Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 221.SAYI - Ömer Öngüt
221.SAYI, Şubat 2012
Hakikat 221. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Kur'an-ı kerim'de tekil ve çoğul şekilleriyle 147 yerde geçen cennet kelimesi; yirmi beş yerde dünyadaki bağ-bahçe, altı yerde Âdem Aleyhisselâm ile Havvâ Vâlidemiz'in yerleştirildiği mekân, bir yerde de Resulullah Aleyhisselâm'ın yanında Cebrail Aleyhisselâm'ı gördüğü Sidretül-müntehâ'nın civarında bulunan Me'vâ cenneti, diğer yerlerde ise ahiret cenneti mânâsında kullanılmıştır.

Kur'an-ı kerim'de cenneti ifade etmek üzere kullanılan bazı isimler vardır. Bu isimler ayrı ayrı cennetlere verilen isimler olduğu gibi, her cennette ayrıca makam ve mertebeler mevcuttur.

Cennet Allah-u Teâlâ'nın mümin kullarına, bir imtihan sahnesi olan dünyada samimiyetle inanıp sâlih ameller yapmaları, haram ve günahlardan sakınmaları karşılığında vâadettiği zevk ve sefâ yeridir, mükâfat yeridir.

Âyet-i kerime'de şöyle buyuruluyor:

"İman edip de sâlih ameller yapanlar, Rabb'lerinin izniyle içinde ebedî kalacakları ve altlarından ırmaklar akan cennetlere sokuldular." (İbrahim: 23)

Cennetin genişliği yerle göğün genişliği kadardır.

Âyet-i kerime'de şöyle buyurulmaktadır:

"Rabb'inizin bağışına ve Allah'tan korkanlar için hazırlanmış, genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!" (Âl-i imrân: 133)

Bu beyân-ı ilâhî cennetin büyüklüğünü zihinlere yerleştirmek için verilen bir temsildir. Çünkü insanların gözünde yer ve gökten daha geniş bir şey olmadığından, Allah-u Teâlâ o büyüklüğü kullarına tarif etmek için yerle göğün genişliği ile teşbih buyurmuştur. Binaenaleyh yeri ve göğü yaratan Allah-u Teâlâ onların genişliğinde veya daha geniş cennetleri yaratmaya elbette kâdirdir.

Cennet, nimet yurdudur. Göz nereye baksa nimet görür. Her kim nereye baksa nimete bakar. Herkes kendilerine verilen nimetleri seyreder. Hiç kimse hiçbir şeye hasret kalmaz.

Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:

"Cennete giren nimet görür, fakirlik görmez; elbisesi eskimez, gençliği de tükenmez." (Müslim: 2836)

Sonsuz lüks ve konfor, sürekli sulh ve huzur, cennet sakinlerini her yönden kuşatmıştır.

Hem bedenî hem de rûhî bakımdan son derece güçlü ve kabiliyetli olacaklardır.

Ebu Hüreyre -radiyallahu anh-den rivâyet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:

"Cennete ilk giren cemaatin yüzleri ayın ondördüncü gecesindeki kadar aydın, onların arkasından girenlerin yüzleri ziya bakımından en parlak yıldız gibidir." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1343)

Sehl bin Sa'd -radiyallahu anh-den rivâyet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlardır:

"Muhakkak ki ümmetimden, cennete yetmiş bin veya yedi yüz bin kişi girecek.

Öyle ki sonrakiler girmeden öndekiler girmeyecektir. (Saf hâlinde girecekler.) Yüzleri ayın on dördü gibi olacaktır." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1344)

Bunlar kimlerdir?

Bunlar Allah-u Teâlâ'nın şefaat izni verdiği kimselerdir.

Bu derece derecedir. Onlara bahşedilen bu şefaat sayesinde, en son neferini toplayıp cennete koymadıkça kendisi girmeyecektir.

Müminler cennette bütün nimetlerin üstünde, mekândan münezzeh olarak Allah-u Teâlâ'yı zaman zaman görmek saadetine nâil olacaklardır.

Abdullah bin Ömer -radiyallahu anh-den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuşlar;

"Cennetliklerin Allah katında en kıymetli olanları, Vech-i İlâhi'ye sabah ve akşam nazar ederler." (Tirmizî: 2556)

Daha sonra şu Âyet-i kerime'leri okumuşlardır:

"Nice yüzler vardır ki o gün ışıl ışıl parlar, Rabb'lerine bakarlar." (Kıyâmet: 22-23)

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - İman Ehli'nin Mükâfatı "Cennet-i Alâ" - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
İman Ehli'nin Mükâfatı "Cennet-i Alâ"