"Fırat nehri altın bir dağ üzerinden suyu çekilip açılmadıkça kıyamet kopmaz. İnsanlar onun için harp edecek ve her yüz kişiden doksan dokuzu öldürülecek. Onlardan her biri 'Belki ben kurtulurum' diyecektir."
Diğer bir rivayet şöyledir:
"Fırat nehrinin altın hazinelerinden bir kısmının alana çıkması yakındır. Her kim o zaman orada bulunursa, ondan bir şey almasın." (Buhârî)
"Nefsim kudret elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, insanlara öyle bir zaman gelecek, katil niçin öldürdüğünü, maktül de niçin öldürüldüğünü bilmeyecektir." (Müslim)
"Dâvâları bir olan iki büyük fırka çarpışarak aralarında büyük bir harp olmadıkça kıyamet kopmaz." (Müslim)
"Müslüman Türklerle, yüzleri kılıflı kalkanlar gibi olup, kıl elbise giyen ve kıl içinde yürüyen bir kavim harbetmedikçe kıyamet kopmaz." (Müslim)
"Taylesan elbiseleri giyinmiş yetmiş bin İsfahan yahudisi Deccal'in emrine girecektir." (Müslim)
"Müslümanlarla yahudiler harbetmedikçe kıyamet kopmaz. Müslümanlar onları öyle bir öldürecekler ki, hatta yahudi taşın ve ağacın arkasına saklanacak, taş veya ağaç da 'Ey müslüman, ey Allah'ın kulu! Şu arkamdaki yahudidir, hemen gel de onu öldür!' diyecektir. Yalnız Ğargad ağacı bunu demeyecek, çünkü o yahudilerin ağacıdır." (Müslim)
"Kahtan kabilesinden bütün insanları sopası ile sürüp sevkedecek biri çıkmadıkça kıyamet kopmaz." (Buhârî)
"Zamanın bereketi azalıp sene ay kadar, ay hafta kadar, hafta gün kadar, gün saat kadar, saat da ateşte kuru otun yanması kadar kısalmadan kıyamet kopmaz." (Buhârî)
"Bir kimse bir adamın kabrinin yanından geçerken 'Keşke onun yerinde yatan ben olsaydım' deyinceye kadar kıyamet kopmaz." (Buhârî)
"Bir iş ehli olmayana verildiği zaman kıyameti bekle." (Buhârî)
"Hicaz toprağından, Busra'daki develerin boyunlarını aydınlatacak bir ateş çıkmadıkça kıyamet kopmaz." (Buhârî)
"Şu beş şey sizin aranızda vuku bulsa nasıl olursunuz? Onların aranızda vuku bulmasından veya onlara ulaşmanızdan Allah'a sığınırım.
Bir toplulukta kötülükler ortaya çıktığı, fuhuş açıktan yapıldığı zaman, orada tâun ve geçmiş nesillerde görülmeyen hastalıklar ortaya çıkar.
Bir topluluk zekât vermeye mâni olduğunda, gökyüzünden gelen yağmur onlardan kesilir. Hayvanlar olmasaydı hiç yağmur yüzü görmezlerdi.
Bir topluluk ölçü ve tartıyı eksik tuttuklarında, kıtlık, geçim sıkıntısı ve zâlim idareci ile cezalandırılırlar.
Âmirleri Allah'ın indirdiğinden başka şeylerle hükmettiklerinde Allah, onların üzerlerine düşmanları musallat kılar ve ellerinde bulunan şeylerin bir kısmını tüketir.
Allah'ın kitabını ve Resulullah'ın sünnetlerini bir kenara bıraktıklarında, Allah onları birbirine düşürür." (İbn-i Mâce)
"Kıyamet kopmazdan önce karanlık gece kıtaları gibi fitneler olacak. Bu karışıklıklar içinde kişi mümin olarak sabahlayıp kâfir olarak akşamlar, mümin olarak akşamlayıp kâfir olarak sabaha çıkar. Bir çok kimseler azıcık bir dünyalık karşılığında dinlerini satarlar." (Tirmizî: 2196)
"Bir takım fitneler olacaktır. O fitnelerde oturan ayakta durandan, ayakta duran yürüyenden, yürüyen koşandan daha hayırlıdır. Kim o fitnelerin başında dikilirse, fitneler onu yıkar. Her kim o fitneler zamanında sığınacak bir yer bulursa, hemen oraya sığınsın." (Müslim)