldığı gibi çevresini de usandırır. Çoğu zaman saplantılı düşüncelere zorlayıcı davranışlar da eklenir. Sefa'da olduğu gibi; "Dolaba 10 kere vurmazsam babam ölecek!". Geçen sene bir öğrencimizde de "Yerdeki çatlaklara basarsam ya da geçen arabaları saymazsam annemin başına kötü bir şey gelecek" kuruntusu vardı.
Küçük yaşlarda edinilen bu davranışlar göz ardı edilir ve bertaraf edilmezse bu saplantılar ve davranışlar ileriki yaşlarda bir işkence haline gelir. Örneğin; elinin pislendiğini gören kişi, saçma olduğunu bile bile, ellerini yirmi kez yıkar, elli kez yıkar. Temizlik bitince elleri bir yere değerse, yeni baştan ve belli sayıda musluk başından ayrılmazlar. Bunun gibi temizlik ve titizlik hastası kişiler, böyle yapmakla kötü düşüncelerden, suçluluk duygularından arındıklarına inanırlar."
Öğretmen bu şekilde izahat verdikten sonra Zübeyde Hanım'a gerekeni yapacağını, merak etmemesini söyleyerek telefonu kapattı. İlk iş olarak Sefa'yı odasına çağırdı ve akşamları nelerden korktuğunu sordu. Sonra Sefa'dan bunları önündeki kağıda resmetmesini istedi. Sefa resimi bitirince ona şöyle söyledi:
"Evet Sefacığım, bütün korktuğun şeyler bu kağıtta. Şimdi bütün bu korkularını makasla kesip çöpe atmanı istiyorum."
Sefa söylenenleri yaptı ve çok mutlu bir şekilde:
"Hepsi gitti ve bitti!" dedi.
Öğretmen raftan bir de mis kokulu bir lavanta kesesi aldı. Çünkü lavanta kokusu beyne zindelik ve rahatlık verirdi. Öğretmen ayrıca Sefa'ya içinde sığınma duaları olan kağıdı göstererek: "Bak bunun içinde bizi korkularımızdan koruyan dualar var. Bu dualar yanında olduğu mütdetçe seni hiç kimse korkutamaz. Bu keseyi yatağında uyurken elinde tut, duanı yap ve uyu." dedi.
Küçük Sefa çok değerli bir şeye sahip olmuş gibi: "Tamam öğretmenim!" diyerek keseyi cebine koydu ve odadan çıktı.
Ertesi gün anneden gelen not şöyleydi:
"Sefa beni bugün hiç üzmeden kendi yatağında yattı."
Öğretmen, bir ailenin huzurunu bozan bu davranışa küçük yaşta müdahale fırsatı sunan Hazret-i Allah'a yönelerek şöyle şükretti:
"Bütün güzellikler senden Allah'ım! Bu güzelliğe beni vesile kıldığın için teşekkür ederim. Sana şükürler olsun yâ Rabb'i!"
•
Şeytan ve cinlerin şerrinden korunmak için okunması tavsiye olunan sûre ve duâlar şunlardır:
1 Fâtiha Sûre-i Şerif'i, 1 Âyet-el Kürsi, 1 Amenerresulü, 3 İhlâs-ı Şerif, 5 Felâk Sûre-i Şerif'i, 6 Nas Sûre-i Şerif'i. Sûre-i şerif'lerini okuduktan sonra şu duâlar okunmalıdır:
"Euzü bikelimâtillâhit-tammâti min şerri mâ halâkallâhu
Euzü bikelimâtillâhit-tammâti min şerri mâ halâka ve zerae ve berae
Euzü bikelimâtillâhit-tammeti min külli şeytânin ve hammetin ve min külli aynin lâmmetin."
"Allah'ın yarattığı şeylerin şerrinden Allah'ın şifâ veren kelimelerine sığınırım. / Allah'ın yarattığı, ektiği ve var ettiği şeylerin şerrinden Allah'ın şifâ veren kelimelerine sığınırım. / Bütün insanların, cinlerin, şeytanların, zararlı şeylerin ve kem gözlerin şerrinden Allah'ın şifâ veren kelimelerine sığınırım."