Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
TARİHTEN SAYFALAR - Selçuklu Sultanı Alâ'eddin'in Bizans İmparatoru Vatatzes'le Uç Savaşları - Ömer Öngüt
Selçuklu Sultanı Alâ'eddin'in Bizans İmparatoru Vatatzes'le Uç Savaşları
TARİHTEN SAYFALAR
Hakan Yılmaz
1 Aralık 2011

 

Selçuklu Sultânı Alâ'eddîn'in
Bizans İmparatoru Vatatzes'le Uç Savaşları

 

Osmanlı târihinin kuruluş devresinin, özellikle de Osmanlılar'ın ilk atalarının Anadolu'ya gelip yerleşmesi gibi meselelerin aydınlatılabilmesi için, her şeyden önce Anadolu Selçuklu târihinin tüm ayrıntılarıyla tam olarak ortaya çıkarılması lâzımdır.

Bunun çözümü ise, eski Selçuklu kaynaklarının ve -Bizans ve Ermeni kaynakları da dâhil olmak üzere- diğer tüm dış kaynakların eksiksiz biçimde neşredilmesinde yatmaktadır. Ancak ne yazık ki bu döneme ait kaynakların çoğu ya hiç neşredilmedi, ya da neşredilse bile belirsiz şekilde yapılan ve yalnız bir-iki baskı ile sınırlı kalan küçük çaptaki neşirler, bu kroniklerden kaynak olarak yararlanma noktasında gereği gibi hiç kimsenin dikkatini çekmedi.

Anadolu Selçuklu Devleti'nin kuşkusuz en büyük ve en meşhur hükümdârı olan I. Alâeddîn Keykubâd'ın, Selçuklu Anadolusu'nun batı hudûduna komşu olan Bizans'la arasındaki siyâsî ve askerî ilişkilerin mâhiyeti de, işte tamâmen yukarıdaki sebebe bağlı olarak, kısır bir tahminden öteye geçmeyen hatâlı bir anlayış çerçevesinde ele alınmış, bu yüzden de günümüze kadar hep yanlış yorumlanmıştır.

 

Sultan Alâ'eddîn'in Uç Savaşları Hakkında
İbn-i Nazîf'in Kroniğinde Yer Alan Önemli Kayıtlar:

Anadolu Selçuklu târihinin mevcut kaynaklarında, Selçuklu sultânı Alâ'eddîn Keykubâd'ın fetihlerine ve siyâsî ve askerî faaliyetlerine geniş bir yer ayrılmasına rağmen, birkaç önemli atıf dışında Bizans'a karşı yürüttüğü politikaya ilişkin ayrıntılı bir bilgi yer almaz. Nitekim İbn-i Bîbî Bizans'ın, Kıpçak diyârına düzenlenen Suğdak seferi sırasındaki saldırgan tutumuna ve Sultan Alâ'eddîn'in onlara karşı müsâmahakâr tavrını değiştireceğine dâir açık sözlerine yer verir, ancak devâmında neler olup bittiğine ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmaz.

Klâsik Selçuklu kroniklerinin belli vak'alara odaklanan ve ayrıntıdan uzak olan târih anlatım metodu, bu dönemde Batı ucunda gerçekleşen ve Anadolu beyliklerinin, Osmanlı uç yönetiminin ve Selçuklu uç hiyerarşisinin ortaya çıkışında kilit mesâbesinde olan çok önemli gelişmeleri gölgede bırakmıştır. Bu nedenle Anadolu Selçuklu târihinin bu dönemini yazanlar, Moğol istilâsının şiddetli tesiri nedeniyle Sultan Alâ'eddîn'i Bizans imparatoru Vatatzes'le dostluk ve barış içinde göstermişler; hattâ kimi araştırmacılar Alâeddîn Keykubâd'ın saltanatı döneminde Ertuğrul Gâzî'yi Bithynia havzasında Rumlar'la savaş hâlinde gösteren rivâyetlerin de birer uydurmadan (apocryphe) ibâret olduğunu iddiâ etmişlerdir.

Yakın zamâna kadar varlığı ilim âlemince meçhul olan, Sultân Alâ'eddîn'in çağdaşı ünlü Eyyûbî vezir İbn-i Nazîf'in (ö. 651/1253'ten sonra) "et-Târîhu'l-Mansûrî" adlı kronolojik eserinde,(1) Selçuklu-Bizans ilişkilerinin zannedildiği gibi bu dönemde hiç de dostâne bir çizgide yürümediğini, Anadolu'nun dört bir yanında seferden sefere koşan Sultan Alâ'eddîn'in, Batı Anadolu ucunda da sınıra yerleştirdiği göçebe Türkmenler aracılığıyla, devrin İznik-Rum imparatoru III. John Doukas Vatatzes'e karşı geniş çaplı bir sınır çatışması başlatmış olduğunu gösterir.

İbn-i Nazîf'in kroniğinde işâret ettiği Selçuklu-Bizans çatışmasına ilişkin târihî notlar özetle şöyledir:

1. 622 (1225) yılında Sultan Alâeddîn, Laskaris (John Vatatzes)'in bâzı kalelerini kendi topraklarına katmış; Trabzon-Rum imparatoru Alexios Komnenos'u yenilgiye uğratmış ve esir almıştır.

2. 625 (1228) yılında Sultan Alâeddîn, Laskaris'ten sekiz günlük bir kuşatmadan sonra büyük bir kaleyi almış, ancak Laskaris, ordusunu toplayarak yeniden hücûma geçmiş ve Sultân'ın ordusunu büyük bir yenilgiye uğratmıştır.

3. 626 (1229)'da Laskaris, Sultan Alâ'eddîn'in ordusuna gâlip gelmiş ve Selçuklu sultânı bunun üzerine Kızıl Bey'i hapsetmiştir.

4. 629 (1231)'de bir Moğol akını nedeniyle Laskaris'le sulh yapmış ve ondan yüklü miktarda mal almıştır.(2)

 

İbn-i Nazîf'in İşâret Ettiği
Fetihlere İlişkin Kısa Tespitler:

Çağdaş Eyyûbî müellifi İbn-i Nazîf'in eserindeki kayıtların mâhiyeti, Osmanlı kaynaklarında yer alan ayrıntılı rivâyetler ve devrin Bizans kroniklerindeki bilgiler ışığında önemli ölçüde tespit edilebilmektedir.

Nitekim imparator John Vatatzes'in oğlu II. Theodor'un "Encomium"unda, Akropolites'in Vatatzes'in ölümü üzerine yazdığı "Epitaphius"unda ve Pelagonia'lı George gibi görgü şâhidlerinin notlarında, bu târihlerde Bithynia, Frigya ve Pontus Herakleia'sı (Karadeniz Ereğli'si) yakınlarında çok sayıda Türkmen akınına rastlandığına ve uzun süre devâm eden bu akınların iki taraf arasında akdedilen bir barışla sonuçlandığına ilişkin kesin kayıtlar yer alır. Bu kayıtlara göre; 1225 yılında Smyrna (İzmir) yakınlarındaki Thracesion adlı bölgeye, Laoidikeia (Denizli)'ye ve Tripolis'e düzenlenen akınlar fetihle sonuçlanmış; ancak 1226-1227 sürecinde Vatatzes, düzenlediği yoğun karşı saldırılar neticesinde bu yerlerin bir kısmını Türkmenler'den geri almayı başarmıştır.(3)

XVI. yüzyıl Osmanlı müverrihlerinden Bayburt'lu Osman, "Tevârîh-i Cedîd-i Mir'ât-ı Cihân" adlı eserinde diğer Osmanlı kaynaklarında yer almayan mühim bir rivâyete yer vererek, Sultan Alâ'eddîn'in Ertuğrul Gâzî'ye fethettiği bölgeleri iktâ' olarak verişinin 622 (m. 1225) yılı başlarına rastladığını söyler.(4) İbn-i Nazîf'in 622 (m. 1225) yılına ait kale fetihlerine ilişkin kaydı, Ertuğrul Gâzî'nin Osmanlı kaynaklarında anlatılan Karacahisar, Söğüt ve Domaniç yöresindeki fetihlerine ilişkin atıfların kesin bir târihî gerçeği yansıttığını ve bu bölgenin Kayır Han Türkmenleri'ne yurtluk olarak bağışlanmasının fetihlerden hemen sonraya rastladığını ortaya koymaktadır.

İbn-i Nazîf'in 626 (1229) yılına ait kaydından, bu yıl içinde Bizans-Türkmen uç çatışmalarının Bithynia bölgesinde yoğunlaştığı açıkça anlaşılır.

Müellifin son kaydı, İbn-i Bîbî'de rastladığımız Çarmagon Noyan komutasındaki Moğol ordusunun Erzurum sınırından girip, Sivas'a kadar yağma ve çapul yaptığı yönündeki tarihi nota(5) açık bir gönderme yapmaktadır. Bu saldırı üzerine Sultan Alâeddîn, Osmanlı kaynaklarında da işâret edildiği üzre, uç bölgesinde devâm eden tüm akınları durdurmuş ve bundan sonra yüklü bir haraç karşılığında Bizans ile barış yolunu tutmuştur.

 

(1) İbn-i Nazîf'in kronolojik sıraya uygun şekilde, 631 (1234) yılına kadar getirdiği vak'alara ilişkin notlarından meydana gelen eserin yegâne nüshası St. Petersburg Asya Müzesi, nr.: 521'de yer alır. Eser, Ebû 'Iyd Dûdû tarafından tahkikli olarak neşredilmiştir: "et-Târîhu'l-Mansûrî", bas.: Dımaşk, Matba'atu Mecma'i'l-Lugâti'l-'Arabiyye, 1981.

(2) İbn-i Nazîf, "et-Târîhu'l-Mansûrî", vr. 151a, 168b, 180b, 213a; Ebû 'Iyd Dûdû nşr. s. 113, 155-156, 174, 234.

(3) Bizans kaynaklarındaki bu bilgilerin toplu tenkidine, yayın hazırlığı devâm etmekte olan "Kaynak ve Belgeler Işığında Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu" adlı çalışmamızda yer verilmiştir.

(4) Bayburt'lu 'Osmân, "Tevârîh-i Cedîd-i Mir'ât-ı Cihân", Süleymâniye Ktp. Fotokopi Arş., nr.: 88, s. 246-247.

(5) İbn-i Bîbî, "el-Evâmirü'l-'Alâ'iyye fî'l-Umûri'l-'Alâ'iyye", Tıpkıbasım, s. 418-419, haz.: S. Adnan Erzi, TTK, Ankara, 1956.


  Önceki Sonraki  

Diğer Yazıları
TÜM YAZILAR