Ayağa giyilen mest üzerine abdest alırken mesh yapılabilir. Bu bir kolaylıktan ibarettir.
Mest üzerine mesh yapmak sünnettir. Eller ıslatılır, önce sağ elin açılmış üç parmağı ile sağ mestin ucundan başlayarak topukları aşacak şekilde yukarıya doğru meshedilir. Sonra da sol el ile sol ayağın mesti meshedilir. Böylece sünnete uygun mesh yapılmış olur.
Meshin sahih olması için mestin abdestle giyilmiş olması, mestin ayakları topukları ile birlikte örtmüş olması, içine su almaması, ayağın üç küçük parmağı sığacak kadar deliği, söküğü bulunmaması ayakta bağsız durabilecek kadar kalınca ve yol yürümeye dayanıklı olması, her ayağın ön tarafından en az üç küçük parmak kadar bir kısmın mevcut olması şarttır. Ayaklardan birinin ön tarafı kesik olursa, ayakların ikisini de yıkamak gerekir. Fakat bir ayağı hiç olmayan kimse, diğer ayağına giydiği mest üzerine mesh yapabilir.
Yolcular abdestli olarak mestleri giydikten sonra o abdestin bozulduğu andan itibaren üç gün üç gece yani yetmiş iki saat, yolcu olmayanlar bir gün bir gece yani yirmi dört saat mestlerini çıkarmadan üzerine meshedebilirler. Abdesti bozan şeyler meshi de bozar, abdest alırken tekrar meshetmesi gerekir. Üzerine meshedilmiş mestlerden birisi veya ikisi çıkarsa, mesh müddeti geçerse mesh bozulur.
Abdest âzâlarının herhangi birinde bulunan bir yaraya, kırık ve çıkığa su dokundurulması mahzurlu ve tehlikeli ise; gerek bu kısımların, gerekse üzerine bağlanan sargı bezi, bant, alçı ve benzeri maddelerin üzerine mesh yapılabilir. Yaranın kendisini veya üzerine bağlanan maddelere meshetmek de zarar veriyorsa hiç el sürülmez.
Özür devam ettiği müddetçe meshe devam edilir. Sargıyı değiştirmek meshin yeniden yapılmasını gerektirmez. Yaranın abdestli iken sarılmış olması da şart değildir.
Bu hüküm gusül hakkında da böyledir.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde:
"Eğer cünüp olduysanız gusül abdesti alınız." buyuruyor. (Mâide: 6)
Bu bir emr-i ilâhî'dir ve kat'î bir farzdır.
Cünüplük ile, kadınların lohusalık ve âdet görme hallerinin sona ermesi guslü gerektirir.
Guslün Farzı Üçtür: Ağıza su verip çalkalamak, buruna su çekip temizlemek, vücudun her tarafını iyice yıkamak.
• Eûzü-besmele çekilerek niyet edilir.
• Eller bileklere kadar yıkandıktan sonra sol elle avret mahalli yıkanıp temizlenir. Vücudun herhangi bir yerinde namaza mâni olabilecek bir pislik veya yapışmış bir madde varsa temizlenir.
• Sağ avuca üç kere su alınarak ağız boğaza kadar çalkalanır. Yine sağ elle genize ulaşacak şekilde şiddetlice buruna üç kere su çekilir, sol elle sümkürülür.
• Bundan sonrası tıpkı namaz abdesti gibi abdest alınarak tamamlanır. Basılan yerde su birikiyorsa, ayaklar çıkarken yıkanır.
• Abdest bitince önce başa, sonra sağ ve sol omuza üçer kere su dökülür. Vücudun her tarafı ovularak, hiç kuru yer bırakılmamasına çalışılır. Birinci dökülen su farz, ikinci ve üçüncüsü sünnettir.
• Göbek çukuruna, küpe deliklerine, saç ve sakal aralarına su gitmesine dikkat edilir.
• Cünüplük halinin husule gelmesi için meninin "Difk" şeklinde, yani tazyikli olarak şehvetle gelmesi şarttır. Korkudan ve ağır kaldırmaktan dolayı gelen meni; miktarı ne kadar çok olursa olsun, şehvetle ve tazyikle gelmediği için gusül abdesti gerektirmez.
• Dokunma ve bakma neticesinde şehvetle gelen meniden dolayı da gusletmek gerekir.
• İdrardan sonra gelen ve "Vedi" denilen koyu kirlimsi madde ile, şehevî uyanıklıktan sonra gelen ve "Mezi" adı verilen ince sıvı da guslü gerektirmez.
• Yerinden şehvetle ayrılan meni, bedenden dışarı çıkmadıkça gusül icab etmez.
• Rüyâda ihtilâm olduğunu görüp de, elbisesinde ıslaklık bulunmayan kimsenin gusletmesi gerekmez.
• Mukarenet hâlinde, boşalma olsun olmasın, gusül gerekir.
• İhtilâm olan veya mukarenette bulunan bir kimse küçük abdest bozmadan, çokça yürümeden biraz uyumadan yıkanıp da sonra kendisinden meninin artanı gelse tekrar yıkanmak icap eder.
• Erkeklerin saç diplerini ve saçların tamamını yıkamaları gerekir. Kadınlarınsa saç diplerini yıkamaları kâfidir, saçları örgülü ise örgüyü çözmeleri şart değildir.
• Guslün mekruhları abdestin mekruhları gibidir. Guslederken avret yerlerini örtmemek mekruhtur.
• Gusül esnasında kıbleye karşı durulmaz, konuşulmaz ve duâ okunmaz.
• İkinci bir mukarenetten önce gusül mecburiyeti yoktur. Böyle durumlarda abdest almak kâfidir.
• Zaruret olmadıkça cünüp iken yemek, içmek doğru değildir.
• Mekruh olmayan vakitlerde, gusülden sonra iki rekât nafile namaz kılmak müstehaptır.
• Cünüplük olmasa bile Cuma günleri yıkanmak sünnettir. Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz her Cuma günü namazdan evvel guslederlerdi. Bu guslün her müslümana gerekli olduğunu beyan buyurmuşlar ve teşvik etmişlerdir.
•
Guslü icabettiren bir durum olduğunda kirli durmamak, ilk fırsatta yıkanmak lâzımdır. Allah'ımızın emri, müslümanın boynunun borcu olduğu unutulmamalıdır. Bugün bir çok gençler guslü bilmiyorlar ve yapmıyorlar.
Özürsüz olarak gusül abdestini geciktirmek günahtır. Nerede kaldı ki cenabet gezmenin günahı ise pek çoktur.
Cünüplük hâlinin devam etmesi ne kadar kötü bir şey ki, o haldeyken Kur'an-ı kerîm okunmasına bile ruhsat verilmiyor.
Yeter derecede suyun bulunmadığı veya bulunup da kullanılmasının mahzurlu olduğu hallerde abdestin ve guslün yerine yüzü ve kolları temiz bir toprakla meshetmek suretiyle teyemmüm yapılır.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:
"Hasta iseniz veya yolculukta bulunuyorsanız, yahut biriniz abdest bozma yerinden gelmişse, veyahut kadınlara dokunmuşsanız (yaklaşmışsanız) ve su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yüzlerinizi ve ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir zorluk vermeyi istemez. Fakat O, temizlenmenizi ve üzerine olan nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz." (Mâide: 6)
Su takriben dört kilometre uzakta ise, su kullanıldığı takdirde hastalanmaktan veya hastalığın daha da artmasından korkulursa, suyun bulunduğu yerde tehlike varsa, mevcut suyu kullanınca susuz kalma ihtimâli varsa... teyemmüm yapılır.
İki Farzı Vardır: Niyet etmek, elleri toprağa iki kere vurup yüze ve kollara sürmek.
Abdest alacak gibi kollar sıvanır. Eûzü-besmele çekilir ve niyet edilir. Parmaklar açılarak iki elin içleri temiz bir toprağa, taş, kum veya mermere bir defa vurulur. İleri-geri çektikten sonra silkilir ve ellerle yüzün her tarafı meshedilir.
Sonra tekrar önceden yapıldığı gibi iki el toprağa vurulur. Yüzük, bilezik varsa kımıldatılır, parmak araları hilâllenir. Önce sol elin baş ve şehådet parmakları ayrılır, kalan üç parmağın içiyle sağ kolun dış yüzü, parmak uçlarından dirseklere kadar meshedilir. Daha sonra dirsekte sol el çevrilir, baş parmakla küçük parmak halka yapılır, sol elin avuç içi ile sağ kolun iç tarafı bileğe kadar meshedilir. Orada baş parmağın içi ile sağ elin baş parmağının üzeri meshedilir.
Sonra hiçbir yere dokunmadan aynı tarzda yani sıra ile sol kol meshedilir ve teyemmüm alınmış olur.
•
• Abdest âzâlarının yarısı veya yarısından fazlası özürlü ise teyemmüm yapılır.
• Çevresinde su bulunduğunu tahmin eden kimsenin, su aramadan teyemmüm yapması câiz değildir.
• Abdest almaya veya gusletmeye gücü yetmeyen bir hasta, hem abdest için hem de gusül için teyemmüm yapabilir.
• Su bulununca, özür ortadan kalkınca teyemmümün hükmü kalmaz.