Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
GÜNDEM - Suriye, İsrail, Elektronik Harp ve Türkiye - Ömer Öngüt
Suriye, İsrail, Elektronik Harp ve Türkiye
GÜNDEM
Uğur Kara
1 Mart 2013

 

Suriye, İsrail, Elektronik Harp ve Türkiye

İsrail Elektronik Harp teknolojisi ile uçak ve yer radarlarını kör ediyor. Suriye aciz kalıyor. Türkiye de öyle... Savunma sanayimiz hızla gelişiyor, ancak alınacak daha çok yolumuz var. Üstelik küffar durmuyor, yeni teknolojiler geliştirmek için var gücüyle çalışıyor. Biz ise ancak başımıza bir musibet gelirse adımlarımızı hızlandırıyoruz.

 

Suriye'de büyük bir yıkım yaşanıyor. Dış düşmanla savaş ve işgal devirlerinde bile yaşanmayan çok büyük bir afat yaşanıyor. Bu yıkıma yabancı bir gücün değil de ülke yönetiminin bizzat kendisinin sebep olması ne kadar büyük bir dram.

Rusya, İran ve Lübnan Hizbullah'ının desteği, İsrail'in işine gelen iç savaş ortamı Esed yönetiminin ömrünü uzatıyor. Rusya Esed rejimine silah satışına devam ediyor, İran ise Lübnan Hizbullah'ı ile beraber Esed rejiminin yıkılmaması için savaşçılarıyla, istihbaratıyla her şeyiyle canhıraş bir gayretle Esed saflarında savaş veriyor. Şubat ayında İran Devrim Muhafızları Ordusu komutanlarından Tuğgeneral Hasan Şatıri'nin Şam yakınlarında öldürülmesi bu desteğin boyutunu gösteriyor. İran'ın bu desteği Esed rejimine ve dayandığı azgın azınlığa moral veriyor. İç harbin şiddetini artırıyor.

Bu harbi ve aleyhine gelişen durumu değiştirmek isteyen Türkiye bunda muvaffak olamadı. Bölgesel, hatta küresel bir aktör olmaya çalışan Türkiye'nin uzunca bir sınıra sahip olduğu komşusu Suriye'de istediği neticeleri alamamış olması, uçağı düşmesine rağmen gerekli müdahaleyi yapmaktan çekinmesi özellikle askerî ve istihbarî alandaki operasyonel yetenek eksikliklerimizi iyice ortaya çıkardı.

Bilhassa elektronik harp yeteneğimizin olmayışı Suriye karşısındaki muhtemel kayıp listesini kabarttığı gibi, İsrail gibi bu yeteneğe sahip ülkeler karşısında da bizi aciz duruma düşürüyor.

Farz-ı muhal Suriye'ye bir müdahale yapmış olsak epey bir uçak kaybetme tehlikesi var. Suriye füzeleri büyük bir tehdit oluşturuyor.

Oysa İsrail gidiyor Esed'ın sarayının tepesinde uçak uçuruyor, kendisine tehdit gördüğü hedefleri bombalıyor. Havasını basıyor.

İsrail jetleri geçtiğimiz ay Suriye'de bazı hedefleri vurduğunda, Suriye'nin niye ateş etmediğinden yola çıkarak çeşitli teoriler üretildi. Bu teoriler yetkili ağızlarda yer buldu: "Kendi masum sivil halkına karşı 22 aydır havadan uçaklarla, karadan tankla ve topla saldıran Suriye ordusu, niye İsrail'in bu operasyonuna karşılık vermedi... Niye İsrail uçakları Esed'ın sarayının üzerinden uçup ülkesinin onuruyla oynarken bir çakıl taşı bile atmıyor?... İsrail'le Esed'in arasında gizli bir anlaşma mı var?" dedik.

İsrail savaş uçaklarının hiçbir sorunla karşılaşmadan Şam'da Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in sarayına 6.5 kilometre uzaklıktaki askeri tesisi vurması, kimilerinde Suriye hava savunma sisteminin çok da iyi olmadığı yönünde bir kanaate sebep oluyor, kiminde de yukarıdaki satırlarda olduğu gibi "Suriye ile İsrail arasında danışıklı dövüş mü var?" şüphesi doğuruyor.

Suriye hava savunması İsrail uçaklarını düşürememiş olsa da sınırda İsrail insansız uçağı vurdu. Suriye'ye hava savunma sistemleri ve füzeler satan Rus yetkililer de Suriye'nin etkin bir hava savunması olduğunu açıkladılar. Rus hava savunma komutanı Aleksandr Leonov Suriye ordusunun yoğun hava saldırılarına bile karşı koyabilecek etkili bir savunma sistemine sahip olduğunu söyledi. "Suriye'nin savunma sistemleri çok etkin. Bunun sonucu olarak, hiç kimse Suriye'ye karşı hava saldırısı kullanmadı." dedi. (22 Aralık 2012)

Buna göre Suriye'nin etkin bir hava savunması olduğu görülüyor. O halde "Suriye bilerek İsrail uçaklarını vurmadı." diyebilir miyiz?

Bizce bu da değil. Doğrusu "İsrail elektronik harp yeteneği sayesinde Suriye hava savunmasını körleştirebildiği için; Suriye, kalbine kadar giren İsrail uçaklarına cevap veremedi." olmalı.

Nitekim 7 Eylül 2007 gecesi İsrail savaş uçakları Türk hava sahasını da ihlal ederek Suriye'nin neredeyse kendisine en uzak köşesinde, Türkiye'nin Urfa kenti yakınındaki tesislerini vurmuş, olay İsrail F15'lerinin yakıt tanklarının Türkiye topraklarına düşmesiyle ayyuka çıkmıştı. Aşağıda bu olayı irdeleyen bir makalenin bazı paragraflarını arzediyoruz:

"…. Aradan geçen süre içinde, İsrail Hava Kuvvetleri'nin F-15I 'Ra'am' tipi saldırı uçaklarına ait olduğu belli olan 600 galonluk harici yakıt tankları ve Türk hava sahamızın İsrail jetlerince açıkça ihlali ile ilgili … Türk Dışişleri Bakanı … 11 Eylül tarihinde sadece 'kabul edilemez' ifadesini kullanırken İsrail'den diplomatik bir dille 'izahat' istendiğini belirtti.

Nihayet … İsrail hükümetinden ilk resmi tepki geldi.

Devlet Bakanı Ralep Majadele, 'Suriye hava sahasına zaten neredeyse her gün istihbarat faaliyetleri ya da fotoğraf çekmek için giriyoruz. Bu kez biraz daha derin içeri girmiş olmamız bir hatadan kaynaklanıyor olabilir. Böyle bir olaydan savaş çıkmaz' ifadesini kullandı.

... 6/7 Eylül 2007 gecesi Diyarbakır-Pirinçlik Askeri Radarı kayıtları: Saat 23.15 (6 Eylül) itibariyle Akdeniz üzerinde 9 tane uçağın uçuş yaptığını tespit etti. Bu uçaklar Kıbrıs'ın güneyi, batısı ve kuzeyinden doğusuna doğru saat 00.35 (7 Eylül) itibariyle radarlardan kayboldular.

Bu 9 uçaktan en az birinin Komuta Kontrol/Elektonik Harp amaçlı G550 Eitam AWE&C/ Shavit ELINT uçağı olma ihtimali yüksektir. İsrail Savunma Bakanlığı Müsteşarı Pinhas Buhris'in sözünü ettiği 'saldırı ve savunma amaçlı elektronik savaş' ancak bu tip özel donanımlı uçaklar ile yapılabilirdi. … Amerikalı istihbarat uzmanları, radar istasyonunun, İsrail savaş uçaklarının, Suriye hava sahasından giriş çıkışının izlenmesine meydan verilmemesi için, elektronik saldırılar ve hassas güdüm kitli bombalar aracılığıyla vurulduğunu belirtti. Saldırı süresince, Suriye'nin tüm hava savunma radar sisteminin işlevsiz kaldığı da kaydedildi.

İsrail Savunma Bakanlığı Müsteşarı Pinhas Buhris ise 'Saldırı ve savunma amaçlı elektronik savaşın, en ilgi çekici yeni alanlardan biri olduğunu' söylemekle yetindi. Müsteşar, 'Tek söyleyebileceğim, elektronik savaş teknolojisini büyük bir dikkatle takip ettiğimizdir. 5 yıl öncesine kadar bu konuda şüphelerim vardı ama başardık. Şimdi her şey değişti'.

2006 yılında Beşar Esad, Hatay-Suriye sınırının 80 km kadar güneyinde bulunan Lazkiye kentindeki yazlık sarayında dinlenirken üzerinde İsrail Hava Kuvvetleri'nin alçaktan uçarak yaptığı 'gösteri uçuşu', Suriye hava savunmasının acizliğinin ve İsrail'in bu konudaki 'becerilerinin' önemli bir örneğidir." (Ziya AKOVA, Özge KILINÇ, SSNET Özel Dosya: İsrail'in Türkiye üzerinden Suriye hava saldırısı, 5 Haziran 2010)

İsrail Elektronik Harp teknolojisi uçak ve yer radarlarını kör ediyor. Suriye aciz kalıyor. Türkiye de öyle. Haziran 2012 tarihli 'Elektronik Harp, Kod Savaşları" başlıklı yazımızda başımıza gelen başka bir hadiseden bahsetmiştik. Geçtiğimiz yıl İsrail uçakları Türk ve Kuzey Kıbrıs hava sahasını ihlâl ettiğinde haklı olarak Türk kamuoyunda "Niye karşılık verilmedi?" eleştirileri yükseldi. Bu arada bir internet sitesine yüklenen ve güya bir hava generalimizi eleştiren ses kayıtları bu olay esnasında düştüğümüz aciz durumu da ortaya koyuyordu.

"İsrail uçakları önce Kıbrıs'ta sonra da Hatay civarında Türk hava sahasını ihlal ettiler. Bir video paylaşım sitesinde bu ihlal sırasında yaşanan Türk tarafına ait telsiz konuşmaları yayınlandı. İsrail kaynaklı olması muhtemel kayıtta bir ayrıntı dikkati çekiyor: Türk ve İsrail uçakları karşılıklı olarak füze sistemlerini birbirine kilitledikten sonra hem Türk F16'sı hem de yer radarımız körleşiyor, radar başındaki heyecanlı konuşmalar yerini çaresizliğe bırakıyor. Yüzlerce kilometre ötedeki tanker uçağımız kendi radarında gördüğü İsrail F15'ine ait koordinatları vererek yardımcı olmaya çalışıyor. Büyük bir zaafiyet ve eksiklik olduğu anlaşılıyor. Yahudi de başka maske altında bu zaafiyeti keyifle ifşa ediyor." (Hakikat, Haziran 2012, s. 44) (İsrail bu yeteneğe sahip ancak 2006 yılındaki Lübnan savaşında görüldüğü gibi kara savaşında işin rengi değişti. Yakın mesafeden, omuzdan atılan tanksavar füzelerine karşı hiçbir şey yapamadı. 50 kadar tankı savaş dışı kaldı. Birçok askeri öldü. Denizde de bir korveti füze yedi. Rezil oldu.)

Binaenaleyh İsrail uçakları hiçbir kayıp vermeden Suriye üzerinde cirit atıyor, Türk hava sahasını ihlal ediyor. Biz çaresiz seyrediyoruz.

Ancak geçen ay sevindirici bir savunma haberi okuduk:

"ASELSAN'dan dev anlaşma!

Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile ASELSAN arasında TSK'nın ihtiyacı olan bir Elektronik Harp Sistemi Projesi ile ilgili olarak yaklaşık 41 milyon TL'lik bir sözleşme imzalandı. Söz konusu sözleşme kapsamındaki teslimatlar 2015-2016 yıllarında gerçekleştirilecek." (12.02.2013)

Savunma sanayiimiz hızla gelişiyor, ancak alınacak daha çok yolumuz var. Üstelik küffar durmuyor, yeni teknolojiler geliştirmek için var gücüyle çalışıyor.

Biz ise ancak başımıza bir musibet gelirse adımlarımızı hızlandırıyoruz.


  Önceki Sonraki