Hazret-i Ömer -radiyallahu anh- Efendimiz'den rivayet edildiğine göre Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
"Allah'ın kulları arasında bir grup var ki, onlar ne peygamberlerdir ne şehidlerdir. Üstelik kıyamet günü Allah indindeki makamlarının yüceliği sebebiyle peygamberler de, şehidler de onlara gıbta ederler."
Ey Allah'ın Resul'ü! Onlar kimlerdir, bize haber verirmisin?
"Onlar aralarında ne kan bağı ne de birbirlerine bağışladıkları bir mal olmadığı halde, Allah'ın ruhu (Kur'an) adına birbirlerini sevenlerdir. Allah'a yemin ederim, onların yüzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur üzeredirler. Halk korkarken, onlar korkmazlar. İnsanlar üzülürken, onlar üzülmezler."
Ve şu Âyet-i kerime'yi okudu:
"İyi bilin ki, Allah'ın veli kulları için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklar." (Yunus: 62)" (Ebu Davud)
•
Bir diğer Hadis-i şerif'i Ebu Hureyre -radiyallahu anh- Efendimiz şöyle anlatıyorlar:
"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurdular ki:
"Bir çoban sürüsünü otlatırken, bir kurt koşarak gelip, sürüden bir koyun kapar. Çoban kurdun peşine düşer ve koyunu ondan kurtarır. Ancak kurt, çobana dönüp bakar ve: "Bu koyunlara yırtıcı gününde, onlara benden başka çobanın olmadığı günde kim bakacak?" der.
Halk bunun üzerine: "Sübhanallah! Kurt konuşur mu?" diye hayrete düşerler.
Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz, onların bu tereddütleri üzerine:
"Buna ben inanıyorum, Ebu Bekir ve Ömer de inanıyor" der.
Halbuki o sırada Ebu Bekir ve Ömer orada değillerdi." (Buhârî, Müslim, Tirmizî)
•
Huzeyfe -radiyallahu anh- Efendimiz anlatıyorlar:
"Hazret-i Ömer -radiyallahu anh-ın yanında idik, bize:
"Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-in fitne hakkındaki hadisini kim hafızasında tutuyor?" dedi.
Ben atılıp: "Ben biliyorum!" dedim.
"Nasılmış söyle bakalım!" dedi.
"Resulullah aleyhissalâtu vesselâm Efendimiz şöyle buyurmuşlardı:
"Kişinin fitnesi ehlinde, malında, çocuğunda, nefsinde ve komşusundadır. Oruç, namaz, sadaka, emr-i bi'l-maruf ve nehy-i ani'l-münker bu fitneye kefaret olur!"
Ömer -radiyallahu anh- Efendimiz:
"Ben bu fitneyi kastetmemiştim. Ben öncelikle denizin dalgaları gibi dalgalanacak (bütün cemiyeti sarsacak) fitneyi kastetmiştim!" dedi. Bunun üzerine:
"Ey müminlerin emiri! O fitne ile sizin ne alâkanız var! Sizinle onun arasında kapalı bir kapı mevcut!" dedim.
"Bu kapı kırılacak mı, açılacak mı?" dedi.
"Hayır açılmayacak, bilâkis kırılacak!" dedim. Hazret-i Ömer:
"Öyleyse ebediyen kapanmayacak!" buyurdu."
Ravi der ki: "Biz Huzeyfe -radiyallahu anh-a sorduk:
"Ömer bu kapının kim olduğunu biliyor muydu?"
"Evet dedi. Yarından önce bu gecenin olacağını bildiği katiyette onu biliyordu. Ben size hadis rivayet ettim; boş söz anlatmadım."
"O kapı kimdir?" diyerek, Huzeyfe -radiyallahu anh-a sorulduğunda;
"Ömer'dir!" buyurdu." (Buhârî, Müslim, Tirmizî)
•
Resulullah Aleyhisselâm'ın azadlısı Sevban -radiyallahu anh- anlatıyor:
"Gümüş ve altın (biriktirme) ile ilgili Âyet-i kerime;
"Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda sarfedip harcamayanlara acıklı bir azabı müjdele!" (Tevbe: 34)
Nazil olduğu zaman halk:
"Öyleyse hangi malı biriktirmeliyiz?" diye birbirlerine sordular.
Hazret-i Ömer:
"Bunu, ben sorup size haber vereyim!" dedi ve hemen devesine atlayıp gitti. Ben de peşinden gittim. Hazret-i Ömer: "Ey Allah'ın Resul'ü hangi maldan edinelim?" diye sordu.
Aleyhissalâtu vesselâm da:
"Her biriniz, şükreden bir kalp, zikreden bir dil, ahiret işinize yardımcı olacak mümine bir kadın edinsin" buyurdular." (Ahmed bin Hanbel, Tirmizî)
•
Ebu Musa -radiyallahu anh-den rivâyet edildiğine göre Rasulullah Efendimiz; fitne hakkında şöyle buyurdu:
"Müslümanlar arasında karışıklık çıktığı zamanlarda; yaylarınızı kırın kirişlerinizi kesip koparın. Evlerinizin içerisine kapanın ve Adem'in oğlu Habil gibi olun." (Ebû Dâvûd, Müslim)