Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 235.SAYI - Ömer Öngüt
235.SAYI, Nisan 2013
Hakikat 235. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Allah-u Teâlâ Afüvv'dür, affı çok boldur, günahları çokça bağışlar. Engin merhameti ile günahlardan pişmanlık duyanları affeder. Günahların izlerini tamamen yok eder, Kiramen kâtibîn meleklerinin kayıtlarını sildirir. Kıyamet günü bu günahlardan dolayı hesap sormaz, mahçup olmasınlar diye kullarına unutturur, günah yerine sevap yazar.

Affı sever, af edeni affı ile kuşatır.

"Allah tevbe edenleri sever." (Bakara: 222)

O halde bu sevgiye nail olabilmek için gayret edelim. Hazret-i Allah'ın sevmesi ne büyük nimet...

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde sonsuz rahmetinden, engin merhametinden ötürü bizi tevbeye davet etmektedir:

"Allah'tan mağfiret dile. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir." (Nisâ: 106)

Günahlardan tevbe etmek ve Allah-u Teâlâ'nın affını niyaz etmek kurtuluş kapısı olduğu gibi dünyadaki sıkıntı ve darlıklardan da kurtulmanın anahtarıdır.

Abdullah bin Abbas -radiyallahu anhümâ- dan rivayete göre, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Her kim istiğfara devam ederse, Allah-u Teâlâ o kimseyi her darlıktan kurtarır, her sıkıntısına bir ferahlık verir ve onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır." (Ebu Dâvud)

Eğer af ve mağfiretimiz için yüzümüzü Hazret-i Allah'a döner, acizliğimizi itiraf ile istiğfara devam edersek Allah-u Teâlâ musibetleri kaldırır, rızık ve bereket indirir. Kendimiz için de böyledir, içinde yaşadığımız topluluk için de böyledir, memleketimiz için de böyledir, umum ümmet için de böyledir.

Hazret-i Allah'a yönelelim, bize O yeter! Kalsak yolunda, gitsek yolunda ölelim inşaallah. Bizim için fayda getirecek budur: Yolunda olalım, yolunda ölelim.

Allah-u Teâlâ'ya yönelmekten daha güzel bir kale olmaz, O'nun kalesinin harici boşluktur. O kalesine kimi aldıysa hayat vardır, hem de hayat-ı ebediye vardır. Bu bir ikazdır, hatırlatmadır, yöneltmedir. O dilediğine hidayet verir. Dilerse O her felâketten kurtarır.

İnsanoğlu aciz ve zayıf yaratılmıştır. Günah ve hata işlemekten kendisini alamaz. Ancak bu günah ve hatalar; tevbe edilmez, Hazret-i Allah'tan af ve istiğfar dilenmez ise dünyada belâ ve musibetlere, ahirette ise cehennem azabına sebep olur.

Zaman zaman toplumlar arasında bir takım âfâkî felâketler zuhura gelir. Bütün bunlar fertlerin birer cezası mesabesindedir.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde şöyle buyurmaktadır:

"Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. O yine de çoğunu affeder." (Şûrâ: 30)

Bu Âyet-i kerime'ye göre, kula isabet eden bütün felâket ve musibetler kendi günahları sebebiyledir.

"İşte bu, ellerinizin yapıp öne sürdüğü işler yüzündendir. Yoksa Allah kullarına zulmetmez." (Enfâl: 51)

Hiç kimseyi günahsız olarak cezalandırmaz.

Hadis-i şerif'te şöyle buyuruluyor:

"İnsanlar günahları çoğalmadıkça helâk olmayacaklardır." (Ebu Dâvud)

Günahkâr ve isyankârlara ne kadar zaman tanınırsa tanınsın, günaha devam ederler ve tevbe etmezlerse sonunda o geniş rahmetten yoksun, o azaba mahkûm olurlar.

Evimizde, ailemizde, içinde yaşadığımız toplulukta, memleketimizde yaşadığımız sıkıntılar, ibtilâlar ve şikayetlerin asıl sebebi kendi amelimizin bozukluğu değil midir?

"Ahlâksızlık memleket için çok büyük bir afat, çok korkunç... Fâiz ve fuhuş memleketi yakar götürür..."

Bu musibet ve hastalıkların tedavisi, ilâhi mağfiret ve bereketin celbi istiğfar ile mümkündür.

"En büyük tedbir Hazret-i Allah'a yönelmektir. Sonra da verdiği aklı kullanmaktır.

Her hususta Hazret-i Allah'a yönelmek, ağlamak ve korkmak lâzımdır. O, niyet-i halis, azmi çok ve Hazret-i Allah'a yöneleni destekler."

Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayete göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Allah-u Teâlâ'ya kulun duâsının en sevgilisi şudur:

(Allahümmerham ümmete Muhammedin rahmeten âmmeten)

Ey Allah'ım! Ümmet-i Muhammed'e umumî bir rahmetle merhamet et." (Deylemî)

Âmin.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Tevbeye Davet - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Tevbeye Davet