Soğuk savaş biteli 20 yıl oldu ancak silahlanma yarışı bitmedi. Küresel üstünlük mücadelesinde umduğunu bulamayan Amerika harp teknolojilerini geliştirme ihtirasından zerre miktarı geri adım atmadı.
Harp teknolojisi deyince hepimizin aklına uçaklar, füzeler, bombalar geliyor. Ancak küffar akla gelebilecek her yöntemi silah sistemi olarak kullanmaya çalışıyor.
Meselâ bir zamanlar bilim-kurgu filmi olarak seyrettiğimiz "robot orduları" artık bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Amerika ordusunu büyük bir hızla "İnsansız Harp Araçları" ismiyle genelleyebileceğimiz robot sistemleri ile donatıyor. Uzaktan kumanda ile çalışan bu sistemlerin, öldürmeye kendi kendine karar veren türlerini geliştirmeye çalışıyor.
Türkiye de "Elektronik Harp Sistemleri" konusunda yakaladığı gelişme düzeyi sayesinde uzaktan kumandalı insansız harp araçları konusunda dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girmeye çalışıyor. Amerika ile boy ölçüşecek derecede olmasa da dünyada söz sahibi olabilecek bir potansiyeli barındırıyor. Ancak sadece potansiyel sahibi olmak yeterli değil. Karşımızda hızla "Robot orduları" techiz eden bir küffar var.
"Bizim de olsun" diye değil, büyük bir azimle bu konuya eğilmek gerekiyor. Zira küffar "Düşmanlık" niyetini değiştirmiş değil!
2001 bir dönüm noktasıydı. İkiz kulelerin yıkılması "Harp ve harabiyat çağı"nın işaret fişeği oldu. Küffar İslâm ve müslüman düşmanlığını, içindekini dışına vurdu.
Aslında İslâm dinini ve müslümanları hedef alan planlamalar "Soğuk Savaş"ın hemen ertesinde yapılmaya başlandı. 90'lı yıllarda NATO tatbikatlarında düşman kuvvetler yeşil renkte gösterilmeye başlandı. Niyet o zamandan kurulmuştu. 11 Eylül hadisesi, kılıcı kınından çıkartmanın bahanesi oldu, küffar maskesini attı, içini dışarıya çıkarttı. Fakat bu düşmanlık kendisine biraz pahalıya mal oldu, beklemediği durumlarla karşılaştı, geri adım atmak zorunda kaldı.
Ancak niyetini değiştirmiş değil. Bu sebeple uyanık ve hazırlıklı olmak lâzım. Zira son kale burasıdır. En çok çekindikleri yer de burasıdır. Sıra ile gitmeye çalışıyorlar. Sıranın sonunda biz varız. Bundan emin olabilirsiniz!
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde şöyle buyuruyor:
"(Ey iman edenler!) Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. Bununla hem Allah'ın düşmanlarını, hem de sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında sizin bilmediğiniz Allah'ın bildiği diğer düşmanlarınızı korkutup yıldırırsınız." (Enfâl: 60)
Hadis-i şerif'te de: "Düşmanın silahıyla silahlanınız." buyuruluyor.
Binaenaleyh harp teknolojisi olarak, zihniyet olarak hazırlıklı olmamız lâzım. Silah üretiminde olduğu gibi; tarımsal üretim olsun, ilaç sanayii olsun, enerji olsun, bir harp durumunda en lüzumlu her sahada tabir caizse istim üstünde olmak lâzım.
Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde "Gücünüzün yettiği kadar" buyuruyor. Büyük bir azim isteniyor.
Türkiye bir şeyler yapmaya çalışıyor, ancak "Gücünün yettiği kadar" değil. Bizim gücümüz çok daha fazlasına yetecek durumda.
Teknoloji ve tabii buna bağlı olarak harp teknolojisi büyük bir hızla değişiyor.
Bir kaç sene öncesinin bilgisayarlarının eski teknoloji sayıldığı bir gelişme süreci yaşıyoruz. Meselâ ilk defa 1981 yılında kullanılan Uzay Mekikleri bugün artık -müzelik- eski teknoloji ürünü bir araç olarak ıskartaya ayrıldı. Bir zamanlar NASA bu araçların ömrünü uzatabilmek için internetten eski bilgisayar parçaları arıyordu:
"Uzaya eskici lazım! Elinizde kasasını tokatlayarak çalıştırdığınız antika bir bilgisayar varsa, NASA ile iş yapabilirsiniz! NASA, internette uzay mekiklerine yedek parça arıyor. ... NASA'nın en çok aradığı parçaysa '8086' kodlu bir Intel çipi. Bu çip, ilk mekiğin fırlatıldığı 1981'de geliştirilmiş." (Radikal, 15 Mayıs 2002)
Bugün harp teknolojileri açısından en büyük gelişmeler "İnsansız savaş araçları"nda yaşanıyor. "Namerd" düşman namına yaraşır savaş araçları üretiyor. Bu araçlarla yapılan saldırılar gazetelerde artık rutin haber olarak görülüyor:
"ABD yine insansız uçakla Pakistan'ını vurdu: 13 ölü" (04 Nisan 2009)
"ABD insansız savaş uçakları tarafından, Pakistan'ın kuzeyinde bulunan Miranşah bölgesine düzenlenen iki ayrı saldırıda 8 kişi öldü." (06 Ocak 2010)
"ABD'nin insansız uçaklarla Pakistan'ın kuzeyindeki aşiretler bölgesine düzenlediği saldırılarda 11 kişi öldü." (16 Ocak 2010)
"Aşırı dincilere ait internet sitelerini izleyen Amerikan istihbarat örgütü SITA, Türkistan İslamcı Partisi'nin internet sitesinde, parti üyesi 2'si Türk 13'ü Uygur 15 militanın, Salı günü Afganistan'da insansız uçaktan yapılan füze saldırısında yaşamlarını yitirdiklerinin haber verildiğini açıkladı." (23 Ocak 2010)
Amerika insansız uçakları ilk olarak 2001 yılında Afganistan'da kullanmaya başladı. 2002 yılında Yemen'de içinde terörist olduğu söylenen hareket halindeki bir araç bu uçaktan atılan füzelerle havaya uçuruldu. 6 kişi öldü. Bu uçakların Afganistan haricinde başka bir ülkede kullanıldığı ilk saldırı bu oldu.
Uzaktan yönlendirme teknolojisi Mars'a araç gönderip dünyadan kumanda edebilecek düzeye geldi.
İnsansız araçlar sadece havada değil, karada da kullanılıyor. Karadaki kullanım, havaya göre daha zor. Amerika her yıl insansız, kumanda ile çalışan kara araçları yarışması düzenliyor.
Bu teknolojilerin gelişmesi ve kullanılıyor olması kadar yaygınlığı belki daha ürkütücü. Aşağıdaki haberde "ABD ordusunun artık yedi bin insansız uçağı ve en az 10 bin kara aracı var.", "hava kuvvetleri, artık pilottan çok insansız uçak operatörü eğitiyor." cümleleri dikkat çekiyor:
"ABD'nin robot ordusu büyüyor! Cepheye giderek daha çok robot süren ABD ordusu, ... robotlar, Maryland'daki Patuxent River üssünde görücüye çıktı. 'MQ-8B Fire Scout' insansız helikopteri, ... 'Pakbot' adlı kara robotu ...
'İnsansız devrimin başlangıcında olduğumuzu düşünüyorum. Bu programlara milyarlarca dolar harcıyoruz' diyen donanma ile deniz piyadelerinin insansız uçak programından sorumlu Gery Kessler, ... robotların da taktik ve stratejide büyük değişiklik getiren yeni bir teknoloji olduğunu söylüyor. 2003'te cephaneliğinde robot olmayan ABD ordusunun artık yedi bin insansız uçağı ve en az 10 bin kara aracı var. Başta insansız uçağa karşı çıkmış hava kuvvetleri, artık pilottan çok insansız uçak operatörü eğitiyor..." (Radikal, 16 Ağustos 2009)
Bu teknolojik gelişmelere rağmen Afganistan gibi teknolojiden en uzak bir ülkede Amerikan nakliye uçaklarınnın birbiri ardınca Amerikan bayrağına sarılı tabutlarla gerisingeriye seferler yapıyor olması ironik bir durum. Ancak Taliban'ın karşılarında hiçbir insan görmediği halde onlarca militanını kaybettiği de bir gerçek.
Şimdilik bu silahlar uzaktan kumanda edilerek kullanılıyor. Ancak bu namerd teknolojide daha ilerisi hedefleniyor:
"Amerika robot askerler üretiminde hızla ilerliyor: Peki 'öldürme' kararını robotları yönetenler mi verecek bizzat robotun kendisi mi? YANIT: ROBOTUN KENDİSİ... Pentagon, insanlar tarafından denetlenmeyen, otonom düşünecek ve gerektiğinde de öldürecek "robot askerler" üzerinde çalışıyor. ... Georgia Teknoloji Enstitüsü'nden robotik uzmanı Ronald Arkin, 'Eğilim bu yönde. Savaşlarda otonom robotlar devreye girecek. Savaş alanının koşulları bunu zorluyor' dedi. ... Bir başka uzman olan Noel Sharkey, 'Biz uyurgezerken çok cesur bir yeni dünyaya adım atıyoruz. O dünyada robotlar kimleri ne zaman öldüreceğine karar verecek' diye konuştu." (27 Mart 2009)
Görüldüğü gibi sivil kaybı, savaş hukuku Amerika'nın umurunda değil. Küffar neye hazırlanıyor, iyi görmek lâzım.
"AMERİKAN ordusunu yeni savaş biçimlerine hazırlayan ABD Ortak Kuvvetler Komutanlığı, 20 yıl içinde kendi başına hareket eden robotların savaş alanlarında standart haline geleceğini öngörüyor. ...
ABD, 2003'te Irak'ı işgal ettiğinde kuvvetleri arasında hiç robot yoktu, bugün ise yılda 33 bin görev yürüten 12 bin robota sahip. Robotları uzaktan yönetmek için gönderilen sinyaller isyancılar tarafından gittikçe daha çok kesiliyor ve robotlar etkisiz hale getiriliyor. Bunun önüne geçmek isteyen ordu, sinyalini yitirirse kendi başına hareket edecek robotlar geliştirmeye başladı." (23 Ocak 2010)
Amerika bu seviyeye gelebilmek için yaklaşık 10 yıl önce planlarını devreye sokmuştu. Bu planlar 2003 yılındaki bir ajans haberi şöyleydi:
"Amerikan ordusu modernize ediliyor. Ordunun 'geleceğin muharebe sistemi'yle donatılmasını öngören 15 milyar dolarlık program uyarınca, 2010'a dek kısmen ya da tamamen robotlaştırılmış kara araçları devreye girecek. ... Bazısı mürettebatsız kullanılabilen 18 savaş aracı, hafiflikleri sayesinde nakliye uçaklarıyla dünyanın her yerine taşınabilecek ve gelişmiş iletişim donamımıyla muharebe alanının ayrıntılı görüntülerini elde edebilecek."
Geçtiğimiz Aralık ayında Aselsan'ın insansız sistemlerdeki başarısı şöyle haber olmuştu:
"Aselsan, insansız sistemlerde dünya liderliğine koşuyor.
İnsansız sistemleri ana faaliyet alanlarından birisi olarak belirleyen Aselsan, uluslararası İnsansız Araçlar Yarışması MAGIC-2010'da dünya çapında ilk 10 takım arasına girmeyi başardı ve 50 bin dolarlık ödül kazandı.
Avustralya ve ABD Savunma Bakanlığı organizasyonları tarafından ortaklaşa düzenlenen yarışma için Aselsan'ın takım liderliğinde bir ekip oluşturuldu. ...
Finalist robotlar ve takımları, 8-13 Kasım 2010 tarihinde Avustralya'da Adelaide kentinde yarışacak. Bu yarışmayı kazanan takım ise 750 bin dolarlık ödülün sahibi olacak. ... yetkililer, yarışmada ilk 10'a kalan takımların Türkiye ile birlikte ABD, Avustralya, Japonya ve Kanada'dan oluştuğunu belirttiler."
Türkiye bir taraftan İsrail'in Heron'larından almaya çalışırken kendi insansız uçağını da üretmeye çalışıyor. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ. (TUSAŞ)'nin yürüttüğü "Türk İnsansız Hava Aracı" (TİHA) projesi tamamlanmak üzere.
Vestel, Kale Kalıp gibi savunma sanayii alanında faaliyet gösteren özel firmalarımızın da "İnsansız Hava Aracı" projeleri olduğunu biliyoruz. Bu firmalarla ilk anlaşmalar imzalanmak üzere:
"Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplanan Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, toplantıda, değerlendirme çalışmaları tamamlanan projelerde yüklenici firmalar ile sözleşme imzalamak üzere Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın yetkili kılındığını belirtti. Bakan Gönül, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın 2 adet Taktik İnsansız Hava Aracı Sistem ihtiyacını karşılamak üzere Kalekalıp/Baykar Makina Ortak Girişimi ile, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin taktik insansız hava aracı ihtiyaçları çerçevesinde katapult ile atılabilen 1 adet sistemin Vestel Savunma Sanayi A.Ş tarafından geliştirilmesi için sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verildiğini açıkladı."
Görüldüğü gibi Türkiye insansız araç üretiminde nitelik olarak Amerika ile boy ölçüşebilecek bir potansiyele sahip. Hemen bütün harp araçlarının elektronik ve bilgisayarlı kumanda sistemleri ile çalıştığı bir devirdeyiz. İnsanlı harp araçlarında Türkiye her türlü modernizasyonu yapabilecek seviyeye geldi. Bu birikim insansız harp sistemleri üretiminde bizi birçok ülkenin önüne geçiriyor. Biz de bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ancak yapılanlar yeterli dersek eksik söylemiş oluruz.
Harp teknolojilerine destek ve yatırım noktasında büyük bir azim ve gayret içerisinde olmak gerekiyor.