Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
GÜNDEM - Batının Bitirdiği Kıta "Afrika", Açlıktan Yok Olan "Somali" - Ömer Öngüt
Batının Bitirdiği Kıta "Afrika", Açlıktan Yok Olan "Somali"
GÜNDEM
Şinasi Çapa
1 Eylül 2011

 

Batının Bitirdiği Kıta
"AFRİKA",

Açlıktan Yok Olan
"SOMALİ"

Afrika'da kıtlık can almaya devam ediyor. Somali'de dram çok büyük. Sömürgeci "Batı"nın müdahaleleri Afrika'da iç ve dış savaşlara sebep oluyor. Sonuç olarak devlet otoritesinin olmadığı ortamlarda insanlar tek başlarına çaresizce hayatta kalmaya çalışıyor.

 

İnsanlığını kaybetmiş Batı dünyası yüzünden günümüzdeki en acı çığlıkların yükseldiği kıta Afrika kıtasıdır. Sömürgeleşme, yağmalama, esir alma, katletme, yok etme gibi insanlık dışı muamelelerden sonra modernlik adına, çağdaşlaşmak maskesiyle, daha fazla insan hakları sloganlarıyla kemiğine kadar sömürülen Bahtı Kara Afrika, şimdi Batı'nın batasıca oyunlarının neticesi olarak "Açlık, kıtlık, kuraklık"gibi öldürücü dertlerle boğuşmaya çalışıyor.

Batı, Afrika kıtasını kemiklerine kadar, yetmedi iliklerine kadar sömürmekle kalmadı, tezgahladığı oyunlarla kardeş kavgalarının yaygınlaşmasını artırdı, kendi eliyle yetiştirdiği yerli işbirlikçilerle de gelecekteki menfaatlerinin bekçi köpekliğini yapacak takımı da iktidara taşıdı. Bunun neticesinde özellikle geçtiğimiz yüzyılda Afrika'da siyah insanların kırmızı kanları alabildiğince artarak aktı.

Afrika'ya Avrupalı girdikten sonra onların ellerine din adına "İncil"i verdi, karşılığında, canını, malını, dilini, dinini, töresini, ahlakını, kültürünü, topraklarını, mallarını aldı. Batı, Afrika'nın elinde neyi varsa aldı götürdü. Olmadı, milyonlarca insanı, boyunlarından, ayaklarından zincirleyerek başka topraklara, Amerika kıtasına götürdü; ölümü pahasına açlık ve yoksullukla çalıştırmak için.

Somali ve diğer Afrika ülkelerinde çocuklar açlıktan kırılırken, anneler, diğerleri yaşasın diye bir başka çocuğunu ölüme terk ederken, Afrika ülkelerinin liderlerinin Batı'nın lüks başkentlerinde ultra-lüks hayat sürdükleri, modern malikaneler aldıkları, metresleriyle, bol haremleriyle rahat bir hayat yaşadıkları dikkatlerden kaçmamaktadır. Afrikalı liderlerin tapuları Sherpa gibi milletlerarası yolsuzluk karşıtı örgütler tarafından ortaya çıkarılmıştır. Bu güruh Batılıların Siyah Afrika'ya yerleştikten sonra kendi kurdukları okullarda eğiterek işbaşına getirdikleri kalbi kara kimselerdir.

2005 yılında -Batılılarca- "Dünyanın en iyi şairi" ödülüne layık görülen bir Afrikalı çocuğun şu dizeleri çok şeyi ifade etmektedir: "Doğduğumda siyahtım, büyürken siyahtım, korkunca siyahtım, hastayken siyahtım, öldüğümde hâlâ siyahım…Ve sen beyaz çocuk; doğduğunda pembesin, büyürken beyazsın üşüdüğünde mor, korktuğunda sarı, öldüğünde de grisin…Şimdi sen bana renkli mi diyorsun?..."

Şimdi başta Somalili çocuklar olmak üzere Afrika'nın çocukları ölüyorlar, açlıktan kırılıyorlar. Afrikalı, insanlıktan acı çığlıklarla bir dilim ekmek istemektedir. Bu çığlığa ilk cevap veren ülke Türkiye, bu insanların ızdıraplarını hafifletmek isteyen Türk Milletidir. Milletimiz bütün insanlığın imdadına yetişirken Afrikalı mazlumları, açları görmezden gelemezdi. Dininin ve asaletinin gereğini elinden geldiğince yerine getirmeye çalışmakta ve başta Somali'deki açların karınlarını doyurmak, hastalarını iyileştirmek, çocukların ölmelerine engel olmak için yardım elini uzatmakta gecikmemiştir. Dünyanın Müslüman Türk Milleti'ne her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğu gün gibi aşikârdır.

Somali açlığın en fazla yaşandığı ülkedir. Başka ülkelerdeki kamplara sığınan milyonlarca insan vardır. Üç senedir tek damla yağmur yağmamış bölgelerden kaçarak 50 derece sıcakta 400 Km yol kat eden insanlar, sığındıkları kamplarda hayata tutunmaya, bir dilim ekmek almaya çalışmaktadırlar. Kuraklığın 12 milyon kişiyi etkilediği, bunun artacağı ifade edilmektedir. Hatta susuzluk ve açlık o denli korkunç boyutlara ulaşmış ki susuzluğa dayanıklılığı ile meşhur develerin %50'si telef olmuştur.

Her aileden en az bir kişi açlığa kurban verilmiş durumda. Anneler-babalar gözlerinin önünde çocuklarının ölümünü gözlüyorlar. Yollarda bırakılanları ise keza aynı âkibet bekliyor. Açlık, kıtlıktan sonra salgın hastalıklar da insanların telefine neden olmaktadır.

 

BM Kepazeliği:

BM Gıda Fonu(WFP) Somali'de 1991 yılından beri açlıkla mücadele(!) etmektedir. Ancak bu örgüt 2006'dan beri 4 yıl boyunca Somalili çiftçiler ürünlerini hasat edecekleri bir zamanda tahıl dağıtarak bu ülkedeki tarımın yok olmasına zemin hazırlamıştır. Aynı örgüt ülkedeki güvenliği bahane ederek açlığın zirveye çıktığı bu yıl gıda dağıtımını %90 oranında azaltmıştır.

Geçtiğimiz yıl Somali'deki Gıda Fonu temsilcisi BM'ye müracaat ederek; "burada güvenlik gerekçesiyle çalışma imkânımız kalmadı, çekilmek istiyoruz" diye izin istemiş, WFP Somali ekibi içerisinde milyonlarca dolarlık gıda bulunan depoların kapısına kilit vurarak ülkeden ayrılmıştır. BM, buradaki hesapları incelemeye almış, WFP Somali temsilcisinin ülkede kullanılacak gıdaları bizzat kendisinin tedarik ettiğini, gıda malzemelerini de, eşinin Kenya'nın başkenti Nairobi'de kurduğu bir şirketten satın aldığını" belirlemiştir. BM 8 ay önce Somali'de yeni WFP ekibi görevlendirmiş olmasına rağmen ekip şu ana kadar gıda dağıtımı işine bir türlü başlamamıştır. Ekip, bölgeden sadece rapor hazırlayıp göndermekle meşguldür. İslâm Konferansı Teşkilatı (İKÖ) bölgedeki kuruluşlarla koordineli olarak çalışabileceklerini ve gıda dağıtımını yapabileceklerini söylemesine rağmen bu çağrıya 'evet' denilmiş ama depolardaki gıdalar İKÖ'ye teslim edilmemiştir.

BM'in Cenevre'deki çağrısı istenilen neticeyi sağlayamamıştır. I.6 milyar dolarlık acil bir yardıma ihtiyaç duyulduğunu bildirmiştir. Toplanan yardımlar ise yerine ulaştırılamamaktadır! BM'in "gönderdim"dediği yardımlar bölgeye ulaştırılmış olsa sıkıntı sona erecektir. Bahsi geçen 1.6 milyar dolarlık yardım Somali'ye gönderilse 12 milyon nüfusluk ülkede açlık çeken 3.7 milyon kişi yaklaşık olarak 4 yıl boyunca ülke standartlarında beslenme imkanına kavuşmuş olacaktır. Bölgede haksızlıklar hat safhadadır. BM güvenilirliğini yitirmiştir. İş yine bize ve İslâm ülkelerine kalmıştır.

 

Devletsizlik ve Fitne
Açlığın En Büyük Sebebi:

Somali, Osmanlı Devleti zayıflamaya başladıktan sonra 1839'da İngiltere'nin, 1884-1927 arasında İtalya'nın sömürgesi olmuş, 1949'da bağımsızlığını kazanmış bir ülke iken 1969 yılında General Siyad Barre Marksist bir darbe yaparak yönetimi ele almıştı. Hemen akabinde halkın bin yıllık Arap Alfabesini yasakladı. Her aileden bir hafız çıkaran Somalilileri sindirmeye başladı. 1975'te iç harp çıktı.

Sovyetler Birliği bölgede varlığını artırmak için Habeşistan'ın yanında yer almak için buraya indi. 11 bin Kübalı asker de geldi. Somali ile Habeşistan arasında harp çıktı. Sovyet destekli Habeşistan savaşı kazandı. Darbeci General Barre 1991'de devrildi. Ülkede karışıklıklar devam etmektedir. Bugün devlet otoritesi neredeyse tamamen yok olmuştur.

Kısıtlı petrol kaynaklarına rağmen Amerika'nın bu ülkeye ilgisi çok olmuştur. Bugün tüm dünyanın yardımına muhtaç bir ülke haline getirilen Somali'nin başı Eşşebab örgütü ile dertte. Örgüt bahane edilerek pek çok Batılı ülke Somali'ye yardım göndermiyor. Barre döneminde ülkenin var olan kaynaklarını kullanma ayrıcalığına sahip Amerika, milyonlarca insanın açlık, hastalık nedeniyle ölmesine seyirci kalmakta, hatta destek olmaktadır.

Amerikan Haberalma Teşkilatı (CIA) Somali'de terörle mücadele etmek amacıyla gizli bir tesis kullanmakta ve Başkent Mogadişu'da gizli bir hapishane oluşturmuştur. Bir Amerikan dergisindeki habere göre, "CIA'nın Hint Okyanusu kıyısında, içine kapalı bir toplumu andıran ve büyük koruma duvarlarının arkasına gizlenmiş 10 kadar binadan oluşan büyük bir kapalı komplekse sahip, bu kompleksin, kendi havaalanı olduğu ve Somalili askerlerce korunduğu, ancak girişlerin Amerikalı askerler tarafından yapıldığı, CIA'nın bölgede El Kaide'ye bağlı Eşşebab örgütüne karşı gizli saldırılar düzenleyebilecek ve muharebe operasyonlarında hedef gözetebilecek yetenekte olacak yerli bir saldırı gücü oluşturmaya çalıştığı, CIA'nın ayrıca Somali istihbarat servisinin merkezinde yer altında gizli bir hapishane oluşturduğu, burada Eşşebab üyesi olduğundan şüphelenilen veya bu örgütle bağlantısı olduğu düşünülen kişilerin tutulduğu" yazılmıştır.

Somali'de yaşanan iç savaşa müdahale eden ABD'nin bu ülkedeki çıkarlarını en iyi koruyan General Siad Barre, iktidarda iken Philips, Amoco, Chevron, Conoco gibi petrol şirketlerine ayrıcalık tanımıştı.

Somali'de üç ayda 29 bin çocuk ölmüştür. Ölümler devam etmektedir. Somalili açlık derdinde ABD terör derdinde! Önce icat ediyor, sonra imha etmek adına bir ülkeyi, bir milleti tarumar ediyor. ABD böylesine planlarını devreye sokarken Somalili aç insanlar neler yapıyor? Hastalar ilaçlarını kullanmak için tezek yedikten sonra içmek zorunda kalıyorlar. Yemek bulamayan insanlar inek gibi büyük baş hayvanların tezeklerini su ile birlikte yuttuktan sonra ilaçlarını almaktadır. Ne denir? İnsanlık utansın.

 

Daha Evvel Neler Olmuştu?

Afrika'da kuraklık ve gıda krizleri önceden de yaşanmaktaydı. 1971-73 yıllarında Etiyopya'da yaşanan kıtlıkta 1,5 milyon insan ölmüştü. 1984'ten bu yana 50'den fazla kuraklık nedeniyle gıda ve dolayısıyla açlık krizleri yaşanmıştır.

Somali ve Habeşistan'da 1992 yılındaki açlık, kıtlık nedeniyle 200 bin kişi ölmüştü. Daha evvel hazırlanan bir raporda Sudan ve Somali'deki göçmenler için; "Bu kamplarda ana ölüm nedenleri arasında yetersiz beslenme, kızamık, ishal, sıtma ve akut solunum enfeksiyonu gösterilmektedir. Kızamık Sudan ve Somali'de en belirgin ölüm nedenidir. Sudan'daki kampın ilk üç ayında ölümlerin yüzde 80'i kızamık ve ishalden oldu. Diğer ölüm nedenleri arasında kolera, tüberküloz, tifo, yüksek ateş, menenjit, hepatit var. 1985 yılında Sudan ve Somali'deki kamplarda kolera salgını en büyük ölüm nedeniydi." ifadeleri yer almaktadır. Bunların sebebi ise kıtlığın, yoksulluğun yol açtığı "Açlık"tı.

Kuraklık nedenleri ve de sonuçları bilinmesine rağmen tedbir alınmamaktadır. Somali iç savaşlara harcadığı paraları kalkınmaya, yola, suya, tarım alanlarının iyileştirilmesine harcasa günümüzdeki açlık yaşanmazdı. Savaşa harcanan paralar ülkeyi yok oluşun eşiğine getirmiştir.

Somali'de 1980'li yılların başlarında kargaşalar mevcuttu. Bu tarihten 10 yıl önce kendi kendine yetecek kadar tahıl üretimi yapılmaktaydı. Hayvancılık ileri düzeyde idi. Yüksek kalitede koyun postu ihracatında hatırı sayılır bir ülke idi. Bu ülkenin önemli ihraç maddelerinin başında muz gelmekteydi. Kuraklık, enflasyon, petrol fiyatlarındaki artış, Etiyopya ile yapılan savaşlar, iç kavgalar ülkenin bugünkü hale gelmesinde başlıca faktörler olmuştur.

1983 yılında sığır vebası gerekçesiyle Somali'nin canlı hayvan ihracatına ambargo uygulandı. Suudi Arabistan en önemli ithalatçı durumunda idi. O yıllarda en önemli müttefiki Sovyetler Birliği ile bağlarını kopararak ABD'ye yönelmesi ülkenin sorunlarının artmasına ve işin içinden çıkılmaz hal almasına neden olmuştur. IMF ile borç anlaşması yapması Somali'nin felaketi oldu. IMF ülkeyi 1991'de başarısız devlet ilan etti. Dünya Bankası 1982'de Yapısal Düzenleme Planı'nın kabulünü şart koşarak daha korkunç bir açmazın içine sürüklendi. İki sömürü kuruluşu Somali'nin başına basınca ortaya korkunç felaket manzaraları çıktı.

Ellerindeki ürün fazlasını satma derdindeki Amerikan tarım tekelleri ürün fazlalıklarını dünyaya çok ucuz fiyatlarla sürdükleri için Somali gibi ülkeler kendi ürününü kendi pazarında satamaz duruma sokuldu. Tarım ihmal edildi, kendi topraklarını ekemediler, ürünleri pazarlayamadılar, ve felaketler birbirini takip ederek gelmeye başladı.

Afrika'nın verimli arazileri bir şekilde yerlilerin elinden alınarak batının tahıl ambarı haline getirildiler. Afrikalı kendi topraklarında 'maraba, ırgat, köle' durumuna kondular.

 

İşte Dünyanın Hali:

Afrika'da 12 milyon insan açlığın pençesinde bir lokma ekmeğe, bir bardak suya, bir tablet ilaca muhtaç iken dünyada üretilen gıdaların üçte biri çöpe atılmaktadır. Tüketim çılgınlığı yüzünden her yıl 220 milyon tondan fazla gıda paketi bile açılmadan çöpe atılmaktadır. Özellikle kadınlar güzellik salonlarında daha güzel olabilmek için yarış yapmakta 160 milyar dolar civarında bir para güzellik uğruna harcanmaktadır. Evcil hayvanların bakım ve beslenmesi için 40 milyar dolar harcandığı göz önüne alınırsa Somali'nin açlıktan kurtarılması için lazım olan 2 milyar doların temin edilmemesi insanlık adına ne kadar büyük bir ayıptır. Bir yanda alabildiğince israf ve savurganlık yapılmakta, diğer yanda insanlar göz önünde ölüme gönderilmektedir. İnsanlık, acaba insanlığı varsa ibret alacak mı?

Somali bizi ilgilendiriyor ve buraları biz kendimizden bir parça addediyoruz. Somali'ye "bizimdir, bizdendir" diyoruz. Türkiye'nin Somali insanının yanında yer almaması düşünülemez. Diyanet, TİKA ve TürkKızılayı'nın bölgeye yardım kampanyası düzenlemesi, açlığın giderilmesi, çocuk ölümlerinin önüne geçilmesi için ne gerekiyorsa yapması çok önemli adımlardır.

Yine iş bize düşmekte. Mazlumların yardımına koşmak durumundayız.


  Önceki Sonraki