Dergimizin geçen ayki sayısında ifâde ettiğimiz üzre; şimdiye kadar Macar kralı Ladislas'ın "Edirne-Segedin Atlaşması"nı onayladığını ispatlayan en büyük deliller, resmî birer vesîka olan ve o devirde Cyriacus'un nezdinde bulunan mektup sûretleriyle, Prof. Dr. Halil İnalcık tarafından ortaya çıkarılan "Gazavât-ı Sultân Murâd bin Muhammed Hân" adlı anonim gazavât-nâmeden ibâretti. Özellikle Criacus'un mektupları, batı vesîkaları arasında her şeyden önce resmî bir hüviyet taşıdığı için, konu ile ilgili en önemli belge niteliğindeydi.
Fakat bugün ortaya çıkmıştır ki, -Ahmedî'nin "İskender-nâme"sindeki "Osmanlı Târihi" kısmı bir yana bırakılırsa-, günümüze intikâl etmiş en eski Osmanlı vekâyî-nâmesi olan Za'îfî'nin manzum "Gazavât-nâme"si de(1) en az Cyriacus'un mektupları kadar mühimdir. Çünkü bugüne kadar "kayıp" zannedilen bu gazavât-nâme de kralın "sulh"ü onayladığını muâsır bir görgü şâhidinin diliyle tasdik eden, o dönemden kalma kesin bir vesîka değerindedir.
Sultan İkinci Murâd döneminin önde gelen şâirlerinden ve pâdişâhın yakın muasâhiblerinden olan Gelibolu'lu Za'îfî Mehmed'in "Gazavât-ı Sultân Murâd İbn-i Muhammed Hân" adlı manzum gazavât-nâmesinde belirttiğine göre; Halil Paşa bir gün devlet erkânına sulhün fazîletinden sözederken, ansızın huzûruna Despot'un ülkesinden bir elçi gelmiş ve berâberinde "kralın da sulh taraftarı olduğunu" ileten bir mektup getirmişti.
O, eserinin elimizdeki mevcut yegâne nüshasında(2) bunu şöyle ifâde eder:
"Bular bu sözlere dutmışıken gûş
İçarü girdi ol-dem bir-iki çâvuş
Didiler: Vılk-ili'nden geldi ilçi
Gicâ gündüz urıb atına kamçı
Didi Paşa ki: Tîz içarü girsün
Varısa bitisin tîz bize virsün
Çû destûr oldı ol-dem girdi ilçi
Getürdügi bitiyi virdi ilçi
Alıb Paşa dahî okudı der-hâl
Hiç eglenmayiben kılmayıb ihmâl
Bunı yazmış kim: İy Paşa-yı kâmil!
Oñar katuñda her murâd hâsıl
İşitdüm kim çerî dirmiş Murâd Hân
Kim ide Üngürüz ilini vîrân
Ve-lî bunlar dahî dizdi yarâğın
Hem itdi iline şöyle yasâğın
Kim evden-eve irkâgin süraler
Geçen yılca iki er divşüraler
Şu resme ideler Türk-ile cengi
Ki yâkût ola yirüñ yüzi rengi
Ve-lîkin hâsılı yokdur savâşuñ
Dahî yavuz olur cengi yavâşuñ
Ne yirde ceng olursa az eger çok
Olur ol-demde nica kişiler yok
Çû hâsıl yokdurur ceng-i cedelden
Kişi vâz gelse yegdür bu 'amelden
Bes eyle olsa murâdum budur iy cân!
Ki barışa bizüm-ile Murâd Hân
Harâcumızı nayise viravüz
Kalan 'ömri bu vech-ile süravüz
Keremden bu işe ikdâm eyleñ
Dahî hâlüm Şeh'a i'lâm eyleñ
Ki niçe bî-günâh sürdi ilümden
İşidürken eyü sözler dilümden
Olan oldı, hele n'itmek gerekdür?
Bu demden barışık itmek gerekdür
Kırâl dâhî bu söze uyısardur
Çerînüñ tedbîrini yuyısardur."(3)
Za'îfî'nin manzum olarak naklettiği bu mektup sûreti, kralın da "sulh" taraftârı olduğunu ve Osmanlı tarafına kendisini savaştan vazgeçmiş gibi göstermeye çalıştığını şüpheye imkân bırakmayacak bir biçimde tasdik etmektedir.
Gelibolulu Za'îfî Mehmed'in Despot tarafından gönderildiğini haber verdiği bu mektup, anonim "Gazavât-nâme"de bizzat kral tarafından gönderilmiş gösterilir ki,(4) bu, Cyriacus'taki mektuplardan birine mutâbık düşmektedir.(5) Diğer Osmanlı kaynaklarında "sulh"ten sözedilirken "kral"dan çok "Despot"un zikredilmesi, antlaşmaya onun öncülük yapmasından ve müzâkereler boyunca onun diğerlerinden daha ön plâna çıkmasından kaynaklanmış olmalıdır. Çünkü Despot, esir oğullarını kurtarmak ve kaybettiği topraklara yeniden kavuşmak gâyesiyle, kral Lâdislas'ı ve müşâviri Yanoş'u, Osmanlılar'la sulh yapmaları için -rüşvet dâhil- her türlü yöntemle iknâ etmeye çalışmıştı.(6) Dolayısıyla Osmanlı kaynaklarının sırf bu nedenle bile olsa, onu ön plâna çıkartmalarından daha tabii bir şey olamazdı. Bâzı batı kaynakları, "Hıristiyanlığın kahramânı" saydıkları için Despot'un Yanoş'a verdiği bu büyük rüşveti bile "savaş masraflarının ödenmesi" (!) ya da "ileride yapılacak olan haçlı seferine teşvik" (!) diye göstermekten çekinmemişlerdir.(7)
Za'îfî, Balta-oğlu Süleyman Bey'in Despot'a ve "kral"a giderek sulhü onaylatmasını ise "Gazavât-nâme"sinde şöyle özetliyor:
"Meger kim bir kulı vârıdı Şâh'uñ
Adı 'Balta-oğlı'yıdı ol sipâhuñ
Didi Paşa âña kim: İy kişi sen
Meger kim bitürasin bu işi sen!
Hem ol begler bu fikri hôş görirler
Be-cidd Balta-oğlı'n âña göndürirler
Varur ol-dâhî Yorgi'ye, kırâla
Barışub and virür ol bed-fi'âle."(8)
Burada Balta-oğlu Süleymân Bey'in "Yorgi"den, yâni Despot George'dan sonra, and metnini "kral"a da imzalattırdığı açık ve kesin bir ifâde ile tasdik görmekte; o dönemde yaşamış bir görgü şâhidinin diliyle Prochaska'nın "sulhün kraldan habersiz imzâlandığı" iddiâsını kökünden çürütmektedir.
Za'îfî'nin başka bir kaydına göre, antlaşmanın üzerinden henüz bir-iki ay bile geçmeden, Macar kralı antlaşmayı bozmak ve Türkler'le yeniden savaşmak için bahâne aramaya başlamış; müşâviri Yanoş'a (Yanko) antlaşmayı imzâlamış olmasından duyduğu pişmanlığı dile getirerek dert yanmıştı:
"Didi kırâl âña kim: İy vefâ-dâr!
Ki sensin kamû işlerden haberdâr
Nedür çâre bu işüñ bitmesine
Çeriyile Türk iline gitmesine?
Ki bu fursatda bir iş bitüravüz
Alıb Rûm-ili'ni hôş oturavuz
Didi Yankô: Bu kayduñ olmasaydı
Ki yokdur göre diyû kimse kaydı
Ger olursa baña sinden icâzet
İdem bir iş ki añıla tâ kıyâmet
Tapuñ and içdise ben kul varayım
Tamâmet leşkerüñ kaydın görayim."(9)
Görüldüğü gibi, burada da Yanko'nun ağzından kralın "and içtiği" ve bu andı bozmanın çârelerini aradığı açıkça zikredilmiştir. Za'îfî'nin II. Murad henüz hayattayken kayda geçirdiği bu mısralar, elli dokuz yıl önce ortaya çıkan anonim "Gazavât-nâme"den sonra, ondan daha kuvvetli bir tasdikle kralın antlaşmayı onayladığını ispat etmektedir.
Osmanlı Devleti zamânında her yıl düzenli olarak pâdişâhlara sunulan "Târihî Takvîm"lerden birindeki muâsır bir kayıtta da, kralın temsil ettiği Üngürüs (Macaristan)'ı taraflar arasında gösteren oldukça mühim satırlara rastlıyoruz. Sulhün imzalandığı târihten bir yıl sonra, 849 (m. 1445) yılında Sultan İkinci Murâd'a takdim edilen bu "Târihî Takvîm"de,(10) antlaşmanın kralın ülkesi olan Macaristan (Üngürüs), Sırp despotu George Brankoviç (Vılk-oğlu) ve Hunyadi Yanoş (Yanko) arasında imzâlandığı açıkça zikredilmiş ve şöyle denilmiştir:
"...Murâd Hân kâfir melikleriyle ve Üngürüs ve Vılk-oğlı ve Yanko'yla musâlahat idüb Rûm ilinden ba'zı hisârlar ve yirler virdi ve oğlın Murâd Hân kendü yirine diküb, kendü Karamân-oğlı İbrâhîm Beg üzerine varub, Yiñi-şehr'de oturub, Karamân'dan ilçi gelüb, musâlahat idüb, Murâd Hân Beg-şehri ve Seydi-şehrin ve Okluk-hisârın ve Ak-şehr'i ve Karamân'ın cemî'-i hisârların virüb, sadaka ve ihsân idüb ve Karamân-oğlı'n ve çerîsin alub gideliden berû bir yıldur."(11)
Prof. Dr. Halil İnalcık kralın sulhü onayladığını ispâta çalışırken, daha önce bu takvimdeki kayıtlara dikkati çekmiş; ancak kendisinin "Pâris'te kopye ettiğini" belirttiği bu takvimdeki konumuzla alâkalı en mühim ibâre olan "Üngürüs" kelimesini atladığı için, takvimdeki kaydın "kısa ve noksan" olduğunu söylemiştir.(12) Halbuki takvimin Pâris'teki aslında "Üngürüs" açıkça zikredilmiştir. Dolayısıyla resmî bir vesîka niteliğindeki bu "Târihî Takvîm" de, kralın "sulh"ü onayladığını gösteren en önemli delillerden birisidir.
Macar kralının antlaşmayı onayladığını ispatlayan muâsır kaynaklardan birisi de, Varna Savaşı sırasında İstanbul Boğazı, Karadeniz ve Tuna'daki Burgonya gemilerinin kaptanı olan Waleran'ın anlattığı olayların, amcası Jehan de Wavrin tarafından kaydedildiği "Anciennes Chroniques d'Angleterre" adlı kroniktir. Bu eserde Wavrin, yeğeninden nakille kralın "sulh"ü onayladığını açıkça belirterek: "Macaristan kralı denizaşırı hıristiyanlardan yardım alamayacağı söylentileri yaygınlaşınca danışma kurulunu topladı. Burada Tuna nehri üzerindeki birçok geçit ile kaleyi devretmesi kaydıyla, Yüce Türk (II. Murad) ile barış yapılmasına karar verildi. Bunu yaptı ve barış akdedilerek yeminle imzalandı." demiştir.(13)
Wavrin'in yeğeninden aktardığı diğer bir bilgiye göre; antlaşmadan bir süre sonra Papa'nın kardinali Macaristan topraklarına gelmiş ve Türkler'le yeniden savaşması yönünde kralı o kadar tahrik etmişti ki, nihâyetinde "Kral ve senyörleri Türkler'le akdettikleri barış muâhedesini bozmaya" karar vermişti.(14) Dolayısıyla "Wavrin'in bu kayıtları da açıkça göstermektedir ki, Macar kralı "sulh"ü kesin olarak onaylamış ve sonra da büyük bir "ikiyüzlülük" örneği göstererek onu bozmaya kalkışmıştır!..
Macar kralı Ladislas'ın "sulh"ü imzâladığını kanıtlayan elli yıl önceki delillerden sonra, o devirde yazılmış yegâne kaynak olan, ancak bugün ortaya çıkan Za'îfî'nin "Gazavât-nâme"sindeki önemli kayıtlar, 849 târihli "Târihî Takvim"de "Üngürüs"ün de taraflar arasında zikredilmesi ve J. Wavrin'in, yeğeni Waleran'ın ağzından kralın ahidnâmeyi imzâladığını açıkça belirtmesi, Ladislas'ın anlaşmayı gerçekten onayladığını ve 1444'te Tuna sınırını geçmekle de onu açıktan açığa ihlâle kalkıştığını bir kez daha ispatlamış olmaktadır.
İkiyüzlü ve dönek haçlı zihniyetinin açık bir numûnesini sergileyen Ladislas, çok geçmeden bu kalleşliğinin cezâsını canıyla ödemiş; Varna Savaşı'nda "Koca Hızır" adlı bir yeniçeri tarafından başı kesilerek mızrağın ucuna dikilmiş ve bozduğu antlaşma metniyle birlikte savaş meydanında teşhir edilmiştir!..(15)
(1) Sultan II. Murâd'ın 1444 Karaman Seferi, Varna Savaşı ve Mora Seferi'yle ilgili bilinmeyen pek çok bilgiyi ayrıntılarıyla ortaya koyan ve o dönemde yazılmış en eski Osmanlı târih kaynağı olması nedeniyle Türk târihi açısından büyük bir öneme sâhiptir.
(2) Afyon Gedik Ahmed Paşa İl Halk Ktp., nr.: 18749/1, vr. 1b-100b.
(3) Gelibolu'lu Za'îfî Mehmed, "Gazavât-ı Sultân Murâd İbn-i Muhammed Hân", Afyon Gedik Ahmed Paşa İl Halk Ktp., nr.: 18749/1, vr. 32b-33b.
(4) Krş. H. İnalcık - M. Oğuz, "Gazavât-ı Sultân Murâd bin Muhammed Hân", s. 32 / vr. 29b.
(5) Krş. O. Halecki, "The Crusade of Varna", s. 79.
(6) J. W. Zinkesien, "Geschichte des Osmanischen Reiches", c. I, s. 623-624.
(7) Krş. J. Dabrowski, "L'année 1444", s. 22-27.
(8) Gelibolu'lu Za'îfî, a.g.e., vr. 33b.
(9) Gelibolu'lu Za'îfî, a.g.e., vr. 34a-34b.
(10) Bibliotheque Nationale, Ancien Fonds Turc, nr.: 180; Prof. Dr. Osman Turan, "İstanbul'un Fethinden Önce Yazılmış Tarihî Takvimler", s. 10-31, TTK neşri, 1954.
(11) Bk. Bibliotheque Nationale, Ancien Fonds Turc, nr.: 180, vr. 4b.
(12) H. İnalcık, "Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesîkalar", s. 23-24. TTK yayını, Ankara, 1954.
(13-14) Jehan de Wavrin, "Anciennes Chroniques d'Angleterre", C. İmber'in "The Crusade of Varna"sına ek, s. 171-172. trc.: Ayda Arel, İstanbul, 2007.
(15) Krş. "Mufassal Osmanlı Târihi", c. 1, s. 331. bas.: İskit Yayınevi, İstanbul, 1957.