Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - Asr Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (12) - Ömer Öngüt
Asr Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (12)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Nisan 2012

 

Asr Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (12)

 

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde buyuruyor ki:

"İçinizde... Görmüyor musunuz?" (Zâriyât: 21)

O, bu Âyet-i kerime'nin tecelliyâtına mazhar olmuştur.

Allah-u Teâlâ "İçindeyim, bak beni göreceksin!" diye hitap ediyor. Amma hani o gören gözler?

Amma Allah-u Teâlâ "Beni bilenler var." buyuruyor. Ben haber veriyorum şimdi, Âyet-i kerime ile haber veriyorum, Hadis-i kudsi ile haber veriyorum.

O içinde olduğu için duyan kulağı, gören gözü oluyor. Onun eli ve ayağı oluyor. Kalbi oluyor O'nunla anlıyor, söyleyen dili oluyor O'nunla söylüyor. Onun bütün sırrı ve esrarı Allah-u Teâlâ'nın içinde oluşundadır. Amma sen baktığın zaman put göreceksin. Demek ki boşalmamız lâzım.

Çok mühim bir Hadis-i şerif daha arzedeceğiz.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyururlar ki:

"Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, eğer siz süflî arza bir ip sarkıtmış olsanız Allah'ın üzerine düşerdi." (Tirmizî)

Demek ki Allah-u Teâlâ kime gösterirse o görüyor.

O'ndan başka hiçbir şey yok ki düşsün! Ötekiler "Ol!" ve "Öl!", işte bundan ibarettir. Düşen O'nun üzerine düşer.

O her şeyin takdirini dürmüş, şeklini şemâlini vermiştir, ondan sonra "Böyle ol!" demiştir, o da dilediği şekilde oluvermiştir. O görünenleri öyle murad ettiği için öyle göstermiş. Demek ki O var, O'ndan başka bir şey yok, O'nun hükmünden başka bir şey yok.

Her şeyi O tutuyor, O yaratıyor, O öldürüyor. Fakat insan tutulanı görüyor da tutanı görmüyor. Yani yaratılmışları görüyor da Yaratan'ı görmüyor.

Hadis-i şerif'te, yemin ediyor böyle olduğuna dair. Bu böyle midir? Bakın şimdi izah edeceğim.

Bunlar "Elhamdülillâhi Rabbil âlemin" Âyet-i kerime'sinin sırrına mazhardır. (Fâtiha: 1)

Bunlar "Kul hüvallahu ehad" Âyet-i kerime'sinin sırrına mazhardır. (İhlâs: 1)

Bu da ancak kendisinin de kâinatın da bir maskeden ibaret olduğunu gören ve bilene mahsustur. Yalnız onlar gerçek mürşid-i hakiki'nin Hazret-i Allah olduğunu bilirler.

Bunlar Allah-u Teâlâ'nın has kullarıdır.

İşte Hadis-i şerif de açıklandı size. Ve dikkat edin bütün açıklamalarım ya Âyet-i kerime ya Hadis-i kudsi ya da Hadis-i şerif iledir.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyururlar ki:

"Öyle ilim var ki, gizlenmiş mücevherat gibidir. Onu ancak ârif-i billâh olanlar bilirler. Bu ilimden konuştukları vakit, Allah'tan gafil olan kimseler anlamazlar.

Binaenaleyh Allah-u Teâlâ'nın kendi fazlından ilim ihsan ettiği âlimleri sakın tahkir edip küçük görmeyin. Çünkü Cenâb-ı Hakk onlara o ilmi verirken tahkir etmemişti." (Erbaîn. Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den)

Onu niçin ârif-i billâh olanlar bilir? O bildirdiği için bilir.

Allah-u Teâlâ buyuruyor ki:

"Allah göklerin ve yerin nûrudur." (Nûr: 35)

İşte kendisinin ve kâinatın bir maske olduğunu gören, bu Âyet-i kerime'nin tecelliyâtına mazhardır.

Bu Âyet-i kerime şimdiye kadar çok geçti, fakat çok esrarlıdır.


  Önceki Sonraki