Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 212.SAYI - Ömer Öngüt
212.SAYI, Mayıs 2011
Hakikat 212. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

Kıyametin ne zaman kopacağını, bu müthiş saatin ne zaman geleceğini Allah-u Teâlâ'dan başka kimse bilmez. Kesin olarak bilinen, alâmetleri zuhur etmeden kopmayacağıdır. Birisi zuhur edince, diğerleri birbiri ardından ortaya çıkar.

Kıyamet alâmetlerini bize Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bildirmiştir. Bu zamana kadar haber verdiği birçok hadisenin cereyan etmesi onun bir mucizesi olduğu gibi bu zamandan sonrası hakkında verdiği haberlerin de mutlaka cereyan edeceğini gösteren apaçık bir delildir. Esasında iman eden bir müslümanın böyle bir delile ihtiyacı yoktur.

Abdullah bin Ömer -radiyallahu anhümâ-dan rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir Hadis-i şerif'lerinde şöyle buyurmuştur:

"Kıyamet alâmetleri bir tek ipe dizilmiş boncuklar gibidir. İp kopmuştur. Bunlar birbirini takip edeceklerdir." (Câmiu's-sağîr: 3030)

Görülüyor ki kıyamet iyice yaklaşmıştır. Alâmetleri de "İpi kopan tesbih tanelerinin birbirini takip etmesi gibi" peşi sıra güna gün cereyan etmektedir.

Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz kendisinden asırlarca sonra olacak birtakım hadiseleri haber vermiştir.

Çünkü o hem geçmişi, hem geleceği Allah-u Teâlâ'nın izniyle bilen, bütün gelecekleri bildirendir. Kıyamete kadar olacakları, kıyametten sonra olacakları, mahşerdeki durumu, cennet ve cehennemin durumunu ve daha birçok hususun hepsini bildirmiştir. Bu bilgi ona Allah-u Teâlâ'dan gelir.

Meselâ: "Filân zamanda şöyle bir hadise olacak... Şöyle bir harp olacak..." buyuruyor. Halbuki o onun filmini Levh-i mahfuz'da olduğu gibi, canlı ve kanlı görmüş ve söylemiştir.

Allah-u Teâlâ neyi takdir etmişse, onu takdir filmine dürmüştür. O hâlâtın filmini ona gösterince, onu olduğu gibi görmüş oluyor. Bütün olmuş ve olacakları görerek konuşuyor. Yani o görüyor, biliyor ve söylüyor.

O kadar ki günümüze ve kıyamete varıncaya kadar birçok hadiseyi haber vermişti.

Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz hiçbir kitap okumadığı, aslâ hiç kimseden tek harf öğrenmediği, yazı da yazmadığı halde; geçmişin ve geleceğin ilimlerini özünde toplamıştır. Bütün gayb âleminin hazinesi idi. Hepsini bilerek ve görerek konuşuyordu.

Ümmetinin kıyamete kadar nelerle karşılaşacaklarını bilip bir bir haber veriyordu.

Birçok Hadis-i şerif'lerinde Asr-ı saâdet'ten kıyametin kopmasına kadar geçecek zaman içerisinde zuhur edecek olan birçok fitneleri gerek kapalı olarak, gerekse açık olarak haber vermiş; fitnelerin her tarafı gecenin karanlıkları gibi saracağını, her fitnenin bir öncekini aratacağını, bu sebeple hayatta olanların kabirdekilere gıpta edeceklerini, müslümanların fitne dönemlerinde sabır ve teenni ile hareket etmelerini ve imkânları nispetinde kalabalıklardan kaçınmaları gerektiğini bildirmiş, ümmet-i muhteremesini gelecek fitnelere karşı uyarmıştır.

Gaybın yegâne bilicisi Allah-u Teâlâdır:

"De ki: 'Göklerde ve yerde Allah'tan başka kimse gaybı bilmez. Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.'" (Neml: 65)

Bazı kıt akıllılar bu ve benzeri Âyet-i kerime'leri öne sürerek Resulullah Aleyhisselâm'ın gayb hakkında verdiği haberleri inkâr etmektedir.

Böylece şu Âyet-i kerime'leri de inkâr etmişlerdir:

"Resul'üm! Bunlar, bizim sana vahiy yolu ile bildirdiğimiz gayb haberlerindendir. İçlerinden hangisi Meryem'i himayesine alacak diye kalemleri ile kura atarlarken sen onların yanında değildin. Çekiştikleri zaman da orada bulunmadın." (Âl-i imrân: 44)

"O kendiliğinden konuşmamaktadır.

Onun konuşması, ancak kendisine bildirilen vahiyden başka bir şey değildir." (Necm: 3-4)

"O (Peygamber), gayb haberlerini vermede aslâ cimri değildir." (Tekvir: 24)

Binaenaleyh, gaybı bilen Allah-u Teâlâ bu bilgisini dilediğine duyurmaktan aciz değildir.

Bütün ilimler O'nun ve O'ndandır. Gerçek mürşid Hazret-i Allah'tır. O dilediğini dilediğine duyurur, dilediğini dilediğine gösterir.

Nitekim Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:

"Her şeyden haberdar olan Allah gibi sana hiç kimse haber veremez." (Fâtır: 14)

İşlerin gizliliklerini ve sonucunu, doğrusunu ve hakikatini ancak O haber verir. Bu haber işte bu şekilde olmuştur.

Kıyamet ile ilgili "Mucize Hadis-i Şerif'ler" izâh edilerek, ortaya çıkan küçük alâmetler açıklanmış ve Ümmet-i Muhammed'in istifadesine arz edilmiştir.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - "Kıyamet Yaklaştıkça Yaklaşmıştır." (Necm:57) - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
"Kıyamet Yaklaştıkça Yaklaşmıştır." (Necm:57)