Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
İSLÂM İLMİHALİ - Hastanın Namazı ve Geçmiş Namazların Kazası - Ömer Öngüt
Hastanın Namazı ve Geçmiş Namazların Kazası
İSLÂM İLMİHALİ
Dizi Yazı - İslâm İlmihali
1 Aralık 2012

 

İSLÂM İLMİHALİ

Hastanın Namazı ve Geçmiş Namazların Kazası

 

Hastanın Namazı:

Dinimiz kolaylık dini olduğundan, hasta ve özürlü olanlara da ibadet hususunda bir takım kolaylıklar göstermiştir.

Ayakta namaz kılmaya gücü yetmeyecek derecede hasta olan bir kimsenin oturarak kılmasına, oturarak kılamazsa yattığı yerde ima ile kılmasına müsaade etmiştir.

Oturdukları halde rükû ve secdeleri yapamayan hastalar da ima ile kılarlar. Îma, rükû ve secdelere işaret olmak üzere başı eğmek demektir. Başı secde için ima ederken rükûnunkinden biraz daha fazla eğmek gerekir, eşit yapılırsa namaz sahih olmaz.

Namazı oturarak kılmak, ayakta hiç duramayacak hastalar içindir. İftidah tekbirini ayakta alabilecek kadar takati olan hasta tekbiri aldıktan sonra oturur.

Namazını oturarak ve yaslanarak da kılamayan bir hasta arkası üstüne yatıp ima ile kılar, ayağını kıbleye uzatmamak için mümkünse dizlerini diker. Veya sağ yanı üzerine yatıp yüzünü kıbleye karşı tutar.

İma başın bütünüyle yapılan bir hareket olduğundan, imaya bile takatleri bulunmayan hastaların namazları sonraya kalır. Gözü, kalbi ve kaşları ile işaret ederek namaz kılınmaz.

Namaz kılarken hastalanan kimse eğer ayakta duramayacak duruma gelirse; oturduğu yerde rükû ve secde yaparak onu da yapamazsa ima ile, hatta gerekirse yattığı yerde ima ile namazını tamamlar.

Rahatsızlığından dolayı namazda oturamadığını söyleyen İmran İbn-i Husayn -radiyallahu anh-e Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Ayakta kıl. Gücün yetmezse otururken, ona da gücün yetmezse yatarak kıl." (Buharî. Tecrid-i sarih: 572)

 

Geçmiş Namazların Kazası:

Namazı vaktinde kılmaya "Edâ", vakti çıktıktan sonra kılmaya "Kaza", kılınan bir namazı herhangi bir halelden dolayı tekrar etmeye "İade" denir.

• Bir namazı mazeretsiz yere kazaya bırakmak çok günahtır. Kaza edilse bile tevbe etmek gerekir.

• Vaktinde kılınmayan beş vakit namazın farzları ile vitir namazı kaza edilir, sünnetler kaza edilmez. Beş vakit namazın kazası da edâsı gibi farzdır.

• Sabah namazı, güneş doğduktan öğleye kadar kılınırsa sünneti mukim iken yine iki kılınır.

• Yolculuk esnasında kazaya kalan dört rekâtlı bir farz namaz mukim iken yine iki kılınır.

• Namazlar kaza edilirken ezan ve ikâmet lâzımdır. Namaz birden fazla ise başlangıçta bir ezan okunur, her namaz için ayrı ayrı ikâmet getirilir.

• Kazaya kalan aynı vaktin namazı, usûlü üzere cemaatle de kılınabilir.

• Kaza namazında aynı vaktin bulunması şart değildir. Kazaya kalmış bir akşam namazı öğleden sonra da kılınabilir.

• Kazaya kalmış namazları altı vakitten az olan kimseye "Tertip sahibi" denir. Tertip sahibi olan bir kişi, bir vakit namazını bir özüründen dolayı kılamamışsa, öteki vakit namazını kılmadan muhakkak onu kaza etmelidir. Meselâ akşam namazını kılamayan tertip sahibinin, yatsıyı kılmadan önce akşamı kaza etmesi gerekir. Kılamadığı namazları altı vakit veya daha çok sayıya ulaşanlar, tertip sahibi olmaktan çıkarlar.

• Kaza namazının belirli vakti yoktur. Üç kerahat vaktinin dışında istenilen her vakitte kılınır.


  Önceki Sonraki