Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 192.SAYI - Ömer Öngüt
192.SAYI, Eylül 2009
Hakikat 192. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

"Nikâh ve Evlilik" dini bir konu olup kaynağı Kur'an-ı kerim ve Hadis-i şerif'ler olduğu için aynı zamanda ibadetler içinde de değerlendirilir. Bu kaynaklar evlilik müessesesinin hudutlarını belirleyip, bireylerin karşılıklı olarak sorumluluklarını ve mükellefiyetlerini oluşturur.

İslâm hukuku kitaplarında "Nikâh ve Evlilik" ile "Talâk" konuları ayrı birer bölüm olarak ele alınmaktadır. Bu kadar elzem olan bu konuları hiçe saymak, "Yoktur!" demek, İslâm hukukunun bölümlerini ortadan kaldırmaktır.

Asıl olan "Nikâh"tır. Halkın arasında yerleşmiş olan "İmam Nikâhı" sözü yanlış olup, resmi nikâhla karıştırılmaması için de "Dini Nikâh" denilmiştir.

Resmi nikâh ile birlikte dini nikâhın da olması şarttır. Sadece resmi nikâh kıymak, dini nikâhın yerini doldurmaz. Çünkü dini nikâhın şartlarını oluşturan bazı sebepler vardır ki bu sebepler ortaya konulmadan yapıldığı zannedilen bir nikâh, nikâh yerine geçmez. Hatta, dini nikâh yapıldığını sanan birçok kişi dini nikâhın şartı olan mehiri konuşmadığı, anlaşma yapılmadığı için yine nikâhsız yaşamaktadırlar. Dini nikâh bu kadar önemli olduğu halde, bunu engellemek, fitneler çıkarmak, mânevi yaşayışa önem veren İslâm âleminin çekirdeğini ve temelini oluşturan âile müessesesinin zedelenmesine, yıkılmaya müsait olmasına, mânevi duygulardan yoksun yetiştirilmesine zemin hazırlamaktır.

Resmi nikâhın yeri ayrı, dini nikâhın yeri ayrıdır. Her ikisi de elzem, her ikisi de gereklidir. Birini yapmamak dünya hayatı için zorluk ise, diğerini de yapmamak ahiret hayatı için bir rüsvaylıktır.

Günümüzde kendini âlim zanneden birçok kimseler, kasıtlı olarak veya cehaletlerinin bir göstergesi olarak "Dini Nikâh"ı ve dolayısıyla dini nikâhın şartı olan "Mehir"i ortadan kaldırmışlar, bunun yerine "resmi olarak kıyılan nikâhın, dini nikâh olarak da geçtiğini" söylemişler, bu konularda açıklamalar yapmışlardır.

İslâm dini'nin şart koştuğu dini nikâhı, "hıristiyanların yaptığı bir uygulama" olarak gösteren ve bu şekilde açıklamalar ile müslümanların gönüllerine fitne tohumları ekip, ortalığı bulandırmaya çalışanlar, dini nikâhı ortadan kaldırmakla mehirin de verilmemesini sağlamışlar ve bunlara inanıp bu şekilde tatbik eden kişilerin zinâ etmelerine sebep olup, zinâkâr bir toplum, nikâhsız bir aile ve bunun sonucunda da zinâ mahsulü olarak dünyaya gelip büyüyen bir nesil oluşmasını teşvik etmişlerdir.

Nikâhı, ibadet ve taatle mükellef olup yerine getiren her müslüman; nikâhı ve nikâhın şartlarını, elzemlerini, hudutlarını, sorumluluklarını ve özellikle nikâhın şartı olan mehir konusunu bildikten sonra, şahitler huzurunda İslâmî ölçüler doğrultusunda kıyabilir, mutlaka imam kıyacak diye bir kâide yoktur. Şartları belli olduğu için ona göre karşılıklı olarak akit yapılır ve ilân edilir.

Bu konuda yapılan tartışmalara son noktayı koyup, "Dini Nikâh" ın ve "Mehir"in önemini, şartlarını, elzemliğini, mehirin konuşulmadığı veya verilmediği takdirde dini nikâhın geçersiz olduğu, tekrar edilip, usulüne ve şartlarına uygun bir şekilde kıyılmasının gerekliliği Âyet-i kerime ve Hadis-i şerif'lerin nur ışığı altında açıklanıp izâhları yapılmış ve ümmet-i Muhammed'in istifadesine sunulmuştur.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:

"Bu hükümler Allah'ın hudutlarıdır. Kim Allah'ın hudutlarını aşarsa kendine yazık etmiş olur." (Talâk: 1)

"Kelime-i şehadet", "Namaz", "Zekât", "Oruç" ve "Hacc" İslâm'ın şartlarındandır. Şartlar yok olursa, dinin safiyeti bozulur. Değil İslâm'ın bozulması, zevaline bile engel olacak yegâne tedbir; İslâm'ın emrettiği şartlara uygun bir nikâhtır. Zira bu dine sahip çıkacak, gerektiği zaman fisebilillâh cihad edecek nesil, bu nikâh mahsulü olacaktır. Bu sebepledir ki nikâhın dinimizde çok büyük önemi vardır.

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'lerinde şöyle buyuruyor:

"O'nun kudretine delâlet eden âyet ve alâmetlerden birisi de, kendileriyle kaynaşmanız için, kendi cinsinizden eşler yaratması, aranızda sevgi ve merhamet koymasıdır." (Rûm: 21)

"Nikâhınıza aldığınız kadınların mehirlerini bir hak olarak seve seve verin." (Nisâ: 4)

Nikâh; şer'i usullerine ve şartlarına riayet ederek evlenmek demektir. Dinimiz nikâhı helâl, sifahı (zinâyı) şiddetle haram kılmıştır. Nikâhın gayesi sağlam bir aile hayatı kurmak ve temiz bir nesil yetiştirmektir.

Bu ay içerisinde idrak edeceğimiz mübarek "Kadir Gecenizi" ve "Ramazan-ı Şerif Bayramınızı" tebrik eder, Cenâb-ı Hakk'tan hayırlara vesile olmasını niyaz ederiz.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Nikâh ve Evlilik - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Nikâh ve Evlilik