Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
Hakikat Dergisi 191.SAYI - Ömer Öngüt
191.SAYI, Ağustos 2009
Hakikat 191. Sayı

Bismillahirrahmanirrahim

"Allah-u zül-celâl vel-kemâl Hazretleri'ne; O'nun sevdiği ve beğendiği şekilde bitmez-tükenmez hamd-ü senâlar olsun.

Peygamberimiz Efendimiz'e, onun diğer peygamber kardeşlerine, hepsinin Âl ve Ashâb-ı kiram'ına, etbâına, ihsan duygusuyla kıyamete kadar onlara tâbi olup izinden gidenlere; sonsuzların sonsuzuna kadar salât-ü selâmlar olsun."

 

Muhterem Okuyucularımız;

İman mutlak tasdiktir. Söylenen sözü kendi isteği ile kabullenmek, gönülden benimsemek, şüpheye yer vermeyecek şekilde kesin olarak içten inanmak, teslim olmak, karşıdakine güven vermek demektir.

İslâm dinine göre ise; Allah-u Teâlâ'nın varlığına, birliğine, Hazret-i Muhammed Aleyhisselâm'ın O'nun kulu ve peygamberi olduğuna ve onun Allah-u Teâlâ tarafından bize getirip tebliğ ettiği esas ve hükümlerin doğru ve gerçek olduğuna tereddüt etmeden kesin olarak inanmaktır.

İslâm dinine girmenin ilk şartı olan bu iki esas "Kelime-i şehâdet"te toplanmıştır. Kelime-i şehâdet'i kalp ile tasdik edip dili ile de söyleyen bir kimseye "İnanmış" mânâsına gelen "Mümin" adı verilir.

Kelime-i Tevhid iki rükun ile tamamlanır.

"Lâ ilâhe illallah, Muhammedün Resulullah."

Birisini söyleyip birisini söylemezse iman etmiş olmaz. Muhammed Aleyhisselâm'a inanmayan kişi müslüman sayılmaz.

Allah-u Teâlâ Muhammed Aleyhisselâm'ı dost edindi. Adını adı ile andı. Onun hoşnutluğunu kendi hoşnutluğu ile bir tuttu. Ona imanı, Tevhid'in iki rüknünden biri yaptı. "Lâ ilâhe illâllah"tan sonra "Muhammedün Resulullah" ünvanını getirdi. Muhammed Aleyhisselâm'a inanmayan kişinin müslüman sayılmayacağını belirtti.

Bugün ortaya çıkan bazı zümreler ise iman ile küfrü karıştırmaya, kelime-i tevhidin ikinci rüknünü kaldırmaya çalışıyorlar.

"Kim Allah'a ve Resul'üne iman etmezse, bilsin ki biz kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır." (Fetih: 13)

Allah-u Teâlâ müminlerin vasıflarını beyan ederken:

"İnkârcılara karşı çok çetin, birbirlerine karşı çok merhametlidirler." buyuruyor. (Fetih: 29)

Allah-u Teâlâ müslümanların birbirlerine karşı hoşgörülü olacağını beyan ediyor, inkârcılara karşı değil. Emir ve hüküm budur.

"Yazan, Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, yazsın!" (Bakara: 282)

Âyet-i kerime'si mucibince hiçbir şekilde yazmaktan, hakikati söylemekten çekinmedik;

"Hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar." (Mâide: 54)

Âyet-i kerime'si mucibince de hiçbir kınayıcının kınamasına aldırmadan ilâhî hükümleri olduğu gibi tebliğ etmeye çalıştık.

"Bu tebliği yapmakla ben de kendimi kurtarmak istiyorum. İlâhî huzura çıktığımda: 'Onlara karşı ne gibi bir müdahalen oldu?' denildiği zaman: 'Yâ Rabbel-âlemîn! Senden korktuğum için, sana sığınarak; elimden geldiği, gücümün yettiği kadar dinden sapanlarla mücadele ettim! Senin dinini, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in Sünnet-i seniye'sini zedelemek isteyenlerin üzerine amansızca gittim!' diyebileyim.

Hiçbir gayemiz ve maksadımız olmaz, fakat hakikati söylemekten de hiçbir zaman geri kalmayız.

Bütün gayemiz Allah-u Teâlâ'nın emir ve hükümlerinin mevcudiyetinin, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in, Sünnet-i seniye'sinin varlığının dimdik ayakta durmasıdır.

Allah-u Teâlâ'nın emir ve hükümlerine gözü yumuk bakıyorlar, anlamak bile istemiyorlar. Neden onların gözünü açmayayım?

Bâtıl inançlarla beyinleri bozulmuş, hakikat ile neden onların beyinlerini parçalamayayım?

Allah-u Teâlâ Âyet-i kerime'sinde buyurur ki:

"De ki: Hak geldi, bâtıl zâil oldu. Çünkü bâtıl yok olmaya mahkûmdur." (İsrâ: 81)

Eğer ilâhî hükümlere uymazsanız artık suçu kendinizde arayın."

"Resul'üm! De ki: 'Allah'a ve Peygamber'e itaat edin.' Şayet yüz çevirirlerse şüphesiz ki Allah kâfirleri sevmez." (Âl-i imrân: 32)

Hazret-i Ali -radiyallahu anh- Efendimiz'in bu husustaki bir hutbeleri ne kadar arza şayandır:

Şöyle buyurmuşlardır:

"Ey insanlar! Sizden önce helâk olanlar, günahlara dalmaları, yol göstericilerinin ve dinde derinleşen âlimlerinin de onları men etmemeleri yüzünden helâk olmuşlardır.

Onlar günah işlemeyi aralıksız sürdürüp, diğerleri de onları men etmeyince, kötü bir sonuç onları yakalayıvermiş, başlarına cezalar gelmiştir.

Öyleyse onlara gelen azabın bir benzeri sizin başınıza gelmeden önce iyilikle emredin, kötülükten de men edin.

Bilmiş olun ki iyilikle emretmek ve kötülükten men etmek; ne rızkı keser, ne de eceli yaklaştırır." (İbn-i kesir)

Bu ay içerisinde idrak edeceğimiz mübarek "Berat Kandili"nizi ve başlayacak olan "Ramazan-ı şerif" ayınızı tebrik eder, Cenâb-ı Hakk'tan hayırlara vesile olmasını niyaz ederiz.

Bâki esselamü aleyküm ve rahmetullah...


Başyazı ve Makaleler
Başyazı - Kelime-i Tevhid İki Rükun İle Tamamlanır. "Lâ İlahe İllallah, Muhammedün Resulullah." Birisini Söyleyip Birisini Söylemezse İman Etmiş Olmuyor. - Ömer Öngüt
Başyazı
İsmail Yavuz
Kelime-i Tevhid İki Rükun İle Tamamlanır. "Lâ İlahe İllallah, Muhammedün Resulullah." Birisini Söyleyip Birisini Söylemezse İman Etmiş Olmuyor.