Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
HAZRET-İ MUHAMMED  Aleyhisselâm - İlk Seriyeler - Ömer Öngüt
İlk Seriyeler
HAZRET-İ MUHAMMED  Aleyhisselâm
Dizi Yazı - Resulullah Aleyhisselâm'ın Hayat-ı Saâdetleri
1 Ekim 2009

 

HAZRET-İ MUHAMMED
Aleyhisselâm

Hicretin Birinci Yılı

İlk Seriyeler

 

Namazların Tamamlanması:

Daha önce Akşam namazı üç rekât, öğle, ikindi ve yatsı namazları ikişer rekât olarak farz kılınmıştı. Resulullah Aleyhisselâm Mekke'de iken ve Medine'ye hicretten sonra bir ay gibi bir süre geçmesine kadar bu şekilde devam etti. Sonra öğle, ikindi ve yatsı namazları seferîlik zamanlarında iki rekât olarak bırakıldı, diğer zamanlar dörde çıkarıldı. Sabah namazı ise uzun surelerin okunması sebebiyle iki ve akşam namazı da üç rekât olarak bırakıldı.

 

İlk Seriyeler:

Resulullah Aleyhisselâm iç işleri düzene koyup dini işleri de düzelttikten ve aynı şehirde beraber yaşadıkları yahudilerle muamelelerini anlaşmaya bağladıktan sonra Kureyş'e karşı takınılacak tavrı, izlenecek yolu kararlaştırmaya lüzum gördü.

On seneden beri müslümanlara her türlü zulüm ve haksızlığı revâ görmekten başka, neticede onları vatanlarından ve akrabalarından uzak bırakan Mekke müşriklerine nasıl bir karşılık vermek gerektiğine dair istişare yaptı. Durumu amcası Hazret-i Hamza -radiyallahu anh- ile müzakere etti. Sonunda Kureyşliler'in Şam ile münasebetlerini kesme kararı verildi. Mekkeliler ticaretle uğraştıklarından her sene büyük çapta bir ticaret malı ile Şam'a kervanlar çıkarırlardı. Bu kervanlara taarruz edilmesi için çeteler gönderilmesi uygun görüldü.

Mekkeli müşrikler de, müslümanların Medine'de giderek kuvvetlendiklerini görüyorlar ve günün birinde Mekke'yi ellerinden alacaklarından korkuyorlardı. Bu sebeble de Medine'deki münâfıklar ve yahudileri müslümanların aleyhine tahrik etmeye çalışıyorlardı.

Baş münâfık Abdullah bin Ubeyy bin Selül ve onun müşrik arkadaşlarına bir ültimatom gönderdiler. "Siz bizim firari arkadaşımızı aranızda barındırıyorsunuz. Yemin ederiz ki onunla harbetmez veya onu kovmazsanız, savaşçılarınızı öldürmek, karılarınızın da ırzına geçmek üzere hepimiz üzerinize yürüyeceğiz."

Resulullah Aleyhisselâm da bu düşmanca plânlar karşısında boş durmuyor, gerekli tedbirleri almayı ihmal etmiyordu. Şehrin âsâyişini korumak, düşmanların davranışlarını kontrol edebilmek, müslümanlara karşı ne gibi bir hazırlıkta bulunduklarını öğrenmek için, Medine'ye gelişlerinin ilk yılında civardaki bazı bölgelere seriyyeler göndermeye başladı.

"Keşif kolları" demek olan bu seriyyeler Medine'nin âsâyişini korumak, mühim bazı bölgeleri kontrol etmek ve müşrikleri korkutup göz dağı vermek için çıkarılıyordu. Fakat düşman tarafından hücuma uğramadıkça savaş emrini vermemişti.

İlk olarak, amcası Hazret-i Hamza -radiyallahu anh-ı Muhâcirler'den otuz kişilik bir gönüllü süvari birliğinin başına geçirerek, Medine'nin batısından deniz kenarı bölgesine doğru gönderdi. Ebu Cehil'in de bulunduğu Mekkeliler'in ticaret kervanı ile karşılaştılar, bir ok atımı kadar birbirine yaklaştılar. Ancak savaş izni verilmediği için müdahale etmediler. İslâm'da ilk sancak bu seriyyeye verilmiştir.

Akabe biatı'nda sadece Muhâcirler'i Medine'de korumak şartı koşulmuş olduğu için, Resulullah Aleyhisselâm Bedir savaşına çıkıncaya kadar Ensâr'dan hiç kimseyi askeri sefere göndermemişti.

İkinci olarak da amcası Haris'in oğlu Hazret-i Ubeyde -radiyallahu anh-i yine Muhâcirler'den altmış kişilik bir süvari birliğinin başında Râbığ vâdisine gönderdi. Ebu Cehil'in oğlu İkrime'nin idâre ettiği iki yüz kişilik bir kervanla karşılaştılar. Birbirlerine hafif ok atışları yapmışlarsa da kılıç kılıca hücum edemediklerinden, aralarında bir çatışma olmadı. Kureyşliler selâmeti kaçmakta buldular.

Sa'd bin Ebi Vakkas -radiyallahu anh- komutasındaki yirmi kişilik birlik ise düşmanın durumunu incelemek veya bu bölgede yaşayan kabilelerin vaziyetini öğrenmek için Harrar bölgesine gönderilmişti.

Kureyş kafilesinin bir gün önce geçtiğini öğrenince geri döndüler.

Resulullah Aleyhisselâm'ın bizzat idâre ettiği savaşlara "Gazve" başında bulunmadığı birliklere de "Seriyye" adı verilir.

Gazâların sayısı on dokuzdur. Seriyyeler gece çıkarılan ve sayıları en az beş, en çok üç yüz-dört yüz olan birliklerdir.


  Önceki Sonraki  

Diğer Yazıları
TÜM YAZILAR