Ermeniler tarihte Türklere karşı yaptıkları katliamı unutturmak için her türlü iftirayı mübah görmektedirler. Bu iftiraların etkisinde kalan ABD'nin yeni başkanı daha önce sözde "Soykırım"ı tanıyacağını dikte etmişti. NATO toplantıları ardından "Medeniyetler İttifakı" buluşması adıyla tertiplenen gövde gösterisinde önce Ermenistan Dışişleri Bakanı Edvard Nalbantyan ile görüşmeler yapmış; sonra Türk yetkilileri ile görüşmüş; TBMM kürsüsünden konuşmalar yapmış; Ermenilerle olan tarihi yüzleşmenin yapılması gereğini hatırlatmış(!) ve ülkesine dönmüştür.
Ermeni Bakanın "Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesini istediklerini, bunun için Dağlık Karabağ'ın konuşulmamasını, Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını, diplomatik yolların başlatılmasını, Ankara ile Erivan arasında görüşmelerin hızlandırılmasını istediklerini" belirtmesi ve ardından Türkiye'nin suskun kalmasını anlamak mümkün değildir.
Ermenilerin tarihin kaydettiği vahşetlerini başta Doğu Anadolu bölgemiz olmak üzere Anadolu'nun pek çok yöresinde akla hayale gelmez bir şekilde icra ettiklerini Rus, İngiliz, Fransız ve ABD'li dönemin tarihçi ve resmî görevlileri başta olmak üzere olayların görgü tanıklarının şahitlikleri ile kaydettikleri bilinmektedir. Tarihçilerin olayları ortaya çıkarma tezine karşı çıkan Ermeniler, Türkiye'nin "Ortak bir komisyon kurulsun" önerisini bile reddetmektedirler. Türkiye'nin arşiv belgelerini ortaya koymalı teklifini de kabul etmemektedirler. Böylece yaptıkları katliamlar, vahşet ortaya çıkacağından korkmaktadırlar.
Türkiye neden ve niçin olduğu hâlâ anlaşılamayan bir nedenle bir futbol müsabakası bahane edilerek Cumhurbaşkanları düzeyinde girişimde bulunmuştur. Neler konuşulduğu, hangi kararların alındığı bilinmemektedir. Hiç şüphe yok ki Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan bundan son derece memnun ve mutlu olmuştur. Şimdi AB ve ABD'nin dayatmaları neticesinde Türkiye-Ermenistan sınırının açılması ile Türkiye-Azerbaycan ittifakı onarılması imkânsız yaralar alacaktır.
Son gelişmeler üzerine Azerbaycan'da haklı bir isyan ve kızgınlık oluşmuştur. Ermenistan'la siyasi ve diplomatik ilişkilerin kurulması ve bunların hiçbir şarta bağlanmaması elbette ki Azerileri oldukça üzmüştür. Türkiye'nin birilerinin isteği doğrultusunda "tarihi adım" atacağı sözleri Ermeniler tarafından memnunlukla karşılanmaktadır. Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Richard Kirakosyan'ın; "Türkiye-Ermenistan ortak sınırının açılması, iki ülke arasında diplomatik ilişkilerin kurulması, Karabağ sorununun çözümüyle ilgili ortak bir yol haritasının belirlenmesi, tarih başta olmak üzere değişik alanlarda ortak araştırma komisyonlarının kurulması ile ilgili anlaşmalar imzalanmaya hazırlanması ile birlikte 'Tek millet iki devlet' sloganı can çekişmeye başlamış; olaylar nasıl gelişirse gelişsin bundan sonra Azerilerle Türkler arasındaki ilişkilerin hiçbir zaman eskisi gibi olmayacağını ... gizli görüşmelerin artık sonuna gelindi. Bir iki ay içinde Ermenistan-Türkiye sınırı açılacak. Mayıs ile Aralık ayları arasında da diplomatikilişkiler kurulacak"diye söylemesi gelişmelerin seyrini göstermesi bakımından önemlidir.
Azerbaycan'ın Kars Konsolosu Hasan Sultanoğlu; "Türkiye-Ermenistan arasındaki Alican sınır geçişinin onarılmaya başlandığı ve yolların asfaltlandığını, gümrük binalarında onarım yapıldığını," söylemesi Türk basınına yansıyan haberlerin doğruluğunu göstermesi bakımından önemlidir. Karabağ ve etrafındaki topraklar Ermenilerin işgali altında bulunuyor. Binlerce Azeri, Ermeniler tarafından öldürülmüş, yüz binlercesi sürülmüş; evsiz yurtsuz bırakılmışlardır. Azerbaycan'ın kaderine terk edilerek Ermeniler'in işgaline bırakılması Türkiye için de yıkım çalışmalarının başlamasına sebep olacaktır. Çünkü Ermenilerin sadece sınır kapısının açılması ile kalmayacakları, ardından "soykırımın kabul edilmesi, tazminat talebinin yerine getirilmesi ve Doğu Anadolu topraklarından toprak talebi" gibi üç özel istekleri! bulunmaktadır.
Türkiye, 1993 yılında Ermenistan ile olan sınırını kapatmıştı. Kapatma nedeni Ermeniler'in Azerbaycan'ın topraklarının yüzde 20'sini işgal etmesiydi. Ayrıca Azerilere karşı etnik temizlik ve soykırım yapmaları bulunuyordu. Ermenistan o yıldan günümüze kadar Azeri topraklarını işgaline devam etmektedir. Bundan vazgeçmeden yeni taleplerle Türkiye'den taviz koparmaya çalışmaktadır. Ermeniler hiçbir zaman "Soykırım" iddialarından vazgeçmeyeceklerdir. Türkiye ise bunu asla kabul etmeyecektir ki tarihi gerçekler Ermenilerin soykırım yaptığı gerçeğini ortaya koymaktadır.
Ortadoğu'nun yanı sıra Kafkaslar'da büyük devletlerin ve güç odaklarının dikkatlerini çeken ve menfaat kavgalarının yoğunlaştığı bölgelerdir. Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı üç ülke ve petrole bağlı ülkeler için önemli bir projedir.
Rusya, Gürcistan başta olmak üzere Kafkasya üzerinden elini çekmek istememektedir. Ermenistan, Batı'daki Ermeni diasporası vasıtasıyla hem Batı'ya yakın, hem Rusya ile ilişkilerini sürdürmektedir. Aynı rolleri Azerbaycan da kullanmaktadır. Batı'nın Azeri ve Kazak petrollerine ihtiyacı vardır. Aynı zamanda Ermenilere de. Onun için Batı, menfaati gereği ne icap ediyorsa onu yapmaktan asla çekinmemektedir.
Ermenistan yaptığı yanlışlardan bir an önce vazgeçmelidir. Militarist bir düşünce ve Taşnak siyaseti ile artık kalkınamayacağını bilmelidir. Tarihi ters çevirme işini başaramayacağı aşıkardır. Reddetseler bile Ermenilerin Anadolu Türkü'ne yaptığı zulüm ve katliamların canlı tanıkları halen aramızda bulunmaktadır. Ermenistan aç ve sefil bir durumdadır. Bunun müsebbipleri de kendileridir. "Toprak kazanma" iştahları neticesinde Azerbaycan topraklarını işgal etmeleri Türkiye'nin sınırlarını haklı olarak kapatmasına neden olmuştur.
Azerbaycan Türkiye'nin her zaman yardımını beklemektedir. Türkiye birilerinin istekleri doğrultusunda Azerbaycan'ın milli menfaatlerine zarar gelecek kararlardan kaçınmalıdır. Onun için Ermenistan'ın öncelikle işgal ettiği Karabağ'dan çekilmesi şarttır. Soykırım masalını yırtıp çöpe atmak zorundadır.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev İstanbul'da yapılan Medeniyetler İttifakı'na katılmamıştır. Doğru da yapmıştır. Çözüm aramayan, çözüme karşı olan Ermenistan ve yandaşları ile neyi nasıl çözebilirsiniz?
"Bir Millet, iki Devlet" ayaklar altına alınmasın. Tarih küçük hataların nasıl vahim sonuçlar doğurduğunu acılarıyla hatırlatmaktadır. Yanlış adımların büyük yaralar açacağı da şüphesizdir. Azerbaycan, Ermenistan tarafından hançerlenmiştir. Türkiye, Azerbaycan'ın menfaatlerini elbette koruyacak, kollayacaktır. Fakat kapalı kapılar ardında ne tür oyunlar oynanmakta, hangi dolaplar dönmektedir bilinmiyor. İnsan, dünyanın baş döndürücü hızı karşısında düşmanların uykusuz kaldıklarını hatırladıkça içi rahat etmiyor. Ermenistan, Batı, Rusya, terör Türkiye'nin başını daha çok ağrıtacaktır. Anlaşılıyor ki ikili oyunlar sürüp gidiyor.
Unutulmamalıdır ki Türkiye'nin "Doğu kapısı Azerbaycan'dır."