Hakikat Yayıncılık - Muhterem Ömer Öngüt’ün Eserleri | Hakikat Dergisi | Hakikat Medya | Hakikat Kırtasiye
Arama Yap
EVLİYÂ-İ KİRAM -kaddesallahu Esrârehüm- Hazerâtı'nın "Hâtemü'l-Evliyâ" Hakkındaki Beyan ve İfşaatları (111) - Bandırmalı-zâde Hâşim Mustafa el-Üsküdârî -kuddise sırruh- (6) - Ömer Öngüt
Bandırmalı-zâde Hâşim Mustafa el-Üsküdârî -kuddise sırruh- (6)
EVLİYÂ-İ KİRAM -kaddesallahu Esrârehüm- Hazerâtı'nın "Hâtemü'l-Evliyâ" Hakkındaki Beyan ve İfşaatları (111)
Dizi Yazı - "Hâtemü'l-Evliyâ" Hakkındaki Beyan ve İfşaatlar
1 Haziran 2009

 

EVLİYÂ-İ KİRAM
-Kaddesallahu Esrârehüm- HAZERÂTI'NIN
"HÂTEMÜ'L-EVLİYÂ" HAKKINDAKİ
BEYAN ve İFŞAATLARI (111)

Bandırmalı-zâde Hâşim Mustafa el-Üsküdârî -kuddise sırruh- (6)

 

On sekizinci asır Osmanlı Celvetî şeyhlerinin büyüklerinden olan Bandırmalı-zâde Seyyid Mustafa Hâşim el-Üsküdârî -kuddise sırruh- Hazretleri'nin "Vâridât-ı Mensûre"sinde, "Hâtemü'l-evliyâ" ve vâris olduğu velâyet mertebesi hakkında açtığı esrârengiz ifşaatlarına kaldığımız yerden devam ediyoruz.

 

Varlık İklimlerinin Sultânı "Hâtemü'l-Evliyâ":

Bandırmalı-zâde Hâşim Mustafâ el-Üsküdârî -kuddise sırruh- Hazretleri "Vâridât-ı Mensûre" adlı eserinde; geçmiş ümmetlere gönderilen peygamberlerin her birinin "Hatm-i velâyet" sırrından ve melâmîliğin tecellisinden mutlaka pay aldıklarını ifâde etmiş; "Hâtemü'n-Nübüvve" olan Muhammed Aleyhisselâm'ın zuhûru ile nübüvvet sırrının hatme erip, velâyet sırrının zuhur bulduğunu ve bu velâyete mazhar olan Hâtemü'l-evliyâ'nın "Varlık iklimlerinin Sultân'ı" olduğunu haber vermiştir:

"Enbiyâ'-i 'izâm -'aleyhimü's-salavâtü ve's-selâm-ın zamân-ı sa'âdetlerinde, gönderilmiş olan bir peygamberde hâlin gereği, zamâna göre 'Hatm-i velâyet' sırrı ve melâmet zuhûru var idi, lâkin bâtın (gizli) idi. Ammâ nübüvvet Hatm olduğunda velâyet zâhir olup, nübüvvet sırrı Hatm ve bâtın (gizlenmiş) oldu. Onun içindir ki varlık iklimlerinin Sultân'ı, melâmîler imamı Hâtem-i evliyâ'nın enfüse (nefislere) ve âfâka (ufuklara) İnsan-ı kâmil ma'nâsında, âdemin meşrebi ve mesleği üzere, sağı ile ettiği fiillere ve 'amellere solu vâkıf olamaz. Zîrâ O;

'Hiçbir göz O'na erişemez, ihâta ve idrâk edemez. Fakat o bütün gözleri ihâta eder.' (En'âm: 103)

Sırrına mazhardır. Hemen sağdan ve soldan 'amellerin kayıtlarını bırakarak:

'Yüzünüzü hangi tarafa çevirirseniz çevirin, vech-i İlâhî oradadır.' (Bakara: 115)

Hükmü ile serbest ve âzâd olup:

'Sâbıklar, ileri geçenler!.. İşte onlar Allah'a en çok yaklaştırılmış olanlardır.' (Vâkı'a: 10-11)

Zümresiyle cennetlere, vicdân cennetine dâhil;

'Kim ki ona dâhil olursa emniyette olur.' (Âl-i İmrân: 97)

Sırrıyla mesrûr;

"Tükenmeyen ve yasaklanmayan…" (Vâkı'a: 33)

Buyruğu ile kubbeler sâhibi;

"Biz onu bambaşka bir yaratılışla yarattık. Böylece onları el uzanmamışlar kıldık." (Vâkı'a: 35-36)

Sırrından, rûhânî kuvvetleri yenilemekle 'Müceddid" olur. Evvelki ve sonraki ilimlere mazhar olanların bu zikredilen makamlar ma'lûmlarıdır ki; onlar onu dâimâ 'Hatm-i velâyet' mişkâtından alırlar ve Ru'yet-i Cemâl ile mesrûr olurlar." ("Vâridât-ı Mensûre", Millet Ktp. Ali Emîrî, Manzum, Mecmû'a, nr.: 737, vr. 158a-158b)

 

Seyyid Hâşim Baba'nın "Hâtemü'l-Evliyâ" ve "Dürr-i Yektâ"yı Bulmak İsteyenlere Öğüdü:

Bandırmalı-zâde Seyyid Hâşim Baba -kuddise sırruh- Hazretleri "Vâridât-ı Mensûre" adlı eserinde, "Hâtemü'l-velâye" mertebesi ve "Hâtemü'l-evliyâ" hakkındaki beyanlarının bir hâtimesi olarak, "Hatemiyyet" meselesine istidâdı olan hakîkat erbâbına varlık iklimlerinin Sultân'ı olan bu Mürşid-i kâmil'i idrâk etmelerini, bu zâtla karşılaştıkları taktirde ona gönülden bağlanıp hizmet etmelerini öğütlemiş; hiçbir gözün görmediği ve hiçbir kulağın işitmediği "Dürr-i yektâ"yı bulmak isteyenlere, Hâtemü'l-enbiyâ'nın sünneti ve Hâtemü'l-evliyâ'nın âdeti üzre yaşamalarını tavsiye etmiştir:

"Varlık iklimlerinin Sultân'ı olan Mürşid-i kâmil'i idrâk edip anla!..

'İnsanlar önderlerinin dini üzerindedir.'

Hükmü gereğince, o melâmîler imamı olan Hazret'in izinde yürü ki, o İlâhî 'ilmin tasarrufuna kâdirdir ve İlâhî haberlerin kabul makâmıdır.

Hemen gönülden bağlanıp zevk ile sohbet ve hizmet eyle ki, meğer Hakk yoluna sülûk edip, 'irfân meclisine vâsıl olup;

'Onlar sıdk makâmında, kudret ve kuvvet sâhibi hükümdârın huzûrundadırlar.' (Kamer: 55)

Fırkasıyla dâimâ Huzûr'da olanlardan olasın.

Sözün özü; Hâtemü'l-enbiyâ'nın Sünnet-i seniyye'si ve Hâtemü'l-evliyâ'nın güzel 'âdeti üzere:

'Asırların en hayırlısı benim asrımdır. Sonra onları tâkip edenler, sonra da onları tâkip edenlerdir.' (Buhârî)

Sâdık hükmünce, nesilden nesile ve sadırdan sadıra nakletmekte olan kimseye 'ahd ve telkîn, yakîn ehli olan ferdlerle sohbet meclisine dâhil, melâmîlerin esrârına vâsıl ve muhabbet zevkine nâ'il ol ki:

'Kim ki ona dâhil olursa emniyette olur.' (Âl-i İmrân: 97)

Zümresine ilhâk etmiş olup, büyük İlâhî emâneti taşımaya ve yüksek İlâhî sırları saklamaya lâyık olasın!..

Arş'ın askerlerinde nihâyet bulan hakîkat denizi cûş-u hurûşa gelip, koyunda olan sayısız-nihâyetsiz, aslâ gözlerin görmediği ve kulakların işitmediği 'Dürr-i yektâ'yı ve "Cevher-i bî-hemtâ'yı (eşsiz Cevher'i) sözün aslı ile bâkî kıla ki, bunu arzulayanlar canlarına kuvvet katalar. Ve 'ilm-ü irfânın burcu ki melâmettir, doğmuş olup, cümle 'âlemleri nurlandırarak cehâlet karanlıklarını giderip, 'ulvî ve süflî cümle evlerin korunaklarından ışığıyla öyle aydınlık vere ki, içlerinde her ne var ise görüne ve biline…

Hemen varlık mülkünde, evin Sâhib'i ve Mâlik'i:

'İçindekini bilir.'

Sırrına mazhar olasın.

İşte bu nasip ehlinin en hakîri, melâmîler zümresinin en fakîri ve cümlenin kemter hâdimi, bî-kes ve bî-çâre Hâşim'in mezheb ve i'tikâdı, meşreb ve istinâdı budur. İmdi seyri tamâm olub ezelî sa'âdetleri öne geçenlere bu 'Vâridât'taki teşbihlerimiz ve temsillerimiz kat'î bir delil ve gâyeye ulaştırıcı bir vâsıta olur. Ve yazıktır ki inkârından bir deccâle tâbi' olur; heyhât, heyhât!..

'Kendilerine vaadedilenler geldiği vakit…'

Sâdık bir haber olduğu içindir ki, fırsat arayanın asılsız sözleri birbirine dolaşmış ve iplerini sağlamlaştırmak isterken kendi tuzağının içinde tuzağa düşmüş olur. Bu ise velîlerin cümlesinin bildiği bir sırdır." ("Vâridât-ı Mensûre", Millet Ktp. Ali Emîrî, Manzum, Mecmû'a, nr.: 737, vr. 160b-161a)

Bandırmalı-zâde Seyyid Mustafa Hâşim el-Üsküdârî -kuddise sırruh- Hazretleri'nin "Vâridâtü'l-Mensûre" adlı eserinde "Hâtemü'l-evliyâ" hakkında ortaya koyduğu güzîde ifşaatları burada sona ermektedir.


  Önceki Sonraki