Öyle bir çağda yaşıyoruz ki zaman hızlı akıyor, bir koşuşturma bir keşmekeş her tarafımızı kuşatmış durumda.
Bu koşuşturma eğitim sistemimizi de esir almış durumda. Eğitim sistemi, yarış sistemine dönüştü. Çocuklar küçük yaşlardan itibaren birer "yarış atı" gibi en iyisi olma yolunda yarıştırılmaktadırlar. Aileler de bu yarış sisteminin âdeta esiri olmuş durumdalar.
Bulunduğumuz ortam sadece çocuklarımızın değil bizim de "hayatta varoluş sebebimiz"i unutturmaya müsaittir.
Her sınavın bir hazırlık süresi ve bir amacı ve en sonunda da bir finali vardır. Bu nedenle bir gün "gerçek final"e ulaştığımızda pişman olmamak için ilk önce bizler hayata geliş gayemizi hiçbir zaman unutmamalıyız ve daha sonra çocuklarımızın bu konudaki eğitimine dikkat etmeliyiz. Çocuklarımız kendilerine yanlış amaç, gaye ve hedefler koymadan, ebeveynler olarak küçük yaşlarda vicdanları doğru yetiştirmeye çalışmalıyız.
Hazret-i Allah: "Andolsun Allah yolunda koştukça koşanlara" buyurmakta, dolayısı ile bizler de "atları doğru yöne koşmalıyız".
Bu konuda yapılabilecekleri şöyle sıralayabiliriz:
- Daha okula gitmeyen çocuklarımıza "Büyüyünce ne olacaksın?" diye sorarız. Ebeveynler olarak çocuklarımızın doktor, mühendis, öğretmen vs. değil "Allah ve Resul'ünü seven" çocuklar olmalarını istemeliyiz. Onları Peygamberimizi seven ve ona tâbi olan evlatlar olarak yetiştirmeye çalışmalıyız. Bunun için Peygamberimizi ve ehl-i beytini anlatmamız kâfidir. Zira onları duyup anladıktan sonra onları sevmemek mümkün değildir. Kandillerimizi özellikle Mevlid kandilimizi, özelleştirmeliyiz. Örneğin; bu günlerde, evlerimizi süsleyebiliriz, çocuklarımızın sevdiği özel yemeklerden pişirebiliriz. Ayrıca Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz'in sünneti olan hediyeleşmek de bu günleri özelleştiren güzel bir davranıştır. Bu yatırımlar günagün çocuğun sevgisini ve hayranlığını kendiliğinden artıracaktır.
- Çocuklarımıza ilim ve tahsilin ancak Allah için yapılırsa hem dünyevî hem uhrevî bir değeri ve kıymeti olduğunu vurgulamalıyız. Bir insanın arzuları, hırsı ne kadar şiddetli ve hedefleri ne kadar büyük olursa olsun, ömür ile sınırlı ve tutsaktır. Ancak Allah için yapılan ilim insanı karanlık dünyadan kurtarır ve yüceltir. Bu hakikatleri çocuklarımıza sık sık vurgulamalıyız.
- Okuldaki sınavına hazırlanan 12 yaşındaki bir öğrenciye: "5 vakit namazın da bizim için günlük sınavlar"dan olduğunu hatırlatmalıyız. "Maddi sınava çalışırken, manevi sınavı kaybetmenin büyük bir kayıp olduğunu" belirtmeliyiz.
- Bir öğrencinin görevleri gibi müslümanların da Allah'a karşı namaz, abdest, oruç gibi görevleri olduğunu söylemeliyiz. "İyi bir müslüman"ın da Allah'a karşı görevlerini aksatmadan zamanında yapması gerektiğini anlatmalıyız.
- Çocuğumuza okuldaki sınavları öncesinde "Allah yardımcın olsun!" diye dua etmeliyiz. Dua sayesinde çocuğumuzun psikolojisi olumlu yönde etkilenecektir. Aynı zamanda dua yapmasını öğrenecektir.
- İyi not almış olan çocuğumuza "Maşallah!" (Allah dilediği için öyle!) dersek çocuğumuz başarılarını nefsine mal etmemiş olur. Böylece bütün güzelliklerin Hazret-i Allah'tan olduğunu vurgulamış oluruz.
Ayrıca "Allah'ım hesap gününde de senin yardımcın olsun!" diye dua ederek her fırsatta "hayatın gerçek finalini" vurgulamalıyız.
Unutmayalım, dünyadaki sınavlar kazanılsın veya kazanılmasın, "Sırat-ı müstakim" (dosduğru yol=Allah yolu) adına çocuğumuzu kazanmak, bütün diğer kazançlardan daha değerlidir.