Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ - Asr Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (10) - Ömer Öngüt
Asr Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (10)
KUR'AN-I KERİM TEFSİRİ
Dizi Yazı - Tefsir
1 Şubat 2012

 

Asr Sûre-i Şerif'inin Tefsiri (10)

 

Asr Sûre-i Şerif'inin Zâhiri, Bâtıni, Ledüni Mânâsı ve İzâhı (4)

Daha evvel denmişti ki "Bunlar halkın muallimi"dir. Şimdi ise Hakk'ın muallimliği ve Hakk'ın talebelerine geçeceğiz.

Hakk Celle ve Alâ Hazretleri Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:

"Allah'tan korkar, takvâ sahibi olursanız mualliminiz Allah olur." (Bakara: 282)

Allah-u Teâlâ kendi talebelerine emrediyor ve Âyet-i kerime'sinde buyuruyor ki:

"Kitab'ı öğrettiğinize ve okuduğunuza göre Rabbânîler olunuz." (Âl-i imran: 79)

Rabbânî olmak demek; Rabb'e halis kul olun, Rabb'e mensup ilim erbâbı olun, kalp kulakları ile işiticiler ve gayb gözleriyle bakıcılar olun demektir.

Enes -radiyallahu anh- den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- "Şüphesiz insanlardan Allah'a yakın olanlar vardır." buyurmuştu.

Ashâb-ı kiram:

"Yâ Resulellah! Bunlar kimlerdir?" diye sordu.

Buyurdular ki:

"Onlar Kur'an ehli, Allah ehli ve Allah'ın has kullarıdır." (İbn-i Mâce: 215)

Kur'an ehli ne demek? Hazret-i Âişe -radiyallahu anhâ- Vâlidemiz'e Resulullah Aleyhisselâm'ın ahlâkı sorulduğu zaman "Onun ahlâkı Kur'an'dır." buyurmuştu. Kur'an ehli olanlar da bütün ahlâkını Hazret-i Kur'an'a uydurmuşlardır.

 

Bâtınî Sabır:

Zâhirî sabırdan bahsetmiştik, şimdi bâtınî sabırdan bahsedeceğiz.

Bütün iradesini Hakk'a teslim eder. Reyini Allah-u Teâlâ'ya verir. Artık onda hiçbir arzu ve istek olamaz. Hazret-i Allah'tan çıkacak her türlü hükme peşin olarak râzıdır. Bunlar "Sabi makamı"nda olanlardır. Burası "Kulluk makamı"dır. En mühim derûnî sabır burada gerekir. Nefis ne isterse, Allah-u Teâlâ'nın lütfu ile onu çoktan yok etmiştir, dizginini vurmuştur, Hakk'a teslim olmuştur, hiçbir arzusu kalmamıştır.

Bunlar Allah ehlidir, hıfz-u himayede ve tasarruf-u ilâhi'de bulunanlardır.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:

"Onlar o kimselerdir ki, Allah imanı kalplerine yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir." (Mücâdele: 22)

Buraya ilim ve kafa işlemez. Bunun sebebini arzedelim:

Allah-u Teâlâ'nın kudsi ruh ile desteklediği kimselerden başkası, bu esrar-ı ilâhîye vâkıf olamaz.

Zira işi gören o ruhtur, işi gören o nûrdur. Herkes kişiyi görüyor. Açık söylüyorum; işi gören Allah-u Teâlâ'nın desteklediği ruhtur, işi gören Resulullah Aleyhisselâm'ın nûrudur. Bu da ancak vâris-i nebi olanda bulunur. Zira bunlar var olan Hazret-i Allah ile beraberdirler.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:

"Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara: 153)

Allah-u Teâlâ ancak bu kullarla beraberdir.


  Önceki Sonraki