Siyahilerin ülkesi Koca Afrika kıtasının, "Yamyam" diye yaftalanan insanların ellerindeki son zenginlikleri de tamamen koparıp alınmaya çalışılıyor. İngilizler başta olmak üzere İspanyollar, İtalyanlar, Portekizliler ve diğer Avrupa ülkeleri Ümit Burnu'ndan Hint Okyanusu'na açılmalarıyla sömürge alanlarını mazlum milletlerin vatan toprakları üzerine genişletmişlerdir. Şu veya bu şekilde devletleri, kabileleri, militarize ettikleri grupları, kişi ve yönetimleri istekleri ve emirleri doğrultusunda kullanmışlar, günü geldiğinde de ortadan kaldırarak yeni işgallerini sahneye koymuşlardır.
Batı durmadan sömürdüğü Afrika kıtasının feryatlarını bir türlü duymamaktadır. Cetvelle masa başında çizilen sun'i sınırlar Afrikalıların hiçbir zaman aradığı rahatı vermemiştir. Kabileler arasına sokulan intikam tohumları milyonlarca Afrikalının birbirlerini kesmelerine, ülkelerinin yağmalanmasına sebep olmuştur.
Artık tarihe karıştığını zannettiğimiz 'Korsanlar' günümüzde Aden Körfezi'nde, Kızıl Deniz girişinde, Hint Denizi'nde, Endonezya ve Malezya denizlerinde boy göstermeye başlamıştır. Görünüşe göre ABD'ni bile bezdirmiş olan korsanlar ellerini kollarını sallayarak, NATO gemilerinin seyr-ü sefer ettikleri sularda rahatça hareket ederek gemilere el koymakta, milyonlarca dolar fidye karşılığında ele geçirdikleri gemi ve mürettebatını serbest bırakmaktadırlar.
Basına yansıyan ve haber ajansları kanalıyla dünyanın duyduğu haberlere göre; büyük küçük, petrol taşımacılığından tutun da, kuru yük taşıyan gemilere kadar değişik ülkelere ait gemiler kaçırılmaktadır. "Somalili korsanlar" tarafından Kenya açıklarında dünyanın en büyük gemilerinden birisi olan Suudi Arabistan petrol tankeri MV Sirius Star kaçırılmış. Geminin taşıdığı yükle birlikte değeri 250 milyon dolar civarında. Mart ayında denize indirilen 330 metre uzunluğundaki süper tanker, 3 uçak gemisi uzunluğunda. 150 milyon dolar değerindeki tanker 100 milyon dolarlık petrol taşıyor. Süper tankerin, dünyada deniz trafiğinin en yoğun olduğu bölgede ABD, NATO ve AB'nin savaş gemilerinin devriye gezdiği bir zamanda kaçırılması önem arz ediyor. Doğu Afrika Gemiciler Birliğiyetkilisinin "Dünya daha önce böyle bir şey görmedi." demesi boşuna değil. NATO'nun 7 gemisi ile birlikte bölgede 10 gemi bulunuyor. Hatta Türk Deniz Kuvvetleri'ne ait Gökova da bölgede bulunuyor.
Çok önemli ipuçları yakalamamız mümkün olan açıklamalar ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü Geolff Morrell'den gelmiştir: "Dünyanın bütün donanmalarını, sahip oldukları bütün savaş gemileriyle Somali kıyılarına getirseniz dahi bu, sorunu tek başına çözemez. Bu sorun bütünsel bir yaklaşım gerektiriyor. Alınacak önlemler Somali'ye siyasi istikrar getirmeli ve ekonomik yardımda bulunarak birlikte yürütülerek uluslararası işbirliği ile çözümlenmesi gerekir. Ticari gemilerin güvertelerinde daha fazla silahlı korumaların bulunması gerekir."
Bu bağlamda Rusya, İngiltere, Almanya Aden Körfezi'ne takviye gemiler göndereceğini açıklamışlardır. NATO gücüne destek için İngiltere'nin önerisiyle Avrupa Birliği gücü körfezde konuşlandırılmak istenmektedir. Rusya kara harekatı da dahil olmak üzere kuvvet kullanılmasını istemektedir. Hindistan Donanması'na ait bir fırkateyn korsanların ana gemilerinden birisini imha etmiştir. Yunan, Rus, Alman, Hindistan gemileri korsanlar tarafından kaçırılmaktadır.
Somali, aç, perişan, susuz, gece-gündüz baskınlarla, savaşlarla kırılmaktadır. Afrika'nın en yoksul ülkelerinden birisidir. Yirmi yıldır ülkede devlet otoritesi yoktur. Şiddet olayları, baskınlar, yağmalamalar, açlık bitmek-tükenmek bilmemektedir. Ülke Habeşistan'ın (Etiyopya) işgali altındadır. Etiyopya işgal ettiği Somali topraklarından geri çekilme kararı almıştır. 2006 yılında Somali'ye giren birlikler yaklaşık üç bin askerle geçici hükümeti desteklemişler ve şimdi çekilme kararı almışlar. Afrika Birliği de aynı ülkeye 2007 yılında barış gücü askerlerini göndermişti. Ama saldırılar, öldürmeler, baskınlar bitmemiş bir yıl içinde on binlerce sivil masum insan hayatını kaybetmiştir. Çatışmalar sona ermedi.
Afrika Birliği Komisyon başkanı Jean Ping: "Etiyopya askerlerinin hızlı bir biçimde çekilmesi korkunç sonuçlara yol açacak ve bu bir felaket olacaktır. Eğer geçici hükümet içindeki çekişmeler sürer, yardım etmeye çalıştığımız insanlar arasında anlaşmazlık devam eder, Etiyopyalılar büsbütün çekilir ve Afrikalı birlikler de ayrılma kararı verirse o zaman mümkün olan en kötü senaryoyla karşı karşıya kalırız." diye konuşmaktadır.
Somalili Korsanlar mı?
"- Uluslararası Denizcilik Bürosu, somut olarak kimi yardıma çağırıyor? ABD'yi. Somalili korsanlar kavramını, konu ile ilgili haber veren Amerikan-İngiliz haber ajansları bütün dünyaya kabul ettirdi. Şimdi bütün dünya basınında 'Somalili Korsanlar' ifadesi kullanılıyor. Oysa, korsanlar Somalili olsa bile iki büyük gemide üstlenmiş durumda. Bu gemilerin etrafında da NATO gemileri dolaşıyor. Korsan denilen grupların elinde en fazla roketatar var. Yani korsanlığı Amerikan savaş gemileri himaye ediyor. …Şimdi de 'Somalili Korsanlar' kavramını bütün dünyaya kabul ettiren haber ajanslarının ABD ve İngiltere adına bir siyasi sonuca ulaşmaya çalıştığını görmeliyiz." (Arslan Bulut. Yeniçağ. 20. 11. 2008)
Ocak ayından beri Somali açıklarında, Aden Körfezi'nde 94 gemiye saldırmışlar. Halen ellerinde 17 gemi, 250 mürettebat bulunmaktadır. Amerika'nın önderliğinde Büyük Ortadoğu Projesi'nin uygulama alanında Somali, Sudan, Etiyopya, Mısır'ın da bulunduğunu hatırlatmakta yarar var. Sudan'a Çin'in önemli yatırımlar yapması, Hindistan'ın bölgeye ilgi duyması, Rusya'nın toparlanarak dünya gücü haline gelmeye çalışması Somali'yi daha aç, perişan bırakacaktır. Doğal zenginlikleriyle Afrika, Batı Emperyalizminin iştahını kabartmaktadır.
Somali'de huzuru sağlamak çok zor. Çünkü Somali'ye sınır olan Kenya, Cibuti, Etiyopya gibi ülkelerde Mossad ve CIA çok güçlü. Her an her şeyin olması pekâla mümkündür. ABD ve İsrail, bölgedeki bütün provokasyonlarını Kenya ve Etiyopya üzerinden yürütmektedir.
Çin bölgeye yayıldıkça ABD ve İsrail'in uykuları kaçıyor. Çin'in etkili olduğu Sudan kimler tarafından ve niçin karıştırılıyor?
Ortadoğu petrolleri üzerindeki egemenliğini kaybedeceğini düşünen ABD, Afrika petrollerini kaptırmak istememektedir. Afrikalı siyah başkanın seçilmesi Afrikalılara rahat bir nefes aldırmayacaktır.
Etiyopya ve Cibuti İsrail ile çok iyi ve önemli ilişkiler geliştirmiş bulunuyor. Dünya petrollerinin % 50'si buradan geçiyor. Suyun kaynağı Kenya. Nil Nehri Bölgenin hayat kaynağı.
Deniz trafiği yoğun ve Somali bunda kilit rol oynuyor. Yemen'le birlikte kontrol edilen Aden Körfezi'nden yılda 16 bin gemi geçiyor. Bu geçişlerin Mısır ekonomisine katkısı da önemsenemeyecek kadar büyük.
NATO Başkomutanı John Craddock'un "Korsanların denizde değil karada durdurulabileceğini" söylemesi işgallerin geleceğinin işaretidir.
"-Kızıldeniz'den geçen koca gemilerin taşıdığı servet Afrika'nın yeni savaş beylerini, haydutlarını ve hayatta ekmek peşinde koşan, maceradan hiç çekinmeyen aç gençlik kitlelerini denize çekecek. Hatta karadaki haydutlar denizci haydut olmaya başlayacak… Geçen asırda Basra Körfezi ile Hint Okyanusu'nun Umman-Muskat dönemecine Britanya bahriyesi 'korsan sahili' diye isim vermişti, bu pek utanmaz bir yalandı. Bilinen o ki bir-iki korsanlık teşebbüsü hemen şiddetle bastırılmış, İngiltere bölgenin korsanlar ve vahşi soyguncularla kaynayan bir yer olduğunu ileri sürerek, bu kıyılarda hakimiyet kurmuş ve meşrulaştırmıştı. Şimdi de buna yakın şeyler olabilir…" (Prof. Dr. İlber Ortaylı, Milliyet. 23. 11. 2008)
Türkiye bölgeye tarihinden gelen alakası ve Afrika ülkeleri ile geliştirdiği iyi ilişkiler ile buralarda varlığını hissettirebilir ve bu ülkelere yardım edebilir. Ancak Amerika buraya göz dikmişken işimiz gerçekten zordur.
"-Sorunun köklerine inmeden, Somali'de barış sağlanamaz. Bunun için de aşiretlerin bir araya gelip ülkenin geleceği için birlikte hareket etmesi gerekir. Halkın Somali için konuşma hakkı yok. Halkımız düşünceden yoksun. Somali'yi yönetenler halkı temsil etmiyorlar. Herkes aşiret sistemi içerisinde. Çok karışık bir sorun. Bu aşiretleri hükümet bir araya getiremiyor. Bunu Türkiye yapabilir. Büyük bir ülke olan Türkiye bize yardım gönderebilir. Size çok pahalıya mal olmayız. Tüm yapacağınız aşiretleri bir araya getirmek. Her aşiret kendi meclisini kurmalı ve temsilcilerini göndermeli. Böylece istikrarlı bir hükümet sağlanır. Bunu sağlamak için büyük paralara ihtiyaç yok. Demokrasi böyle olur. Bugün hükümetin dünyadan haberi yok…" (Otonom Galmuid Federe Devleti Başkanı Dr. Muhammed Kimiko)